Ali Fikri IŞIK

Ali Fikri IŞIK

Yazarın Tüm Yazıları >

Klopp’un dehası Mourinho ‘nun çıkmaz sokağı

A+A-

Mourinho’nun defansı, hala bu kadar derine gömmekten medet umuyor olması anlaşılır gibi durmuyorsa da, onu ciddiye alıp bir bildiğinin olduğunu ihtimal dahilde tutmakta fayda var; ne de olsa onun adı Jose Mourinho ve kariyerinde herkesi kıskandıracak başarılar yazılı. Belki de tam burada kişisel bir not düşmem de bir sakınca yoktur. Mourinho benim sevmeye çaba sarf ettiğim teknik adamlardan biridir. Elbette bende herkes gibi onu takdir ediyorum, üstelik futbolculuk kariyeri olmadan bu deneyim ün ve kolaylaştırıcı zemine dayanmadan teknik direktör olma başarısı göstermesi her şeyden öte ve üstünde bir saygıyı hak ediyor.

Bir tercümandan devasa bir teknik direktöre dönüşmesi, bence romanlara filmlere konu olabilecek büyük bir başarıdır. Portekiz’de, İspanya’da, İtalya’da ve İngiltere de şampiyonluklar yaşaması, Şampiyonlar ligi şampiyonluğunu defalarca farklı ülkelerde kazanması imrenilecek bir hikayedir.

Aslında Avrupa futbolunun son on beş yılına gerçek manada damga vurmuş nadir bir adam ve Avrupa futbolunun değişen taktiklerini ve yenilenen stratejilerini neredeyse belirleyen, bir şekilde buna vesile olan bir futbol adamıdır. Ama galiba artık kendini yenileme yeteneğini de tüketmiş durumdadır.

Mourinho, rakiplerini peri masalında her an tükezlenecek olan o yedi başlı ejderha gibi düşünür. Onun defansını hala bu kadar geride gömülü tutmasının başka da bir açıklaması yoktur. Her rakip yedi başlı dev bir ejderhadır ve her ejderha gibi rakibine pervasızca saldırır, kontrolsüz her saldırı beraberinde mutlaka tökezlenmeye neden olur.

İşte bu an, çelik sinirli avcımızın pususundan çıkıp, zaten kılıcının önüne düşen ejderhaya son darbeyi vurma anıdır. Mourinho’yu Mourinho yapan şey, rakibin ona saldırdığı anda, kocaman dişleriyle rakibini ısırmasıdır. Ama galiba deniz bitti. Hiçbir rakip kontra atak yeme ihtimalini hesaplamadan pervasızca saldırmıyor artık.

Dün Mourinho, Klopp Karşısında kelimenin tam anlamıyla küçük düştü. Çünkü Klopp bütün gücüyle saldırıyordu ve Mourinho ısıracak bir santimlik yer bile bulamıyordu. Maçın her anında Klopp iki bek’ini de hiç geri çekmedi. Her hücum girişiminde bek'ler ile hücumcular arasında beş metrelik açık alan bile oluşmuyordu. Yani Liverpool hücumcuları ile bekleri bitişik halde oyunada pozisyon alıyordu. Bunun anlamı şuydu, aslında Liverpool geride özellikle de kenar beklerinin arkasında uçak pisti kadar geniş alan bırakıyordu.

Peki, Mourinho neden bu büyük zafiyetten yararlanamadı. Çünkü Klopp, zamana dayalı bir stratejiyi, top ve alan eksenine hakim kıldığı için, bu boş alanlar Mourinho için fırsata dönüşmüyordu. Top liverpool’dayken takım iki kenara doğru öylesine yatay açılıyordu ki, Man-Unid alan kapatıp geriye gömülmekten başka bir seçenek düşünemiyordu. Top Man-Unid geçtiğinde de döngülü ve tam zamanlı bölgesel gegenpressing  baskıları o kadar ani ve şok etkisi yaratıyordu ki, hiçbir Man-Unid oyuncusu temiz bir pas seçeneği bulamıyordu.

Futbolu oyununu böyle tasarlamak çılgınca gelebilir, ama Klopp yapıyor işte. Tempoyu alan daraltmak için yapmıyor, çok doğrudan rakibin topla oynamasına izin vermemek için yapıyor. Temel düşünce alan kapatmak, alan daraltmak ve dolayısıyla rakibe oynayacak alan bırakmamak değil. Tam tersine rakibe hızlı baskı yaparak ona topla oynama zamanı bırakmamaktır.

Rakip oyuncu topu kontrol etme imkanı bulmadan presi yiyor. Rakip oyuncu pas seçeneklerini düşünme ve uygulama zamanı bulmadan, bulamadan ensesinde Liverpool’u oyuncuyu buluyor.

Daha önce de yazmıştım. Klopp zamanı baz alıyor. Klopp için en değerli şey rakibe zaman bırakmamaktır. Bu öyle etkili bir stratejidir ki her rakip nitelik kaybına uğruyor. Rakip kalitesini kullanma ve gösterme fırsatı bulamıyor. Klopp’u hayranlıkla izlemeye devam ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.