Öldürülüşünün 15. yılında arkadaşları Hrant Dink için Agos önündeydi
.
Bülent Aydın balkondan yaptığı konuşmada, “Gerçek katilleri hak ettikleri cezayı alana kadar, bu alçak cinayetin hesabı sorulana kadar, biz bitti demeden bu dava bitmez” dedi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, her yıl olduğu gibi katledilişinin 15. yıldönümünde de anıldı. Adres Agos’un eski ofisinin bulunduğu İstanbul Şişli’de Halaskargazi Caddesi üzerindeki Sebat Apartmanı önüydü.
Bu seneki anmanın temasına paralel olarak Sebat Apartmanına üzerine '15 eksik yıl' yazılı dev bir Hrant Dink portresi asıldı. Hrant Dink'in öldürüldüğü noktaya da karanfiller bırakıldı ve mumlar yakıldı. Tören öncesi Türkçe ve Ermenice şarkılar çalındı.
Anmada Hrant’ın Arkadaşları’ndan Bülent Aydın balkondan yaptığı konuşmada, “Gerçek katilleri hak ettikleri cezayı alana kadar, bu alçak cinayetin hesabı sorulana kadar, biz bitti demeden bu dava bitmez” dedi.
Hrant'ın cezaeivndeki arkadaşları anıldı
Aydın, “Bugün bizimle burada olamayan arkadaşlarımız var” diyerek Bircan Yorulmaz ve Osman Kavala’yı işaret etti. Aydın Hrant'ın Arkadaşları’ndan Osman Kavala’nın beş yıldır anmaya katılamadığını belirterek, “Biliyoruz, Kavala bizi izliyor. Adaletsizce tutulduğu Silivri'den yüreğiyle bizimle” diye konuştu.
Aydın, Bircan Yorulmaz içinse “Bircan 15 yıldır size bu balkondan seslenen arkadaşlarımızdan. 15 yıldır ilk kez bu alanda bizimle değil. Onun yeri yanımız ve Türkiye’nin demokrasi mücadelesidir” dedi. Daha sonra da Emel Kurma, Bircan Yorulmaz Sincan Cezaevi’nden yazdığı mektubu okudu:
"Eşitçe yaşam için çabalayacağız"
Hrant’ın sevgili arkadaşları
Bugün Hrant Dink’in bizlerden alınışının 15. yıldönümü.
15 yıldır süren adalet ve hakikat arayışımızda ilk kez bu yıl, bu alanda sizlerle birlikte olamıyorum. Ancak biliyorum ki Hrant’ın Arkadaşları sadece bu alanda değil, sadece dünyanın çeşitli ülkelerinde değil, aynı zamanda Edirne’de, Silivri’de, Kayseri’de, Diyarbakır’da, burada Sincan’da ve Türkiye’nin pek çok yerindeki cezaevlerinde onu düşünüyorlar, onu anıyorlar.
Adalet hakikat ve vicdan bugün onun adıyla anılıyor. Hrant’sız geçen 15 yılda ülkemizde demokrasi, barış, özgürlük, insan hakları, hukuk, adalet, basın özgürlüğü hiç olmadığı kadar geriledi. Cezaevleri bu idealler uğruna mücadele eden aydınlar, yazarlar, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve seçiliş siyasetçilerle doldu. Bu mücadeleyi dışarıda yürütmeye çalışanlarsa sürekli özgürlüklerinden mahrum edilme tehlikesiyle yüz yüze. Ama bizler Hrant’ın Arkadaşları olarak her nerede olursak olalım onun bıraktığı yerden demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesi vermeye devam edeceğiz. Halkların eşitçe yaşaması için çabalayacağız.
Ermeni, Rum, Kürt, Laz, Boşnak, Alevi, Sünni, Yahudi, LGBTİ+, Arap, her ne milletten, dinden, mezhepten, cinsel yönelimden olursa olsun hep birlikte özgürce, insanca yaşayacağımız bir memleket özlemiyle sevgi ve selamlarını iletiyorum.
Buradayız ahparig!
"Bu meydan acımızı seslendirdiğimiz yer olmanın ötesinde"
Bülent Aydın, Yorulmaz'ın mektubunun ardından yaptığı konuşmada bu sefer Selahattin Demirtaş'ı andı.
Aydın "Bu medyadan sadece acımızı ve adalet talebimizi seslendiğimiz yer olmanın ötesinde bu ülkenin vicdan ve adalet mücadelesinin dile getirildiği yerdir. Evet biz buradayız. Özgürlüğünden mahrum edilmiş, siyasi nedenlerle tutuklanmış milletvekili, belediye başkanı, yazar ve gazeteci arkadaşlarımızı da bir kez daha bu meydandan da selamlıyoruz. Bu meydanın insanlarından Selahattin Demirtaş’a da selam olsun." dedi.
Özgün: Söz verdim; unutmam, vazgeçmem
Aydın daha sonra mikrofonu Hrant Dink öldürüldüğüne 5 yaşında olan Nazım Özgün'e bıraktı.
Şimdi, 20 yaşında bir üniversite öğrencisi olan Özgün, "Bu çocuktan asla vazgeçme, kumaşı başka, ruhu farklı' demiş anneme otizm tanısı aldığımda. Keşke Hrant Amcam Hacettepe'yi kazandığımı görebilseydi... Bazı taşların dili vardır, duymasını bilene konuşur, Hrant Amcamın taşı gibi. Benim için Agos'un önündeki o taş, Hrant amcamın vurulup düştüğü taştan çok daha fazlası. 15. yılda, 15. kez buradayım, söz verdim: Unutmam, vazgeçmem" diye konuştu.
Rakel Dink: Özgür kalsın acı dolu ruhlar
Özgün'ün ardından söz laan Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'se konuşması sorasında hıçkırıklara boğuldu. Rakel Dink "15 yıl oldu arkandan sıkılan kalleş kurşunlar sen, bizden alalı. Sesin hala kulaklarımızda, halkına yapılanları her anlattığında seni hainlikle arkadan hançerlemekle suçlamışlardı. Ya Rab, 'Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, hakaret edenler için dua edin' diyorsun. Dua ediyorum, affet onları, ne yaptıklarını bilmiyorlar." dedi.
Rakel Dink "O günün çocukları Nazım gibi büyüyorlar" diye konuştu ve şu eklemeyi yaptı:
"Çözemediğimiz her sorunu onların omuzlarına yüklüyoruz. Sorunun sahibi de sebebi de biz değilmişiz gibi bir de tutup cepheye çocukları, gençleri sürüyoruz. Oysa bizim kanlı mirasımız olması tüm dünyadaki akranları ile bütün farklılıkları ile başka bir gelecek hayali kurabilir ve gerçekleştirebilirler. Zaten yeterince sorunları olacak, daha ne depremler göreceğiz. Şu geçmişin kilidini açalım da özgür kalsın acı dolu ruhlar. Evimizi inşa edeceğimiz sağlam kayadır gerçek."
Aydın: Adalet mücadelemiz devam edecek
Rakel Dink'in ardından tekrar mikrofonu alan Bülent Aydın cinayet davasıyla ilgili bir hatırlatma yaptı.
Aydın “Hrant Dink davası, adalet davamız devam ediyor. Davaya, karara itiraz edildi. Elbette birinci karar olduğu gibi 15 yıl sonra gelen ikinci karar da bozulacak. Bu cinayet tüm yönleriyle aydınlanana kadar, gerçek sorumluları yargılanana kadar adalet mücadelemiz devam edecek. Bir kez daha vurguluyoruz. Vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Aydın’ın konuşmasının ardından anma programı sona erdi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.