Kültür ve kimlik Entegrasyon sorunu: Çeşitlilik ve sosyal uyum
.
Yusuf Kaynak
1960'lardan bu yana, büyük göç akışlarının bir etkisi batı ülkelerinde oldu. Batı toplumların düzeni de başta batı Avrupa küreselleşme ile dilleri, dinleri bir yana, yeni fikirlere, geleneklere sahip büyük göçmen gruplarının varlığına yol açtı. Bu mevcudiyet, Avrupa'ya gelenler beraberinde yeni değer ve norm farklılıklarını dönüştürdüler; bu bağlantıda genellikle medeniyetlerin çatışması olarak anılır!.
Batı Avrupa'nın egemenliği entegrasyonla pekiştirilirken batı Avrupa'nın daha doğrusu Avrupa Birliğinin de dünyadaki konumu değişiyor. Doğu ile Batı arasındaki işbölümü ve nihayetinde de güç dengesi değişiyor. Ekonomik ağırlık merkezinin Asya'ya kayması v.s. gibi. İnternet çok şeye yarıyor hemde hizmet sektörünün gelişmekte olan ülkelere dış kaynak kullanımı gibi. Teknolojileşme, yani yeni teknolojik uygulamaların tanıtılması, buluşlar ve uygulamalar, kültür ve kimlik bir çok açıdan derinden değişiyorlar. İnternet aracılığıyla yeni topluluk biçimleri yaratılıyor. Aynı zamanda bunlar tehdit ediyorlar kamusal alanını 'Orta-doğulaşma' tehlikesi gibi, çünkü esas olarak akrabalık ruhları iletiliyor buralara. Teknoloji aynı zamanda tanıdık yaşam kalıplarının altını da oymaya ve geleneksel otoritelerin, kurumların ve bilgi uzmanlarının da otoritesini parçalamaya da katkıda bulunuyorlar.
Tarih boyunca buna benzer süreçler yaşanmıştır. Düşünme matbaanın icadı ile, keşif yolculukları ile ve reformlar ile de örtüşmektedir. Bu süreçlerin de önemli siyasi sonuçları olacaktır tabii. Ancak yeni teknolojilerin geliştirilmesinin de ve kullanımının da süreçler üzerindeki etkisi küreselleşme ve entegrasyon artık çok daha büyük ve daha zordur. Yani bir avrupa'daki genç müslüman göçmenler kimliklerini interneti kullanarak şekillendiriyor: İslam hakkındaki bilgilerden Irak-Suriye ile ilgili You Tube filmlerine kadar olanları bilir. Bu da yeni çünkü sürekli yeni platformların ve yazılım uygulamalarının ortaya çıkışı, kullanıcı kendini sürekli yenilemek ve yeniden keşfetmek zorunda kalır.
Kısacası, küreselleşme ve teknoloji her zamankinden daha fazla iç içe geçmiş durumda ve sonuçları geniş kapsamlıdır. Birçoklarının gözünde, geçmişin bu kadar homojen ve bütünleşmiş toplumu kesinlikle geçmişte kaldı ve aralarında bir ikilik var olan vatandaşlar ortaya çıkıyor: bir yanda küreselleşmeyi ve teknolojiyi yönlendirenler ve diğer yandan da bu süreçlerin büyük derecede yabancılaşma ve huzursuzluk uyandırdığı vatandaşlar. Bu nedenle her iki süreç de güçlü ve son derece görünür ölçüde kazananlar ve kaybedenler. Biri evden bir internet şirketi kurar, diğeri işini sanal bir işyerinde veya bir Çinliye kaptırır. Aynı işi az paraya yapan Polon inşaat işçisi. Bu bir fark yaratır.
Küreselleşme ve teknoloji, radyo, fîlm- sînema, televizyon, oyunlar, cep telefonları ve internet gibi elektronik kitle iletişim araçlarıyla bağlantılıdır: İnsanların, paranın, malların, semboller ve fikirler. Küreselleşme ve teknolojinin bu benzersiz etkileşimi, kimliğin inşası için de derin etkilere sahiptir. Bireyler küreselleşmiş medya kültüründen ve sosyal medyadan ayna/yansıyan rol modelleri İnternet üzerindeki ağlar, internetin ötesine geçen sanal topluluklar yaratır. Gerçek, somut yerlerin sınırları. Aslında, kitle iletişim araçları aracılığıyla kültürel ürünlerin ulusötesi alışverişi, çağdaş yaşamın karakteristik bir yönüdür. toplum, çeşitli örneklerden de görülebileceği gibi: Twitter'in dünyadaki rolü İran-Mısır'daki siyasi protestoların siber suçlara ve uluslararası telif hakkı sorunlarına yönelik kapsamı.
Klasik/eski kültür kavramını kafa karıştıran ve belirleyen tam da bu tür kültürlerin karışımıdır. Avrupa vatandaşlığı ağır baskı altındadır. Sivil idealler ve sivil haklar Yakın-Orta Çağlardan itibaren sosyal uyum ve sivil katılım gibi kavramların gelişmesinde her zaman önemli bir rol oynamışlardır, ancak şimdi küreselleşme ve teknolojileşmenin herkes tarafından başka şekilde etkisi doldurulmuş.
Tüm Kötü Şeyler Sizin İçin İyidir!. Popüler Kültür Neden Bizi Daha Akıllı Yapıyor?!.
Bu konuda Kürdler ne durumda, bağımsız bir ülke ve kimliğe sahip olmadan bu küreselleşen dünya da teknoloji ile birlikte hareket edip Kürd olarak varlığını korumak kolay olmayacak ve kolayda görünmüyor. Kürdler bir kimlik bir ülke oluşturmadan dünya öyle hızlı bir çağa giriş yaptı ki yirmi- birinci yüzyıl sanal ve dijital bir dünyaya yol aldı. Dünya artık elli-yüzyıl önceki kimlikle, kültürle algılanmayacak, yepyeni norm ve değerlerle bütünleşen bir nevi dünyalaşan insanlık ile beraber bir dünya kimliği de yavaş yavaş ortaya çıkacak. Herkes kaldığı ve oturduğu yerden kendine sanal yani dijital kültür ve kimlik oluşturacak, kendi penceresinden nerede ikamet ediyorsa oralıda ve dünyalı da olacak. Çoğu diller etkilerini yavaş yavaş süreçle birlikte değer kaybedecek. Bir nevi dünya dili tabiki teknoloji ve ticaret dilleri yer alacak. Yani kısaca dillerin önemi ve hakimiyeti translate mobil telefonlara, navigasyonlar, çevirim içi iletişim ve yeni bireysel youtube kanallara evirilecek. Kürdçe bu mücadele, bu baskın dijital dünya dilleri arasında ayakta kalma uğraşı verirken, Kürdlerde kendi kimlik mücadeleleri verecek. Yeni imkanlar ile beraber riskler ve tehditlerde beraberinde görülecek.
Kürdler yüzyıl önce kaçırdıkları treni yakalamaları gerçekte zor olacak bu yüzyıl çok hızlı gelişiyor, sen kafanı kaldıracak zaman bulmadan daha bir Kürdçe okul açmadan, çocuklara bir derslik dahi kurmadan, yeni üç yaşındaki çocuklar elinde tablet ile oyun dünyasında kendine bir dünya kurmuş, yetişmen zor olacak. Kürd kimliğinle hayatta kalman zor olacak, ancak Kürdlerin yaşatacağı kimlik Kürdçe konuşma ile sınırlı kalacak, insan ana dili ile gelişir olgunlaşır, bir hüviyet sahibi olur. Artık ona yetişmen zor; yapacağınız Kürd kimliğin için çocuklarına dilinden isim vermek, kökenleri ve tarihlerini, coğrafyalarını hangi dilden olursa olsun öğretmek, gelenek ve göreneklerin iyi taraflarını onlara aktarmak. Kültürler sadece kan bağları ile oluşmaz, benlikler bağlı bulunduğun köke, aşirete, din dil-ırk gözetmeksizin bir araya gelerek yok olmamak için sadece Kürdistan'da değil bulundukları her yerde yerelden yukarı doğru örgütlenmek, modern anlamada örgütlenmek, öğrenmek ve okuyan nesiller yetiştirmek. Diaspora yalnız yurt dışında değil ülke coğrafyasının dışı, adım attığın her yer disapora olmalı. Elli-altmış yıl önce Adana, Mersin, Bursa ve İzmir daha sonra da tüm batı illerine dağılan vede dağıtılan Kürdler diaspora Kürdlüğü oluşturur. Her yer de örgütlenip her konuda birbirine sahip çıkmak yok olmaktan kurtulmak gerek. Meslek örgütleri dayanışma dernekleri, ticari holdingler, yardım vakıfları ve fonlar oluşturarak her sahipsize sahip çıkmak, onları ayaklar altında ezilmesine göz yummamak. Yardım elini uzatmak, sermaye sahibi olmak yalnız ulusal bir ruhu olan insanlar kendi kimlikleri ve sembolleri ile kuracakları şirketlere holdinglere kurumlara kendi dilinde öz değerleriyle isim vererek, böylece yeni nesillere ve gelecek yüzyıllara yelken açmak her Kürdün ulusal vazifesi olmalıdır. Olmazsa rüzgar nereye savurursa dökülen yaprak gibi başkaların ayakları altında ezilir gider. Çok zor değil çocuğuna Kürdçe isim vermek, şirketine Kürdçe isim ve sembol koymak, marka olmak!. Zor değil Boran Holding demek, Zozan Yoğurt demek, Botan Kafe demek vs.
Yusuf Kaynak, Lahey, 25-05-2022
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.