Keskin: Kürtçe seçmeli dersler bir prova olacak

Keskin: Kürtçe seçmeli dersler bir prova olacak

.

A+A-

Kürtçe seçmeli ders süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunan ve bu süreçte yürütülen kampanyanın önemini vurgulayan Keskin, “Seçmeli dersler bizim eksikleri görmemiz için bir prova olacak, kıymetli bir tecrübe olacak. Bu yüzden de gerekli önemi vermemiz gerekir” dedi.

Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilkokul 4 ve ortaokulların 5, 6 ve 7. sınıflarında seçmeli ders tercih süresi bugün (7 Şubat Pazartesi) sona eriyor. Öğrenci ve aileler, bugün saat 17:00’ye kadar tercih ettikleri dersleri okul yönetimlerine iletebilecek.

Yaşayan Diller ve Lehçeler (5, 6, 7 ve 8. sınıflar) dersi kapsamında, Kürtçenin Kurmancî ve Zazakî lehçeleri de seçmeli dersler arasında yer alıyor. Bu yıl, öğrenci ve ailelerin Kürtçe dersleri tercih etmesi için yoğun bir kampanya gerçekleştirildi.

Sanatçılardan akademisyenlere, aydınlardan siyasetçilere, partilerden sivil toplum kuruluşlarına kadar birçok kesim kampanyaya destek vererek ailelerin de çocuklarını Kürtçe seçmeli derslere yönlendirilmesi konusunda çağrıda bulunuyor.

Rûdaw’a konuk olan Avesta Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Keskin, seçmeli ders sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“İyi bir prova, yararlı bir tecrübe oldu”

Kampanya sürecine ilişkin görüşlerini dile getiren Keskin, şöyle konuştu:

“Biraz geç başladı, fakat ilk defa Kürtçe için pek çok kesim arasında bir hassasiyet oluştu. Ortaya çok güzel bir tablo çıktı. Sonuç her ne olursa olsun kampanya sürecini çok başarılı buluyorum. Önümüzdeki yıllar için de iyi bir prova, yararlı bir tecrübe oldu.”

100-200 bin öğrencinin dersleri tercih etmesi durumunda, devletin Kürtçe öğretmenleri atamak zorunda kalacağını aktaran Keskin, “Devlet 2013’te mecburen böyle bir adım atmak zorunda kaldı. O dönemde bugünkü gibi bu hak sahiplenilseydi ve aileler çocuklarını kaydettirselerdi, şüphesiz çok daha iyi sonuç alınırdı” dedi.

“Çocuğumu Kürtçe eğitim veren okula göndereyim’ hissiyatının oluşması önemli”

Kampanyayla birlikte Kürtler arasında ulusal bir hassasiyet oluştuğunu savunan Keskin, şu ifadeleri kullandı:

“Kürtçeye yönelik çalışmalar iki çerçeve içinde yer alıyordu. Kürtlerin ezici çoğunluğu taşrada yaşıyor ve günlük Kürtçeyi kullanıyordu. Edebiyat, medya ve sanatla ilgilenen Kürtler ise her zaman için dar bir kesim olmuştur. Bu kampanyayla birlikte ise milli bir hassasiyet ortaya çıktı. Dolayısıyla bu dar kesimin biraz daha genişlemesini umuyoruz.

Eğitim dili ve seçmeli dersleri bırakın, sokakta bile Kürtçe konuşmayı yasaklayan bir devletten bahsediyoruz. Zaten devletin tutumu üzerinden hiçbir zaman böyle bir beklenti içine girmemiştim. Öncelikle Kürtlerin dil meselesinde kendilerini ikna etmeleri gerekiyor. Tarafı ne olursa olsun, hangi Kürde sorsanız Kürtçe eğitim kırmızı çizgisi oluyor. Herkes olmasını istiyor.

Halk arasında ‘Çocuğumu Kürtçe eğitim veren okula göndereyim’ hissiyatının oluşması önemli. Sonucu her ne olursa olsun bu bir başlangıç.”

Seçmeli derslerin Kürtçe eğitim formatına dönüşmesine ilişkin konuşan Keskin, “Bu biraz da Kürtlerin çalışması ve gayretine kalmış bir şey. Ciddiyetle sahip çıkarsak, milli bir haktan da öte insani bir hak olan bu hakkı devlet hiçbir şekilde geri çevirip binlerce çocuğu dillerinden mahrum bırakamaz. Bunun için de hareket ve gayret gerekir” sözlerini kullandı.

“Eksiklerimizi görmüş oluruz”

Devletin anadilde eğitimi serbest bırakması durumunda Kürtlerin toplumsal olarak ve materyal anlamında buna hazır olup olmamasıyla ilgili görüşlerini aktaran Keskin, şunları kaydetti:

“Seçmeli derslerle birlikte bu konuda eksiklerimizi görmüş oluruz. Şu anki şartlar elbette 100 bin öğrenci için uygun değildir. 6-7 yıldır, her sene 2-3 öğretmen atıyorlar. Bu tam bir komedi aslında. Devlet de buna yönelik siyasetini çok fazla sürdüremez.”

“Almanya, Türkçe için ne yapıyorsa burada aynısı Kürtçe için yapılmalı”

Seçmeli ders kampanyasının önemine dikkat çeken Keskin, çalışmaların devam etmesi gerektiğini kaydetti:

“Bence bu kampanya daha yeni başladı. Sonuçlar açıklandıktan sonra bakacağız. Sonuç tatmin edici olmasa da bizi demoralize etmemeli. Mühim olan toplumun her kesiminden bir ses yükselmesiydi. Bu, çok kıymetli ve değerini bilmemiz lazım. Şimdiden yeni adımlar atmamız gerekir. Materyal meselesi de çok sorun olmaz.

Aslolan, önemli olan resmiyet. Bu nüfusla beraber Kürtçe ders alacak öğrenci sayısı milyonu bulabilir. Bu işin organize ve finanse edilmesi topluma bırakılamaz. Almanya, Türkçe için ne yapıyorsa burada da aynısı Kürtçe için yapılmalı. Bu bizim hakkımız ve bu hakka ulaşmak için ciddiyetle çalışmamız lazım.

Seçmeli dersler bizim eksikleri görmemiz için bir prova olacak, kıymetli bir tecrübe olacak. Bu yüzden de gerekli önemi vermemiz gerekir.”

Rûdaw

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.