Kürd Dinamiklerine Mudahale Aspektı!
Bölge devletleri, Kürd dinamiklerinin sağlıklı bir şekilde gelişmememesi için sürek müdahale ederek, parçalamaya çalışmaktadırlar. Çünkü, Kurdistan'nın uluslararası dinamik güçleri arasında yer almaya yöneldiğini görüyor ve bunu önlemek için, bizzat Kürd dinamiklerine müdahale ederek, Kurd dinamiklerini kullanarak önlemeye çalışmaktadırlar.
Bölgesel güç olarak değerlendireceğimiz Türkiye, İran, Surîye ve İraq'tan da bir kesim Şii (Nuri Malıki ekibi), Lübnandaki Hizbullah'ı da düşünelim. Bu bölgesel dinamiklerin başını, uluslararası bir güç olarak Rusya, ABD'ye karşı kendi çıkarları için kullanmaktadır.
İran, mezhepsel çatışmaların baş aktörü ve islami terörün önemli destekçilerindendir.
Aslına bakılırsa; İran'dan, Lübnan'a kadar uzanan bir Şii güzengahın oluşturulması, Şii hareketin hedefı. Kurdistan bu güzergahı parçaliyor. Ama burda, İran Şii hareketin dışında, hangi uluslararası aktörün çıkarı var, bu „şii güzergah"ın oluşmasında? Uluslararası Koalisyonda yer alan güçlere sorun yaratmaktan öte, mesela Rusya'nın ne çıkarı var bu işte?
Bana göre bu „bağımsız Kurdistan'a karşı bölgesel hamleler" olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu hamlelerin dış ayağını da İran, Suriye ve Nuri Malıki ekibi çekmektedir. Rusyanın bu blokta görünmesi, tamamen bölge sorunlarının çözümü için kriz masasında elini güçlendirmeye yöneliktir. Sağlıklı bir proğramı ve de gücü de yok. ABD ve Avrupa blokuna karşı elini güçlendirmek için bu bölgesel dinamiklerle oynamanın başka izahı olduğu kanısında değilim.
Durum böyle olunca da özellikle PKK'nin bölgede bu güçlerle hareket etmesi tamamen kullanılmaya açık bir tercih olarak görmek lazım. Diğer bir deyimle taşaron olmayı seçen bir durumdur. PKK'nin tamamen Şii hareketin bölgesel dinamikleri arasında yer almasının, uluslararası bir karşılığı yok ve tam tersine ayakta kalmak için, karanlık işleri üstlenmeye açık , taşaronluk tercihidir.
Dolayisiyle PKK'nin tamamen bu proğrama oturtulmuş olması, Kurdistan dinamiklerini hem kullanmaya açık duruma getiriyor, kullandıriyor ve hem de dinamikleri parçaliyor, kazanımlarımıza zarar veriyor.
Bir kısım YNK ve Tevgera Goran ise; PKK'nin bu durumunu kendi partisel çıkarları için „Barzaniye ve PDK"aya karşı baskı unsuru olarak yapmaktadır. Aslında bu durum, açıkça bağımsızlık karşıtı bir tavır koyma rızikosundan dolayı, PDK'yi ve Barzanî'yi hedefe koyarak, yapiyorlar. Îran ile ilişkileri de bu bazda yürüyor. Ama bu her iki hareketin de Şii mezhep dinamiklerinin tamamen içinde yer aldıkları kanısında değilim. Kısmen angajedir, ama tam değil. Bu konumu tamamen iç hesaplaşmanın bir aracı olarak kullanma mantığıdır. Güney Kurdistan'daki İslami Birlim (yekgirtu) grubu sözcülerinden Ebubekır Heledini'nin şu açıklaması tamamen böyle bir mantığın sonucudur. YNK'ye seslenerek:
„YNK Kerkük bölgesindeki gaz ve petrol kaynaklarına el koysun ve PDK'ye karşı silah olarak kullansın" (!)
Bu zihniyet, partizan çıkarları için herşeyi mubbah görme örneğidir. Bu, partizan çıkarlar için Kurdistan dinamiklerini parçalayan ve düşmanla bile işbirliğini meşrulaştıran bir mantıktır.
Sonuçta bu baskı unsuru olma halı da Bağımsızlık projesine çelme takma olarak değerlendirilmeli, ama tam olarak (PKK gibi) YNK ve Tevgera Goran bu proğrama oturmuş değiller.
Zaten PKK açıkça ‚"biz Barzaniye devlet kurdurtmayiz" demektedir.
„Irak'ın federal bir yapı olarak inşa edilmesi döneminde, YNK ve KDP arasinda Amerikanin garantörlüğü" vardı. Ama bu Iraq federel Devleti bazında bir „garantörlük"tü. Bağımsızlık için bu garantörlük henüz yenilenmiş değil. Onun için böyle bir garantörlük var diyemeyiz. Bazı bölge uzmanları böyle bir garantörlük ihtimaline işaret edilmekte, umutla bakılmakta, ama olduğunu söylemek şimdilik erken.
Çünkü Irak Federal yapılanması hazırlanırken, amaçlanan hedefler, ABD bölgeyi terkettikten sonra, süreç farklı mecralara doğru kaydı. DAİŞ yenilgisi sonrası nasıl sonuçlar doğuracağı tesbiti, bence Suriye'nin siyasi kaderi belirler. Suriye'nin yeni yapılanması veya parçalanması, veya federal yapıya dönüştürülmesi, Güney Kurdistan'ın siyasi kaderini de kesinleştirecek. Bu anlamda bir garantörlük oluşacaksa da bence bu dönemde gündeme gelecek. Bu da Kurdistan bağımsızlığının onaylanması anlamına gelecek. Bu anlamda Güney Kurdistan'daki bazı bağımsızlık yanlısı dinamiklerin:
„Biz referandumu kesinlikle yapacağız, ama bu bağımsızlığı hemen ilan edeceğiz anlamına gelmiyor"(!) demelerinin altında da bu gerçek yatmaktadır.
PKK, bütün gücüyle Suriye'nin birliğinin korunması amacı için harcamaktadır. Çünkü, PKK'nin izlediği, siyaset, Kürt halkının ve Kürdistan'ın kazanımlarını yok etmeye yöneliktir. Bu Kurd ve Kurdistan'i talepleri, değerleri reddi pahasına da olsa, yapmaktadır. Ama bu, İran'ın tercihidir. PKK, onun bölgesel amaçları için taşaronluk görevi üstlenmiş. Şengal'deki varlıkları tamamen bu amaca hizmet etmektedir.
ABD'nın müttefik güçlerle birlikte İran'ı kuşattığını düşünelim: PKK'nin üstlendiği misyonun bitişi anlamına gelir. Bu Trump ekibi açıkça ‚"biz çıkarlarımızı İran'a kaptırmayiz, ne gerekiyorsa yapacağız" diyor. Sorunu bu bazda ele aldığımız zaman, PKK'nin bölgede ağır bir yenilgi alacağı anlamına gelmektedir.
Kerkük olayı, (Bütün resmi kurumlara kurdistan bayrağının çekilmesi ve Kurdçe'nin resmi dil olarak ilan edilmesi) tamamen Bağımsız Kurdistan ve Irak anayasasındaki 140 maddeye ilişkindir. Uzun süredir bu anayasayı rafa kaldıran Irak, Kurdistan'ı ciddi şekilde zorladı ve sorunların oluşmasına neden oldu..
Ekonomik kriz başta olmak üzere; Kurdistan'daki siyasi bloklaşmaların nedenine de, Kurdistan'ın bu anayasal haklarının Irak devleti tarafından kesilmesine gerekçe oldu. Daha fazla acı çekmenin yerine, kısa zamanda sorunları çözme mantığını savunnan eller, Kerkük sorununa el uzattı. Çünkü o belirsizlik, Kerkük'ü bitiriyordu. Ya Irak şehrı, ya da Kurdistan şehri olduğu gerçeğine geçmesi gerekiyordu. Kerkük ortada yaşayamazdı. Resmi olarak „Kerkük Kurdistandır" gerçeğinin onaylanması anlamına geldı.
Bana göre bu sorunların PKK ile birlikte çözülmesi yerine, güney Kurdistan kendi aralarında anlaşacak ve PKK'yi kuşatarak, belayı defedecekler. Bu konuda ABD' de etkili olacak. Çünkü PKK sistem dışı bir güç ve ona hiç bir devlet resmi ilişki önerisinde bulunamaz..Sadece gayri resmi ilişkilerle, karanlık işler için kullanma amaçlı gizli ilişkiler kurarlar. İran'ın bile PKK ile ilişkileri bu bazda yürüyor.
Güney Kurdistan'da PDK ve YNK'nin başını çektiği bir birlik sürecı devreye sokmak için, ilişkiler ve görüşmeler devam ediyor. Bu olacak, ama YNK ve Tevgera Goran'da ciddi kopmalarla olacak. Çünkü İran, bu iki hareket üzerinde de etkili. Tevgera Goran Hareketinin Lideri Ağır kanser hastası ve doktorlar kısa ömür biçtikleri bir dönemde. Kendi eşinin bile cenazesine katılmaya Doktorlar izin vermediler. Bu Tevgera Goran hareketinin yeniden YNK'ye dönüş sağlaması demektir. Bu da, hem Tevgera Goran ve hem de YNK'de kopmaları beraberinde getirecek. Şu anda İran Tegera Goran ve İslamî Yekgirtu(Birlik) üzerinden YNK ve PDK ittifakını geçiktirmeye ve bozmaya çalışılmaktadır. YNK ve PDK arasındaki görüşmelerin uzanmasının nedenleri başında, Tevgera Goran ve İslami Birlik grubunun YNK üzerinde yarattığı presten ileri geliyor.
Ama her halukarda Musul sonrası süreç, Irak'ta yeni mezhepsel hesaplaşmaların gelişeceği bir dönem olacak gorüntüsü var. Bu da kurdlerin Irak bünyesinde kalma durumunu zorlaştıriyor ve kopma, bağımsız devlet olma süreci hızlanabilir. Bunu kurdler lehine, iyi değerlendirmenin yolu Güney kurdistan'da bi uzlaşma yolunun bulunmasında ve ulusal bir iradenin yaratılmasından geçiyor.
Bekleyip göreceğiz..
26.03.2017
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.