Malmö Beraberliği Yeniden Dirilişin Anahtarı Olabilir
Açıkça konuşmak gerekirse artık DalKurd’un sofistike oyunlar oynamaya ihtiyacı yok. Kaldı ki bunun ne imkanı var ne de zaman buna uygun. DalKurd, mantığı “yenilmeme” üstüne bina edilmiş, basit bir oyun geliştirerek bu sezon ligde kalmayı birincil hedef olarak önüne koymalı. Futbol takımlarının en önemli motivasyon kaynağı hiç şüphesiz önüne koyduğu hedefleridir. Oyuncu gurubunun zihnini açık tutan da bu hedeflerdir. Bu saatten sonra hiçbir Allah’ın kulu ligde kalma hedefini küçümseyemez. Küçümseyen olsa da bilin ki o bizden değildir.
Nasıl derler bilirsiniz ‘’ takke düştü, kel göründü’’. Şimdi takkeyi önümüze koyup ligde nasıl kalırız hesaplarını yapmaktan başka gerçekçi yol kalmadı. Bu sezon bu ligde kalmak istiyorsak oyuncu gurubumuzu yenilmeyeceklerine ikna etmek gerek. Bu neden önemli, çünkü bu amaç onlara sadece, inanç sağlamakla kalmaz, zihinlerini de rahatlatır. Zihni rahatlayan ve belli bir inanca kavuşan oyuncu gurubu, oynadığı oyuna daha çok konsantre olur. Oyun içindeki bireysel ve kolektif görevleri daha kolay yapar.
Ligde kalmayı hedefleyen bir takım, her şeyden önce sert ve agresif bir takım olmak zorunda. İkili mücadeleyi seven, kolayca pes etmeyen ve rakibi bol temasla sürekli bozan, bıktıran ve gerektiğinde doğru yer ve doğru zamanda taktik faulleri gözünü kırpmadan yapan bir takımdır. Ligde kalmayı önüne hedef olarak koymuş bir takımın ilk hedefi oynamak değildir. Rakip takımların akışkan oyunlarını bozmak, oyunlarını kesintiye uğratmaktır.
Malmö maçını esas alıp, bir gelecek vizyonu çizmeye çalışırsak, öncelikle defansif yapıyı güçlendirmek gerektiği açıktır. Bütün sezon boyunca DalKurd’un sol koridoru yol geçen hanı gibiydi. Ne sol savunmacı İrfan yeterliydi, ne onun önünde oynayan orta saha ve hücum oyuncuları. Eğer sol koridora takviye yapılacaksa mutlaka iyi bir sol bek ve iyi bir sol orta saha oyuncusu transfer edilmelidir. Malmö maçında Moenza’nın performansı yeterli gibi gözüktü. Ama bir maç ile karar vermek doğru olmaz.
Kebba ve Henrik iyi birer stoperdir. Simon sağ kanadı doğru kullanıyor. Şimdiye kadar her maçta aynı performansı sergileyen tek DalKurd oyuncusu SİMON oldu. Sağ koridoru yalnız başına kullanma yeteneğine hayran kaldım.
Sert, yıldıran, bozan bir orta saha için de Rewan’a yardım edecek ve Rewan’dan daha yırtıcı ve ayağı daha temiz biri transfer edilmeli. Oliver Berg, bas-boz oyunu için yeterince kemik biri değil. Bu oyunda çok yumuşak kalır. Dolayısıyla onun yerine biri mutlaka transfer edilmeli.
Ben Ammar Ahmed’de ısrar edilmesi gerektiğine inanıyorum. Orta sahada Rewan ve diğer sert bozucu oyuncunun presle kaptığı topları 3. Bölgeye servis edecek oyuncu olarak ondan yararlanılması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca duran top kullanmada DalKurd’de ondan daha yetenekli oyuncu yok. Uzaktan sert ve düzgün şut atan neredeyse tek oyuncu da yine Ammar Ahmed’dir.
Deplasman veya iç saha fark etmez, DalKurd’un en özgür oyuncusu Sugita olmalı. Çünkü Sugita hem kolayca adam eksiltiyor hem de hem sağ hem sol kanattan en hızlı biçimde ceza sahasına inebiliyor. Dolayısıyla kontra toplar da temel taşıyıcı Sugita olmak zorunda. Turay ve Yunus doğru biçimde sistem içine yeniden konumlandırılırsa DalKurd hem içeri de hem de deplasmanda temel kontratak planının rahatlıkla uygulamaya sokabilir.
Defansa gelince onu tepeden tırnağa yeniden organize etmek elzemdir. Olmazsa olmazdır. Önce defans geriye doğru koşulardan vazgeçecek. Rakip topla birlikte defansın üstüne gelirken, defans oyuncuları geriye doğru koşarak rakibe oynayacak alan bırakmak yerine, rakibin üstüne giderek, onu mümkün olan en uzak mesafede kaleden uzak tutmaya çalışacak. Açıkça bir kural koymak lazım. Rakip değil, ama top bir biçimde defansın arkasına sarkıtılınca, bir tek bu durumda geriye doğru koşular makbul kabul edilecek. Onun dışındaki bütün durumlar ve pozisyonlarda geriye doğru koşmak, oyun disiplinini bozmak şeklinde algılatarak cezai yaptırımlara tabi tutmalı.
Kontratak oyunlarında top gönüllü olarak rakibe bırakılır ve bütün takım topun gerisine geçer. Bu temel bir savunma pozisyonudur. Topun arkasına geçen DalKurd şimdi olduğu gibi keyfi pozisyon alamaz. Topun rakibe geçtiği her an DalKurd defansı ve orta sahası en az iki kademeli blok yapmak zorunda. Önde orta saha oyuncuları, onların arkasında defans oyuncuları alanı aynı hizada bölüşerek kademeli bloklar oluşturmak buna alışmak zorunda.
Her oyun planının sağlam bir mantığı var. Bu mantık ya rakip analizidir, ya kendi oyun potansiyelinizdir ya da deplasman psikolojisidir. Her rakip mutlaka A’dan Z’ye analiz edilmelidir. Ve bu analizlerden bir iç saha oyunu ve bir deplasman oyunu çıkarılmalıdır. Benim önerim, iç sahalar için 4-2-3-1 planıdır. Deplasman oyunu da 4-3-3 olabilir. Ayrıntılar tartışılabilir. Misal; hücum ederken kaç oyuncu hücum pozisyonunun içinde olacak, kaç oyuncu top kaptırma ihtimali için defansif pozisyonda kalacak.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.