Muş'tan
Özellikle seçimler sözkonusu olduğunda Muş, Kurdistan'ın diğer kentlerinde olduğu gibi, kendine has dinamiklerin harekete geçtiği bir ilimiz.
Geniş doğal imkanlara sahip olduğu halde gelişmişlik düzeyi bakımımdan 81. sırada olan ve gerçekten 'varlık içinde yokluk' yaşayan Muş'ta aşiret örgütlenmesinin ciddi bir faktör olduğunu biliyoruz. 'Beş aileyi bağla seçimleri kesinlikle kazanırsın' diyenlerin sayısı bir hayli fazla. Siyasetin kaderi bu 'dar alanlarda' çiziliyor. Belli-başlı aşiret ve aşiret konfederasyonunu temsilen biraraya gelenler, seçimden önce seçim sonucunu belirlemiş olurlar. Bunun farkında olan Muş halkı, kazanacak olan adayı, borsadaki işlemler gibi günlük olarak değişse de ittifaktaki gelişmelere bağlı olarak, kesine yakın bir şekilde tahmin edebilir.
Bu nedenle olsa gerek Muş 'ta, seçim dönemlerinde, dernek gibi küçük sosyal örgütlenmelerden tutun da orta büyüklükteki aile ilişkilerine kadar her oluşum, siyaset arenasının etkin faktörlerinden biri olur. Bu dönemlerde, Muş'u kuzeyden güneye bölen ana bulvarda, kendinden emin adımlarla yürüyen, 'her adaya eşit uzaklıkta' bekleyen birçok insan görürsünüz. Söz sahibi aşiretlerin yanısıra bu düzeydeki örgütlenmelerin oyunu almak büyük önem taşır. Bu oyların nasıl kazanılacağını aşağı yukarı tahmin edersiniz. Muş halkının tabiriyle 'abe, son ana kadar hiçbir şey belli değil, dur hele kim kimi sater.'
Sonuç olarak durum şu: seçim dönemlerinde Muş 'ta her yapı, çapı oranında bir güçtür ve bu güçler siyasal yapılarla ilişkilenirken kendi çıkarlarını öne almaktadırlar. Kimi keskin karşıtlıklar hariç nüfusun önemli bir kısmı oldukça kaygan bir zemine sahiptir. Günlük gelişmelere göre hareket eder ve eğer hasadını pazarlama imkanı bulamazsa, tarlasını yağmur yağacak bir alana taşımanın bir yolunu bulmaya çalışır.
Muş'ta kimin kazanacağını yukarıdaki veriler ışığında tahmin edebilirsiniz. Fakat durumu en ağır parti, tartışmasız AKP. Binlerce esnaf, zanaatkar, işyeri ve ev ziyaret ettik. Herkesin söylediği ortak şey şudur: 'Bunlar gitsin de, Allah kerim.'
Cumhurbaşkanı gelmeden önce yaygın olarak dile getirilen iki şey vardı: 1- Erdoğan gelir durumu düzeltir. 2- Erdoğan Şeref'i vazgeçirir ve giden oylar AKP'ye geri doner.
Bu iki beklenti tam bir hüsrana uğradı. Erdoğan, 'durumu düzeltmek' yerine daha da kötüleştirdi. Kimin aklıydı bilinmez, miting alanından birileri 'araştırma hastanesi isteriz' diye bir talepte bulundular. Promterde cevabı olmadığı için Erdoğan spontan olarak 'şimdiki hastane size yeter, araştırma hastanesi yapmak gibi bir projemiz yok' deyiverdi.
Bu cevap karşısında büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Muş halkı kendi arasında şunu tekrarlar oldu: 'Araştırma xestexenesini Muş'a değil Bingöl'e verer, Valla ben de oyimi vermirem. Artıx kime vererem Allah biler.'
'Reis Şeref'i vazgeçirir' beklentisi de berhava oldu. Bir zamanlar MHP'li olarak Belediye Başkanlığı yapmış ve genel olarak olumlu bir izlenim bırakmış Şerafettin Yatçı vazgeçmedi, hâlâ aday ve cuma günü yaptığı miting umut vermese de - HDP adayı S.Sakık'ın bizzat mitinge katılarak destek verdiğini akılda tutmak kaydıyla- önemli bir desteğe sahip olduğunu kanıtladı. Bu, MHP oylarının AKP adayına gitmeyeceginin göstergesi. Bir kısmını Şerafettin Yatçı alır, diğeri için ise yukarıda aktradığım tekerlemeye kulak vermek lazım.
Kuşkusuz AKP hala ciddi bir seçenek. Erdoğan'ın konuşmasından sonra oluşan hayal kırıklığına rağmen hala şunu söyleyenler var: 'Kulak asma. Onlar zaten vermeyecekti. Feyat alır.'
Ciddiye almak lazım. Çünkü yerel iktidar, yerel güçler bakımından çok önemli. Prestijin yanısıra yerel imkanları kullanmanın da bir aracı. Erdoğan'ın yaratmış olduğu olumsuz havaya rağmen Feyat Asya hala pes etmiş değil ve onun etrafında biraraya gelmiş olan konfederasyon, kazanacağından emin görünüyor.
AKP, HDP ve hatta Şerafettin Yatçı, yerelde ciddi etkinliğe sahip belli başlı güçlerin adayı olarak yarışıyorlar. Gerek MHP'den ve gerekse AKP'den gelen telkinlere karşın Şerafettin Yatçı'nın adaylıktan çekilmemesini buna bağlayanlar var. 'Şeref çekilirse Onu destekleyenlerle ciddi sorunlar yaşar' diyenler bir hayali fazla. Siyasal partiler arasındaki bir yarış gibi görünse de Muş yerel seçimleri daha çok yerel güçlerin yerel egemenlik mücadelesi olarak tezahür ediyor.
Bu konsepte uymayan tek aday, Yurtsever Demokrat İttifak'ın adayı Ali Ziver Çakı. A.Z. Çakı, oy istediği her defasında aşiret ilişkilerinin sınırlayıcılığına işaret ediyor ve gençlere çağrıda bulunarak yeni bir başlangıç için destek istiyor.
Bu talebin sandığa ne oranda etki edeceğini şimdiden söylemek mümkün değil fakat iki konuda ciddi bir başarı sağladığımızı şimdiden söyleyebilirim. Birincisi, seçim ekibimiz, herkes tarafından takdir edilen bir çalışma yürütmektedir. Neredeyse dokunulmadık kimse kalmadı. Muş'ta yaşayan herkes A.Z. Çakı'nın adaylığından haberdar.
İkincisi, bu çalışmadan hareketle ve genç nüfusun aktif teveccühü ile dışardan bakanlar A.Z. Çakı'ya ciddi bir şans tanımaktadırlar. Benim açımdan tartışmalı bir görüş de olsa bu, seçim faaliyetimizin ne derece etkili olduğunu gösteriyor. Neler yaptığımızın somut sonuçları yarın belli olacak. Muşluların tabiriyle 'abe, sandığa gidinceye kadar hiç-bir şey belli değil, hele dur kim kimi skater.' Bu realiteyi akılda tutmak kaydıyla umalım ki her şey dışardan bakanların dediği gibi olsun. İstanbul seçim ekibimizin yaptığı espri gibi, 'kaybetme ihtimalimiz var fakat daha şimdiden ciddi bir muhalefet odağı olduğumuzu kanıtladık.'
Bu, gelecekte iktidar olmanın önemi bir basamağıdır. Bunu inşa ettiğimiz gün gibi açıktır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.