'Kürt meselesi Kürt ve Kürdistan meselesidir'

Konuyla ilgili Rûpela Nû'nun sorusunu yanıtlayan Özçelik; Kürt meselesi’nin neyi ifade ettiği konusunda farklı değerlendirmelerin söz konusu olduğunu, kendilerine göre ise Kürt meselesinin aslında Kürt ve Kürdistan meselesi olduğunu, Kürtlerin bir millet olarak kendi ülkelerinde siyasi bir statü ile kendilerini yönetmeleri meselesi olduğunu söyledi.

Özçelik, Türk Devlet aklının Kürt meselesi tanımını şu sözlerle ifade etti:

Türkiye Devleti’ne göre ise, Kürt Meselesi ‘'Tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak’’ temelinde bir güvenlik ve ekonomik kalkınma sorunudur. Türkiye’nin Devlet olarak Kürt meselesinde en ileri çözüm tarifi ise ‘’üniter devlet yapısı içinde, eşit vatandaşlık temelinde dil ve kültürel haklar meselesidir’’.

'Hükümetin 2002-2010 arası çözüm odaklı yaklaşımı 180 derece kaymıştır'

Mevcut hükümetin dünden bugüne değişen Kürt politikalarını değerlendiren Özçelik; bugün yeni başkanlık sistemine göre Erdoğan başkanlığında kurulan  hükümetin de yaklaşımının Türkiye Devleti’nin bu alt ve üst çözüm sınırı arasında gidip geleceğini, Erdoğan’ın 2002-2010 arası dönemde Avrupa Birliği ile ilişkiler bazında demokratik haklar, Kürt dili, Kürtçe TV vb. alanlarda attığı adımların; 2010’dan sonra ve özellikle de 2015 temmuzunda ‘’çözüm süreci’’nin son bulmasından sonra, 180 derece zıt bir eksene kaydığını söyledi.

'Yeni hükümete dair hiçbir beklenti ve umut yok!'

PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik; sadece Kuzey Kürdistan’a değil, Güney ve Rojava Kürdistanı’na karşı da dizginsiz bir anti-Kürt siyaset uygulamaya konulduğunu, yeni kurulan hükümetin bu siyasetten vazgeçip,  genel demokratik hak ve özgürlükler, Kürtlerin asgari hak ve özgürlükleri konusunda adım atacağına dair hiçbir belirti ve umudun görünmediğini söyledi.

'Anti-Kürt politika sürdürülebilir değil'

Özçelik devamında mevcut anti-Kürt politikaların sürdürülebilir olmadığını şu sözlerle ifade etti:

"Kürt sorunun çözümü konusunda yeni yönetimden hiçbir beklenti ve umut içinde değiliz. Ama açıktır ki bu şekilde dizginsiz bir anti-Kürt siyasetin ve savaşın , mevcut ekonomik derin bunalım ortamında ve ABD, AB ile gerginlik temelinde uzun erimli sürdürülmesinin de çok kolay olamayacağı da açıktır. Bu nedenle de, savaşa ve OHAL’e gerçekten de son verilmesi, mağduriyetlerin ortadan kaldırılması, ana dille eğitim ve Kürt dilinin tanınması ve anayasal güvencelere kavuşturulması, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü önündeki yasak ve engellerin ortadan kaldırılması, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın tüm maddeleriyle uygulanması vb. alanlarda atılacak adımlar, Kürt sorunun çözüm yollarını daha bir kolaylaştıracaktır.

Özçelik Partisi PAK olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a "Savaşa ve tüm boyutlarıyla OHAL’e son verin, demokrasi ve Kürtlerin asgari demokratik hak ve özgürlükleri konusunda acil adımlar atın ve tüm Kürt partileriyle Kürt meselesini masaya yatıracak  gerçek bir siyasi çözüm süreci için adımlar atınız." çağrısını yineledi.

PKK’ye de acil ateşkes çağrısında bulunduklarını ifade eden Özçelik, Kuzey Kürdistan’daki tüm ulusal-siyasal güçleri, ulusal demokratik bir program etrafında bir ittifak oluşturmaya çağırdı. Özçelik; bu ittifakın aynı zamanda Türkiye Devleti’ne muhatap olacak ulusal bir temsil misyonunu da göreceğini söyledi.