Mustafa Kalpak

Mustafa Kalpak

Yazarın Tüm Yazıları >

Meclis seçimi, önemi ve meclis yemini

A+A-

"Cumhurbaşkanlık Hükümet Sistemi" ile HDP ve MHP gibi küçük partilerin TBMM bulunmalarının önemini düşürmüştür.
Koalisyon hükümetleri devresi kapandı. Cumhur-Başkanlık sistemi ile iki partili sisteme geçme yolu açıldı. Küçük partiler büyük partilerin fırıldakları durumuna düşecekler. Sistem öyle.

*TBMM’ne karşı sorumlu olan, bir Bakanlar Kurulu yok artık. En yetkili makam:Türkiye Büyük Millet Meclisi değildir artık bu yeni değişikliğe göre. Yürütme ve kabinesi Meclise karşı sorumlu değildir. “Güvenoyu” almaları gerekmiyor ve ”Gensoru” ile düşürülemiyorlar. Cumhurbaşkanlığı/Başkanlık sistemi gereği gensoru ve güvenoylaması meclis denetleme yetkisinden çıkarılmıştır. Meclis Genel Görüşmeleri artık “devlet faaliyetlerini ilgilendiren” konularda olamayacaktır.
Cumhurbaşkanlığı/Başkanlık sistemi istediği zaman TBMM fesh edebiliyor.
Bu durumda:
*"Cumhurbaşkanlık Hükümet Sistemi" ile Kürt partileri için TBMM'in önemi azalmış oluyor. Hatta önemini kaldırıyor diyebiliriz. (Bölge Meclis'i ve Bölge Partisi olma arayışı ve önemi artacaktır illerde. Bu iyi!)

*Türkiye'deki Meclis tarihsel olarak Kürt siyasileri için bir siyasi asimilasyon kurumu, uyum sağlama merkezi olmuştur.

*Meclis yemini ise kürtlüğün bir inkardır. Bir küfürdür. Kürt milliyetçisi bir milletvekillinin yüksek seslen bu yemini meclis kürsüsünden nasıl okur anlamakta her zaman zorluk çektim. Bir kürt bu sözleri hazm etmemeli. Yüksek bir ses ile kürtleri inkar etmek kürtlük gururuna aykırıdır. Anayasa maddesi 81 ne diyor buyrun okuyun:
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim".

* Kürtler oy veriyor bu yemini içen kürt kökenli milletvekillerine. Ne demeli buna: Halkın mı yoksa milletvekillerin milliyetçiliklerini mi sorgulamak lazım?

*Unutmayın: Ant içip meclis çalışmalarına katılsanız bile Kürtlerin lehine hiç bir yasa çıkaramazsınız. Çünkü gücünüz yetmez. Hiç bir zaman işinize yarayacak gerekli gücü meclis çatısı altında bulamazsınız.

Ne yapmalı peki?

1- Kürt Blok'u ve HDP Meclis seçimi'nde çoğulculuk esasına dayalı karma bir milletvekilli aday listesi ile seçime girmelidir. Ancak; Kürt Blok'u milletvekilli adayları meclise seçildikleri ve milletvekilli mazbatasını aldıkları zaman gurup olarak mecliste milletvekili yemini etmeme kararı almalıdırlar. Cezayi bir riske atılmadan, kendilerini mağdur bir duruma düşürmeden Meclis yemini kaldırılmasını ya da değiştirilmesini yazılı olarak meclis başkanına illetmelidirler. O kadar. Eylem bu.

*Kürt milletvekilleri ant içmeye mecbur değildirler.

*Derlediğim kadarı ile bir kere meclis yemini etmemek suç değil. Ant içmeyen bir milletvekillin sadece yasama faaliyetlerine katılınması engeleniyor. Ant içmeyen bir milletvekili kanun yapma aşamasının hiçbir safhasına katılamıyor. Hiçbir parlamenter faaliyete katılma yetkisi olmasa da milletvekili Genel Kurul’da hazır bulunabiliyor. Yemin içmeyen bir milletvekilli yürütmeyi denetleme çalışmalarına da katılamıyor. ( zaten yeni sistemde meclisin denetleme yetkisi yok) Anladığım kadarı ile yemin etmeyen bir milletvekilinin birleşimlere katılması halinde devamsızlık nedeniyle milletvekilliği sıfatı da düşürülemiyor. Bir milletvekilliğinin düşmesi için Genel Kurul’da salt çoğunlukla karar verilmesi gerekir.

*Benim için önemli olan bu milletvekilli adayının mecliste bir meşruiyet krizi yaratmasıdır. Türk seçim demokrasinin kürtler için işlemediğini tüm Türkiye kamuoyuna göstermiş olmasıdır. Bu kişi ve kişilerin bu şekilde bir ittiatsizlik eylemini saygıyla karşılarım.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar