Mücahit Göker: Zazaca kritik bir alanda

Mücahit Göker: Zazaca kritik bir alanda

Müzisyen Mücahit Göker ile son albümü Delta'yı konuştu. Göker, "İnsanın ana diline seçmeli deyip birçok engel koyunca ‘seçme’ demek istiyor aslında" dedi.

A+A-

 

Baran Erbeyi

Kürtçe, Zazaca ve Türkçe seslendirdiği şarkılarla kendine has bir dinleyici kitlesine sahip olan Mücahit Göker, ilk albümü Dara Hêni’nin ardından yayınladığı yeni albümü Delta ile dinleyicileriyle buluştu. Kürtçe ve Zazaca müziğin yükselişe geçtiği bugünlerde yaptığı eserlerle entelektüel dünyada ses getiren Göker’le Delta’nın oluşum sürecini ve Kürtçe-Zazaca müziğinin bugün geldiği noktayı konuştuk. Göker, “Çocukluktan itibaren Zazaca’dan, Kürtçe’den dolayı gördüğümüz baskı insanı ister istemez sahiplenmeye, sevmeye itiyor. Ardından biraz da bilinçten ötürü yapmam gereken nedir sorusuna dönüşüyor. Özellikle Zazaca’nın kritik bir alanda olduğunu biliyoruz. Elbette Türkçe’yi gerek eğitimiyle, gerek sokak diliyle, gerekse resmi dil olarak yoğun kullanıyoruz ama ana dilinin kendini ifade etmede farklı bir yeri var” dedi.

DELTA albümünde hangi temalara yoğunlaştınız, albümün hazırlık süreci nasıl geçti?

DELTA’nın sözleri,  şair arkadaşım Aydın Afacan’a ait. Onun 20 yıldan daha fazladır takip ettiğim bir şiir kitabı vardı, bu da son dönemlerde oldukça hoşuma giden bir şiiriydi. Bazı şiirler insanda melodik yönelme yaratıyor. İlk cümlelerinden beri beni uzun süre sardı. 3-5 ay sadece şarkının ve şiirin trafiğiyle uğraştım durdum. Şarkının teknik açıdan düzenlemelerini Erdem Altınses yaptı. Gerek enstrüman gerek stüdyo kaydı anlamında emeği oldu. Klip için de Mersin’in yaylalarında çekim yaptık. 

İlk albümünüzden de aşina olduğumuz gibi Kürtçe ve Zazaca eserler bu albümde de yer alıyor mu, bu eserleri seçerken nelere dikkat ettiniz?

Bu albüm maxi single dediğimiz iki şarkıdan oluşuyor, ikisi de Türkçe. Albüm adı olan Delta ilk şarkının da adıydı. İkinci şarkı olarak ‘Anladım Seni’ den bahsedersem de, o da bir lise arkadaşım olan şair ve fotoğrafçı Mehmet Özer’in şiiriydi. Her iki şarkıda da müzikal anlamda benzerlik olduğu için ikisini bitirip bir single şeklinde yaptım. 

‘ANA DİLİNİN KENDİNİ İFADE ETMEDE FARKLI BİR YERİ VAR’

Kürtçe ve Zazaca’ya sanat bağlamında hizmet etmenin avantajları ve dezavantajları nelerdir? 

Avantaj kişiye göre olsa da bence insanın ana diliyle kendini ifade etmesi farklı bir duygu. Elbette Türkçe’yi gerek eğitimiyle, gerek sokak diliyle, gerekse resmi dil olarak yoğun kullanıyoruz ama ana dilinin kendini ifade etmede farklı bir yeri var. Çocukluktan itibaren Zazaca’dan, Kürtçe’den gördüğümüz baskı insanı ister istemez daha bir sahiplenmeye, sevmeye itiyor. Ardından biraz da bilinçten ötürü yapmam gereken nedir sorusuna dönüşüyor. Özellikle de Zazaca’nın kritik bir alanda olduğunu biliyoruz.

Eğitim dili Türkçe olunca diğer diller son 3-5 yılda bir lütuf gibi sunuldu seçmeli ders diye. İnsanın ana diline seçmeli deyip birçok engel koyunca ‘seçme’ demek istiyor aslında. Her ne kadar Türkçe konuşsam da ana dilimde şarkı söylemenin ve yazmanın yeri apayrı.

Dezavantajlarına gelirsek de, yıllardır her dönemin kendine ait sıkıntıları oldu. Bizimkini düşünürsek çeşitli darbeler, çöküşler, çalkantılar yaşandı. İnsan bunlarla ister istemez istediği her şeyi yapamıyor. Bir de meslek yönüyle benim için milli eğitimin yönetimi birçok şeye zaten müsaade etmiyor. Fransızca, İngilizce, Arapça serbest ama Kürtçe konuşmak yasak. Böyle olunca onunla ilgili bir iki çalışmam varsa da kenarda kaldı. Aklımdan “Bunu yapacaksam Zazaca olsun” diyordum ama burada da hem ekonomik imkan yoktu hem o günlerdeki siyasi ortam da pek müsaade etmiyordu.

Bağlama ve cura çalıyorsunuz, bunun yanı sıra çok sesli bir müzik icra ediyorsunuz. Albümde ve konserde başka sürprizler var mı?

Sahnede genelde bağlama, cura, sazbüş gibi enstrümanlarla çalışıyoruz. Bunların yanı sıra örneğin albümde akordiyon ve klarnet vardı. Tabii hepsini sahneye taşımak mümkün olmuyor, bizi hem ekonomik anlamda da çok yormayacak yollara başvurmamız gerekiyor, keman, gitar, bas gitar gibi… Serdar Keskin gibi arkadaşların ve ekibin de yardımlarıyla olabildiğince sahneye taşımaya çalışıyoruz.

Kurmanci ve Zazaki lehçeleri dışında hangi dillerde çalışıyorsunuz, izleyicilerinizi canlı performanslarda albüm dışında hangi şarkılar bekliyor?

Ağırlıklı Zazaca olsa da repertuvarımda Türkçe ve Kürtçe de yer alıyor. Konserlerde de bu şekilde olacak. Albüm dışında da kendi bestelediğim ama albüme dönüştürmediğim şarkılar var. Konserlerde onları seslendirmeye de çalışıyoruz. Bunların dışında Bingöl çevresinde olan Zazaca klanlar ve şarkılar var. Rençber Aziz Usta gibi Bingöl değerlerini seslendiriyoruz. 

Dil ve kültür politik kimlik inşasında önemli bir yer tutuyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Kürtçeyi genel anlamda düşünürsek, bizim gibi toplumlarda müziğin ulaşması daha kolay olmasından dolayı etki alanı daha fazla. Bundan dolayı da o insanların milli bilincinde daha çok yer alıyor. Diğer sanat dallarına baktığımızda da hepsinin ayrı bir yeri olduğu görülür ancak ulaştığı etki alanı ve insan sayısı aynı olmayabiliyor. Bu anlamda dili önemsemek ve kültür sanatın çok önemli görülmesi gerektiğini düşünüyorum. 

Özellikle sanatçı kadınların Kürt müziğinde öne çıktığı bir dönem yaşıyoruz, görünürlük ve sanatsal üretimin gün geçtikçe arttığı bu günleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Toplumumuzda kadınların, özellikle son yıllarda kendini ifade edebilme, ayakları üzerinde durabilme ve o duyarlılığı çevreye hissettirebilme amacında önemli bir noktaya geldiğini düşünüyorum. Her alanda olduğu gibi bir sürü eksiye rağmen… 

Müzikten bahsedersek bir estetik gerektiriyor ve bu estetiğin de bizdeki bizi yansıtan o motifleri günümüze taşıyıp o motifle görünebilmek önemli. Günümüz elektronik çağı, eskiden elektriğin bile zor elde bulunduğu zamanlardansa bugünkü teknolojiyle gösterilmesi benim için avantajdır. Dünyada da bunun etkisini görüyoruz. En uzaklara bile Kürt kültürünün yayıldığını görmek mümkün.

Yeni çalışmalarınızda neler olacak, en yakın konser programınız ne zaman?

Bu konserden sonra küçük bir turne diyebileceğimiz Avrupa turumuz olacak. İsviçre’nin birkaç kentinde, daha sonra Hollanda ve daha netleşmemiş beklediğimiz birkaç yere gideceğiz.

Hedeflerime gelirsek, yaş itibariyle de zamanı daha iyi kullanmam gerektiğini düşünüyorum. Şu anda yapmak istediğim, bahsettiğim stüdyodaki albüm dışı şarkılarını kaydedip bir albümde toplamak ve yarım kalan bazı bestelerimi bitirmek. Bunların dışında da Bingöl çevresinde çok fazla gün yüzüne çıkmamış klanlar var bunlarla ilgili bir arşiv ve albüm oluşturmak istiyorum.

Duvar

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.