"Kürtlerin Bağdat'ta yekvücut olmaları yaşamsal önem taşımaktadır"
.
Abdulhakim Günaydın / Independent Türkçe
Irak'ta aylardır hükümet kurulamıyor, cumhurbaşkanı seçilemiyor. Kürtler, Sünniler ve Sadr grubunun birlikte hareket etmesi, bazı Şii grupların tepkisini çekti. Olayların arkasında kimlerin yer aldığı merak konusu
Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Irak'ı işgal ettikten bir süre sonra hazırladığı anayasada, iktidar erkinin ülkedeki farklı etnik gruplar arasında bölüşülmesi yer alıyor.
Anayasaya göre başbakanlık Şiilerde, parlamento başkanlığı Sünnilerde ve cumhurbaşkanlığı da Kürtlerde olması gerekiyor.
Şimdiye kadar da hep böyle oldu. Ülkedeki Kürt partilerin gösterdiği aday Irak Cumhurbaşkanı olarak görev yaptı.
Benzer şekilde Sünniler Irak Parlamento Başkanı'nı, Şii gruplar ise başbakanı belirledi.
Ancak 5 aydır Irak'ta hükümet kurulmadığı gibi, bu makamlara gelecek kişilerin seçimi de yapılmadı.
Fakat Kürt partiler, Sünni gruplar ve son seçimlerde zaferle çıkan Mukteda es-Sadr grubunun hem yeni hükümetin kurulması hem de söz konusu makamlara seçilecek kişilerin belirlenmesi konusunda anlaştıkları ifade ediliyor.
Irak'ta bu tartışmalar devam ederken dün akşam Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) başkent Bağdat'taki ofisi ateşe verildi.
"Şahsın KDP ile bir ilişkisi yok"
Gerekçe ise KDP üyesi olduğu iddia edilen "Nayif Kurdistani" isimli kişi, sosyal medyada Şii dini mercileri eleştiren paylaşım yapması oldu.
Söz konusu kişi daha sonra yaptığı paylaşımı silerek özür diledi.
KDP’nin Bağdat ofisi yakıldı ve yağmalandı. Olayların arkasındaki güç merak ediliyor / Fotoğraf: AA
KDP Genel Başkanı Mesud Barzani de yaptığı açıklamada söz konusu şahsın partileriyle bir ilgisinin olmadığını söyledi.
Dini değer ve mercilere yapılan saldırının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi kabul etmediklerini vurgulayan Barzani, ofislerinin ateşe verilmesini de kınayarak, "KDP binası ikinci defadır yenilgiye uğramış bozguncu bir topluluk tarafından yakılıyor" dedi.
Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanlığı ise "Nayif Kurdistani" isimli şahsın gözaltına alınarak yargı makamlarına teslim edildiğini belirtti.
Ofisin yakılması ilk değil
Bağdat'taki KDP ofisinin yakılması ilk olmadığı gibi belki de son olmayacak.
Çünkü geçen ekim ayında da Bağdat'taki ofise saldırı düzenlenmiş ve ateşe verilmişti.
Saldırıların siyasi istikrarsızlık çıkarmak ve hükümeti kurmamakla bir ilgisinin olduğu ifade ediliyor.
Daha önce de KDP'nin Bağdat'taki ofisi ateşe verildi / Fotoğraf: Twitter
5 aydır hükümet kurulamadı
Bilindiği gibi Mukteda es-Sadr'ın liderliğini yaptığı Sadr grubu, Sünni Egemenlik Koalisyonu ve KDP'den oluşan "Vatanı Kurtarma İttifakı"nın hükümeti kurma görüşmeleri sürüyor.
İttifak, cumhurbaşkanı adaylarının KDP'den Reber Ahmed ve başbakan adaylarının da Sadr grubundan Cafer es-Sadr olduğunu geçen hafta açıklamıştı.
Cumartesi günü cumhurbaşkanlığı seçimi yapılması planlanıyordu ama yeter sayıya ulaşılamadığı için meclis oturumu ertelenmişti.
Sadr grubunun Sünnilerle birlikte hareket ederek cumhurbaşkanı ve başbakan seçimi için uğraşan KDP niye hedef alındı? Saldırının arkasında kimler var?
Konuya ilişkin Independent Türkçe'ye konuşan siyasiler, saldırıların İran veya ona yakın gruplar tarafından gerçekleştirildiği görüşünde.
Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, 10 Ekim 2021 tarihinde yapılan Irak seçimlerinde İran destekli grupların ciddi oy kaybına uğramalarının Irak ve Kürdistan Bölgesi'nde'yeni bir sürecin habercisi olduğunu söyledi.
Özçelik, Bağdat’ta PDK Bürosu’na yapılan saldırı ile ilgili olarak, İndependent Turkish’ten Abdülhakim Günaydın’ın sorularını yanıtladı,
PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik şunları kaydetti:
Özellikle 10 Ekim 2021 tarihinde yapılan Irak Parlamento seçimlerinden sonra İran destekli grupların bu seçimde ciddi oy ve güç kaybına uğramaları, Irak ve Güney Kürdistan’da yeni bir sürecin habercisi olmuştur.
Irak Federal Mahkemesi’nin Kürdistan Bölge Hükümeti’nin Petrol ve Doğalgaz Anlaşmalarını ‘’Anayasa’ya aykırı’’ bulması, Hewlêr’e İran Devleti’nce yapılan füze saldırısı, en son Cumhurbaşkanlığı seçimi için Irak Parlamentosu’nun yeterli çoğunluğu sağlayamaması; İran’ın ve bazı Irak’lı Şii grupların mevcut siyasi tablodan duydukları rahatsızlığın dışa vurumudur. Seçimde birinci parti olarak çıkan Sadr Hareketi’nin İran yanlısı bazı gruplarla koalisyona taraftar olmaması da İran Devleti ve İran destekli Şii grupların tepkilerini daha da artırmıştır.
Ve burada, Kürt tarafından Sadr Hareketi ve Sünni gruplarla birlikte hareket eden ve Kürdistan’da birinci parti olan KDP , tepkilerin öncelikli hedefi olmuştur.
Sayın Başkan Mesud Barzani’nin yapmış olduğu açıklamadan da görülebileceği gibi, Bağdat’ta KDP Bürosu’na yapılan son saldırının KDP’li olduğu iddia edilen bir şahsın bir twitti gerekçe gösterilerek yapıldığı ve bu şahsın görüşlerinin KDP’nin görüşleriyle bir alakası olmadığı anlaşılmış olsa da; böylesi bir ortamda, İran yanlısı gruplar ve İran Devleti, kriz yaratmak , karışıklıklara yol açmak ve seçim sonuçlarını boşa çıkarmak için KDP’ye ve İran yanlısı olmayan Şii ve Suni Arap partilerine provokatif saldırılar da yapabilirler.
Elbette ki, dini ve milli değerlere saldırı ve hakaret kabul edilemez, ama, bir şahsın yazdıklarından dolayı, PDK bürosuna saldırı yapılması da kabul edilemez, bu saldırıyı protesto ediyoruz.
Yapılan ve yapılması muhtemel her türlü saldırıya karşı, bugün Güney Kürdistanlı tüm siyasi partilerin ortak bir milli siyaset etrafında birleşerek, Bağdat’ta tek sesli bir duruş sergilemeleri, tüm Kürdistan halkı için yaşamsal ve tarihsel bir önem taşımaktadır.
KDP adına açıklama yapan Başkan Sayın Mesud Barzani söz konusu kişinin partileriyle bir ilgisinin olmadığını, o kişinin görüşlerinin partilerinin görüşü olmadığını ve parti olarak ortak yaşamı savunduklarını, dini değer ve mercilere saldırının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve kabul edilemeyeceğini dile getirdi.
Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanlığı da, yaptığı açıklamada, söz konusu şahsın gözaltına alındığını ve yargı makamlarına teslim edildiğini belirtti.
"İran, Irak'ı arka bahçesi gibi kullanıyor"
Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkan Yardımcısı Bayram Bozyel de saldırıların İran ve ona yakın gruplar tarafından gerçekleştirildiği görüşünde.
İran'ın yıllardır Irak'ı arka bahçesi olarak kullandığı ifade eden Bozyel, "Irak'ı Irak halkı değil, İran'ın Bağdat'taki uzantıları yönetiyor" dedi.
Bayram Bozyel / Fotoğraf: Twitter
Yapılan son seçimlerde Mukteda es-Sadr'ın birinci çıkması ve Sünni grup ve KDP ile ittifak kurmasının denklemi değiştirdiğine değinen Bozyel, "Burada kilit konumda olan KDP'dir. İttifakın kurulması KDP'nin desteğiyle oluyor. İran bunu farkında ve gözdağı politikalarına başvuruyor. Birkaç gün önce ‘İsrail güçlerini hedef aldım' diyerek Erbil'e saldırması bunun en bariz örneğidir" diye konuştu.
"KDP'nin hükümet ittifakından dışlanması isteniyor"
İran'ın asıl hedefinin KDP özelinde IKB hükümetini korkutmak ve bölgede istikrarsızlık yaratmak olduğunu aktaran Bozyel, Erbil'e füze saldırısının hiçbir haklı gerekçesinin olmadığını belirterek sözlerini söyle sürdürdü:
İsrail'i hedef almak isteyen İran, isterse saldırabileceği başka hedefler de var. İsrail'e ulaşabilecek füzeleri de var, Erbil'i bombalamasına gerek yoktu. Bağdat'ta KDP bürosunun hedef alınmasındaki temel neden KDP'ye gözdağı vererek hükümet ittifakından dışlamaktır. İran her zaman doğrudan kendisi saldırılarda bulunmayabiliyor. Çoğu kez bunu Bağdat'ta yerel unsur ve işbirlikçilerin eliyle de yapabiliyor. Böylece saldırılarla oluşan İran karşıtı denklemin bozulması hedefleniyor. Ana hedefin bu olduğunu düşünüyorum.
"Ankara ve Tahran, Kürdistan'ı kontrollerine almak istiyor"
Siyasi aktivis ve hukukçu Sıdkı Zilan da Bağdat'taki ofis saldırının arkasında İran ve Irak'taki paydaşlarının olduğunu söyledi.
Sıdkı Zilan / Fotoğraf: Twitter
Kürdistan Demokrat Partisi'nin iki yönden İran'ı rahatsız ettiğini aktaran Zilan, "25 Eylül 2017 referandumu ile tescillenen bağımsızlık çizgisi ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile ilişkileri ki Kürdistan'da iktidar partisi ve başat aktördür" değerlendirmesinde bulundu.
Bölgede Ankara ve Tahran rekabetinin de bir yere kadar etkili olduğuna değinen Zilan, "Özünde ikisi de Kürdistan'a karşı ve ikisi de Kürdistan'ı kontrolleri altında tutmak istiyor" ifadelerini kullandı.
"İran için büyük kayıp olur"
Irak Cumhurbaşkanlığı seçiminin önemli olduğunu ifade eden Zilan, "Hem cumhurbaşkanlığı, hem başbakanlık hem de parlamento başkanının İran'ın denetiminden çıkma tehlikesidir ki Tahran'ın 3-0 yenilgisini getirir ve İran için büyük bir kayıp olur" yorumunu yaptı.
Sıtkı Zilan, KDP ofisine saldırının arkasında İran ve onun Irak'taki paydaşlarının olduğunu sözlerine ekledi.
KDP binasını yakıp yağmalayanların tehditleri sürüyor. Irak Başbakanı Mustafa Kazımi ise güvenlik güçlerinin siyasi parti binalarını korumak için daha fazla önlem alması gerektiğini söyledi.
Irak'taki gerginliğin daha da büyümesinden endişe ediliyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.