Mono tarım Hevsel’deki biyo-çeşitliliği tehdit ediyor

Mono tarım Hevsel’deki biyo-çeşitliliği tehdit ediyor

.

A+A-

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Hevsel Bahçeleri’nde son dönemlerde ekonomik getirisi nedeniyle mısıra yönelmesi sonucu ağırlık kazanan mono tarım Hevsel’deki biyo-çeşitliliği tehdit ediyor.

Organik tarımın 12 bin yıldır yapıldığı ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Hevsel Bahçeleri’nde son dönemde artan tek tip tarım, biyo-çeşitliliği tehdit ediyor. Kısa süre öncesine kadar farklı sebze ve meyve ve ağaç çeşitliğini koruyan ancak yakın dönmede sadece kereste ihtiyacına yönelme ve ekonomik getirisinin yüksek olması nedeniyle mısır ekiminin büyük bir alanı kapsaması farklı beslenme özelliğine sahip türlerin varlığını tehdit ediyor.

Son dönemlerde Hevsel Bahçeleri’nde mono tarımın yaygınlaştığının görüldüğüne işaret eden Kuş Bilimci Prof. Ahmet Kılıç, mono tarımından kastın tek tip ürün yetiştirme olduğunu ifade ederek, bunun Hevsel Bahçeleri’ndeki biyo-çeşitlilik için bir tehdit olduğunu dile getirdi. Hevsel Bahçeleri’nde 200 farklı kuş türü yaşadığını ifade eden Kılıç, burayı Kuş Cenneti olarak adlandırdıklarını, iklim değişikliğinden dolayı da çevredeki sulak alanların kurumasıyla Hevsel Bahçeleri’ndeki kuş çeşitliliğinin artarak artık bir vaha haline geldiğini ifade ederek, bu durumun korunması gerektiğinin altını çizdi. Beslenme türleri birbirinden farklı olan türlerin tek tip tarım nedeniyle besin kaynaklarına ulaşamamasıyla bölgeyi terk etmeye başlayacağını dile getiren Kılıç, biyo-çeşitliliğin korunması için tek tip tarımdan vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti.

 

hevseldeki-bio-ceitlilik-4.jpeg

‘Organik tarımın desteklenmesi lazım’

HevselBahçeleri’nde 12 bin yıldır organik tarım yapıldığına işaret eden Kılıç, bunun sürdürülmesi için organik tarımın desteklenmesi gerektiğine işaret ederek, bölgenin kendine özgü tarım ürünlerinin yetiştirilmesinin biyo-çeşitliliğin korunmasına yardımcı olacağını kaydetti. Bölgede eskiden ipekböcekciliğinin yaygın olduğunu bu nedenle dut ağaçlarının da yaygın olduğunu ancak son zamanlarda 25-30 yıl gibi uzun bir zaman diliminde yetişen koca koca dut ağaçlarının kesildiğine işaret eden Kılıç, ipekböcekçiliğinin desteklenmesiyle Hevsel’de dut ağaçlarının tekrar yaygınlık kazanabileceğini, bununda çeşitli artırılmasına yardımcı olacağı gibi oradaki çiftçiler için önemli bir gelir kaynağı olabileceğini vurguladı. Eski çeşitliliğin korunması gerektiğini kaydeden Kılıç, “Bölgenin zaten potansiyeli var, bu çeşitliliği koruyabilirsek Kuş Cennetti olan Hevsel, artık bir vaha özelliğini taşıyor, burayı desteklersek bu vaha özelliğini koruyabiliriz.” ifadelerini kullandı.

hevseldeki-bio-ceitlilik-2.jpeg

‘Dicle bir fosseptik çukuru olarak kullanılıyor’

Hevsel Bahçeleri’ndeki mono tarımın tek tehdit olmadığını aynı zamanda Dicle Nehri’ndeki kirliliğinde tür çeşitliği açısından tehdit olduğunu kaydeden Kılıç, “Dicle Nehri maalesef fosseptik çukuru olarak kullanılıyor. Villaların atıkları nehre aktarılıyor. Şehrin kanalizasyonu Dicle’ye akıyor. Bunlar büyük tehdit. Bunun sonlandırılarak bir arıtmaya bağlanması lazım. Biyo-çeşitlilik aynı zamanda su kalitesiyle doğrudan bağlantılıdır. Su kalitesindeki artış, biyo-çeşitlilikte de artışı etkiliyor. Dicle sadece Diyarbakır’ın değil Güneydoğu’nun da can damarıdır. Dicle’nin su kalitesinin korunması lazım.” diye konuştu.

Salih Yeşil / Tigris Haber

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.