Haber Merkezi- Al Monitor'den Amberin Zaman'ın haberine göre, Kobane Türkiye ile diyalogun yeniden canlandırılması ve İranlı komutan Kasım Süleymani'nin ABD tarafından düzenlenen bir suikastle öldürülmesini değerlendirdi.

Haberde, Türkiye'nin 9 Ekim'de başlayan ve 17 Ekim'de sonlanan Barış Pınarı Harekatı'ndan bu yana üç ay geçtiği ve on binlerce kişinin operasyon nedeniyle yerlerinden edilirken, yüzlerce sivilin öldüğü hatırlatıldı.

Kobane'nin açıklamalarının yer aldığı haberde şu detaylar dikkat çekti: (Mota mot çeviri yerine özet çıkarılmıştır)

"ABD güçleri yeniden (Kuzey Suriye'ye) konuşlandı ve Suriye güçleri ile Rusya oluşan güç boşluğunu doldurmak için harekete geçti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kuzey Suriye'deki askeri operasyonları Irak sınırına kadar genişletme tehdidinde bulundu.

Mazlum Kobane ise, bu fırtınalı sularda yol almak için elinden gelenin en iyisini yapıyor; bir yandan Rusya, ABD ve (Suriye) rejim arasında denge arayışını sürdürürken bir yandan da Suriye'deki Kürt siyasi partilerini birleştirmek için çabalıyor.

Kobane, operasyondan bu yana yaşanan gelişmeleri şu sözlerle değerlendirdi:

'Türk saldırısı halkımıza çok büyük zarar verdi. Türkiye, Suriye'nin bir bölümüne saldırdı. (Harekat) insanlarımızın yaşadığı bölgelere terörist grupları getirdi. El Kaide bağlantılı, radikal İslamcı grupları kastediyorum. Halkımız kitlesel yerinden edilmelerden muzdarip. Nüfus mühendisliğine ve etnik temizliğe maruz kaldılar. 

Bu Kürtler artık evlerine dönemiyor. Yerlerinden edilen Araplar da evlerine dönemiyor. Araplar bizimle bir arada var oldukları için Türkiye tarafından hain olarak görülüyorlar. Onlarda hedef haline geldiler. Perişan koşullarda yaşamaya zorlandılar; kamplarda ve geçim kaynaklarından yoksun bırakılarak.

Türk saldırısı öncesinde, sadece ABD liderliğindeki koalisyon ile birlikte çalışıyorduk, şimdi ise Ruslarla ve sınırdaki Suriye rejim güçleri ile de çalışıyoruz.

İran'ın bir anlaşmanın kotarılmasına yardımcı olduğu iddialarıyla ilgili, Kobane, 'Hayır, etmediler. İşin olumlu yanından bakılırsa, insanımız bizimle birlikte durdu, bize tümüyle güvendi. Bu hususta bir değişiklik yok. Dahası, Türk güçleriyle bir temas noktamız artık yok. Rejim güçleri, Kuzey Suriye Türk sınırı boyunca yerleşti, yani bizim güçlerimizle yer değişti. Türkiye, sürekli sınır boyunca varlığımızdan ulusal güvenliğine tehdit olarak dem vuruyordu. Bu argüman şimdi ölü. Artık bizi Suriye'yi parçalamakla ya Suriye'den ayrılmakla suçlayamazlar.

Küresel çapta Kürtlere büyük bir destek akışı oldu. Özellikle de, ABD Başkanı Donald Trump'ın asker çekme kararını kınayan ABD Kongresi'nden. Trump beni aradı. Başkan Yardımcısı Mike Pence de telefon etti. Tüm dünya Kürtlerin kim olduğunu biliyor ve bize sempati duyuyor. Türkiye'nin aksine, kendimizi savunmak için lobi faaliyetlerine milyonlarca dolar akıtmak zorunda değiliz. Bu bir davamızın olmasından kaynaklı.

Rusya'nın varlığının, Kuzeydoğu Suriye'deki sorunları çözmede olumlu bir etki yaratacağına inanıyorum. Rusya'nın Suriye'de büyük bir etkisi var ve bir çözüm için istekli olduğunu biliyoruz; Suriye rejimiyle bir anlaşmaya ulaşılmasında bize büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz.'

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın Suriyeli istihbarat yetkilileri ile temasına ve Rusya'nın şu ana kadar bir adım atılmaması ile ilgili ise, Kobane şunları söyledi:

'Rusya'nın kendi çıkarlarını gözettiği bir gerçek ve Rusya, Ankara ile Şam arasındaki ilişkileri onarmak için çabalıyor. Ruslara, Türkiye ile ilişkilerini anladığımızı ancak bunun bize karşı kullanılmaması gerektiğini söyledik. Bu riskin varlığını da kabul ediyoruz. Bu yolu seçerlerse kendi çıkarlarına uygun olmayacaktır. Suriye, 2011 öncesinin Suriyesi değil ve eski Suriye'ye asla dönemeyiz. 

Kobane, Türkiye ile diyalog ihtimaliyle ilgili ise şunları kaydetti:

'Bildiğiniz gibi İdlib halkına bir çağrıda bulundum. Onlara, kontrolümüz altındaki bölgelere sığınmalarının memnuniyetle karşılanacağını söyledim. Dört milyon Suriyeli ile zaten ağır bir yük üstlenen Türkiye'nin İdlib'den göçecek bir milyon Suriyeli akını nedeniyle derinden endişelendiğini biliyoruz. İdlib halkına çağrımız, Türkiye'nin yükünü hafifletmeye yardımcı olacaktır. İyi niyetle ve tüm insani zeminde, Türkiye ile çalışmaya hazırız."

Haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz