HDP Milletvekili Osman Baydemir’in “Kürtler’in temsilcisi olarak Kürdistan’dan geliyorum.” Sözü üzerine Meclis Genel Kurulu’nu başkan sıfatıyla yöneten Ayşe Nur Bahçekapılı’nın “Kürdistan neresi” sorusuna Baydemir, elini kalbinin üzerine koyarak , “burası “ dedi. Cevap güzel ve yerinde. Ayrıca doğru da. Ben bu yazıda Kürdistanı yüreğimizin dışında bir de harita üzerinde ve zeminde gösteren Osmanlı Belgelerinden birkaçını aktarmak istiyorum.

AKP öncülüğünde Türkiye’de büyük bir Osmanlıcılık aşkı var. Belki platonik bir aşk ama bütün referanslarını Osmanlıya yapan bir iktidar ve arkasındaki toplum daha iyi anlasın diye ben Osmanlı Arşivlerinden sadece birkaç örnekle Osmanlıların Kürdistan konusunda tereddütsüz tanımlamalara sahip olduğunu göstermek istiyorum. Osmanlıcı bu yönetim ve arkasındaki kitlenin artık Kürdistan gerçeğine bir sözleri olmaması gerekir. Ya da Osmanlıyı reddetmeleri gerek.

1 - 1515’te Yavuz Sultan Selim’in yayınladığı Padişah Fermanında “Kürdistan” adıyla anılan bu topraklar, idari yapı olarak yönetimin Kürt beylerine Beylik namıyla verilmiştir.

2 - Sultan Süleyman zamanında 1527'de Osmanlı İmparatorluğu'nun idari taksimatını gösteren defterde (Topkapı Sarayı Arşivi, D 5246)Vilayet-i Kürdistan çok net olarak belirlenmiş ve bu coğrafya içinde Kürt Beylikleri teker teker gösterilmiştir.

3 - Sultan Abdülmecid döneminde, Bedirxan Bey ve diğer Beylerin önderliğinde Kürtlerin çıkardığı isyanlar nedeniyle yapılan askeri harekatta hizmeti görülenlere verilmek üzere Hicri 1263 (1846) senesinde murassa, altın ve gümüş olmak üzere üç çeşit coğrafi bölgeyi içeren “Kürdistan Madalyası” hazırlanmıştır.

4 - İstanbul Boğazı’ndaki yalısı ile tanınan ve Tanzimat Dönemi’nin önde gelen devlet adamlarından şair, diplomat Sadullah Paşa’nın, Sultan II. Mahmud Türbesi yanında bulunan kabrine ait mezar taşında da: “...Esbak Kürdistan Valisi …” diye bir kitabe yazılıdır ve bu mezar taşı hala bu yazıyla birlikte durmaktadır.

5 - Abdülhamid döneminde basılmış 1877-1878’de Osmanlı Devleti'nin Ortadoğu'daki topraklarını gösteren haritada bugün Kürtlerin üzerinde yaşadığı ve kendilerine vatan kabul ettikleri bölge, “Kürdistan” olarak isimlendirilmiş ve gösterilmiştir.

6 - Şemseddin Sami’nin ilk baskısı 1901 yılında yapılan Kamus-u Türki’sinde “Kürdistan: “Memâlik-i Osmâniyyede hudûd-i İrâniyyenin iki cihetinden ve cezîrenin şark ve şimâl taraflarından ibâret yer.” şeklinde tarif edilmiştir.

Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Osmanlıya iman edenlere Osmanlı’nın ağzından birkaç örnek vermek istedim.

NOT: Bu belgelerde gösterilen Kürdisan’ın İran tarafında kalan kısmı gösterilmemiştir.AKP öncülüğünde Türkiye’de büyük bir Osmanlıcılık aşkı var. Belki platonik bir aşk ama bütün referanslarını Osmanlıya yapan bir iktidar ve arkasındaki toplum daha iyi anlasın diye ben Osmanlı Arşivlerinden sadece birkaç örnekle Osmanlıların Kürdistan konusunda tereddütsüz tanımlamalara sahip olduğunu göstermek istiyorum. Osmanlıcı bu yönetim ve arkasındaki kitlenin artık Kürdistan gerçeğine bir sözleri olmaması gerekir. Ya da Osmanlıyı reddetmeleri gerek.

1 - 1515’te Yavuz Sultan Selim’in yayınladığı Padişah Fermanında “Kürdistan” adıyla anılan bu topraklar, idari yapı olarak yönetimin Kürt beylerine Beylik namıyla verilmiştir.

2 - Sultan Süleyman zamanında 1527'de Osmanlı İmparatorluğu'nun idari taksimatını gösteren defterde (Topkapı Sarayı Arşivi, D 5246)Vilayet-i Kürdistan çok net olarak belirlenmiş ve bu coğrafya içinde Kürt Beylikleri teker teker gösterilmiştir.

3 - Sultan Abdülmecid döneminde, Bedirxan Bey ve diğer Beylerin önderliğinde Kürtlerin çıkardığı isyanlar nedeniyle yapılan askeri harekatta hizmeti görülenlere verilmek üzere Hicri 1263 (1846) senesinde murassa, altın ve gümüş olmak üzere üç çeşit coğrafi bölgeyi içeren “Kürdistan Madalyası” hazırlanmıştır.