Ne aç kalalım ne de tabut yakalım...
Hüseyin Şahin
Soğuk, kar ve kış eşikte. Aşık İhsaniyi dinler gibiyim. Yıl 1975' ti, yani Ankara. Üç sene evvel köyden başkente gelişimdi. Birçok şeyle tanıştığım yıllardı. Ne musluk, kalörfer, ceryan, doktor, taşıtlı vasıtalar, nede bisiklet, sinema, TV, çikolata, muz ve renkli dudaklı bayanlar görmüştüm köyümüzde.
Bizler her alanda üç aşağı, beş yukarı bir, birlerimize benzerdik. Aynı şeyleri, yer içer, aynı tezeklerle kışları ısınırdık. Kahvaltı soframızda kuru çökelik, yağ ve peynir bulunurdu. Ne zeytin, reçel nede sucuk, pastırma, sosis tanırdık. Kasabayla var olan kısıtlı ilişkiler kış mevsimiyle donardı. Herkes kendi kabuğuna çekilir, baharın gelişini beklerdi. Yerimiz, doğup, büyüdüğümüz yer Hakkari, Erzurum, Kars ve Ağrı`dan uzaktı. Kaldıki böyle Kürd şehirlerinin varlığından dahi, bi haberdik. Kayserinin bir köyü nere, Wan, Şırnak, Diyaribekir nere.
Zelzele olmuştu, Warto ve daha sonraları Erzurum, Bingöl ve Wan. Yıl belkide 1966 yada 1970 ti. Depremden kurtulup yardım toplamak için ta bizim oralara kadar bile bazıları gelebilmişlerdi. Nenem beni yardım toplamaya gelen tüm kişilerin yanına iliştirir, tüm köyümüzü dolaşarak onlara destekte bulunmaya çalışırdım. Destek toplamak için köyümüze gelen kişilerin ilk adresi nenemlerdi, dolayısı ile onlara refakat edecekte küçük yaşıma rağmen, bendim. Bu alışkanlık beni Almanyaya gelmeme rağmen bırakmadı vede bırakmayacak gibi.
Yıl Berlin`de 1988 di ve bizler Saddamın Halebçe`de uygulamış olduğu vahşet karşısında yine sokaklardaydık. 1991 gelip çattığında da öyle. Cadde, Cadde, sokak, sokak, kahve, kahve, ev, ev gezerek kışa rağmen gece ve gündüz yüzbinlerce markı yardım olarak toplayarak Muş, Mardin, Hakari ve Dıyarbakırdaki kamplara ulaştırarak, mağdur olanlara desteklerimizi sunmaya çalıştık. Tarih Kürtler için yine tekerrür ediyor. Dün Halebçe, bugün Kerkük. Wan, Warto, Kirmanşah yine öyle.
Aşık Îhsani 1975 Ankara konserinde “üç kişi bir tabuttayız” şiirini çok görkemli bir şekilde okumuştu. Tıpkı bizim ozan Şıvan gibi sandalye üzerinde oturamamış, hop oturup, hop kalkmıştı. Aşık İhsani o uzun şiirinin bir köşesinde “açlığa neyse ama, soğuğa daynamadık, bir tabut yaktık, Allah bizi affetsin” demişti.
Kış kapıda, hemde kara kış...
Karınca, kararınca Almanya Kürt cemeatı olarak bir kampanya Doğu Kurdistandaki deprem mağdurları ile ilgili başlattık. Doğu Kürdistan halkımızla dayanışmada bulunmak için15 Aralık’ta Berlin’de bir etkinlik gerçekleştirdik. Ön çalışmaları on gün gibi kısa olmasına rağmen gerçekleştirilen etkinliğe yüzü aşkın kişi katılarak desteklerini sundular. Deprem Zedelerle ilgili gerçekleştirilen etkinliğe birçok Alman kurum, şahsiyet ve politikacılar bizzat katılarak, yada mesaj göndererek dayanışmada bulundular. Ayrıca etkinlik yerelde katılan sanatçıların destekleriyle birlikte dahada bir anlam kazandı.
Almanya Kürd Cemeati şuana kadar toplayabiliği 10 bin € yu aşkın parayı, en kısa zamanda depremin en ağır yaşanmış olduğu bölgelere ulaştırılacaktır.
Depremler bir daha hiç bir yerde yaşanmamalı. Ne aç kalalım nede tabut yakalım....
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.