OSMAN AYDIN: 27 MAYIS 1960 ASKERİ DARBESİNİN KÜRT RAPORU
OSMAN AYDIN: 27 MAYIS 1960 ASKERİ DARBESİNİN KÜRT RAPORU
Osman AYDIN
27 Mayıs 1960’ta ordu içinde bir cunta devlet yönetimine el koymuştu. Bu cuntaya göre devletin bütünlüğü Kürter yüzünden tehlikedeydi.
Darbecilere göre tehlikeli bir Kürt sorunu vardı. Bu tehlikenin boyutunun anlaşılması ve ortadan kaldırılması için Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde bir "Doğu Grubu" oluşturuldu ve bu grup, Kürtlerle ilgili bir rapor hazırladı. Bu raporun sadece birkaç ana başlığını burada aktaracağım.
Bu grup, bir dokümantasyon merkezi kurarak bölgeyle ilgili MAH'tan (MİT),Genelkurmay'dan, Emniyet'ten Kürtlerle ilgili bütün bilgileri toplama yetkisine sahipti. "Bölgenin nüfus strüktürünü değiştirme ve asimilasyon bakımından" gerekli politikaları saptayacaktı.
"Doğu Grubu", 8, 10 ve 16 Şubat ile 24 Mart 1961'de "bölgede çalışmış ve çalışmakta olan başlıca idare ve siyaset adamları"nı bir araya getirip, ortaya çıkan önerileri hükümete iletti.
Cemal Gürsel kabinesi, raporu 18 Nisan'da görüştü ve kabul etti ve yayımladığı kararnameyle, bakanlıkların bu koruda eyleme geçilmesini istedi. Ancak, hükümet o yılın ekiminde yapılan seçimle devrildi. Yerine, Kasım ayında İnönü başkanlığında kurulan AP-CHP koalisyonu geldi.Doğu Grubu hazırlanan "Kürt dosyası", "bir muhtırayla" yeni hükümete iletildi ve uygulamanın devamı istedi.
"Politika Dairesi Başkanı Kurmay Albay Haşim Tosun" imzasıyla yeni hükümete gönderilen raporun giriş yazısında "Bunu, sizin tasarruf hakkınızı kullandığımız şeklinde yorumlamayın, size bir yardım kabul edin" deniliyordu. Hükumete nazikçe emir veriliyordu.
Bülent Ecevit, yeni kabinenin Çalışma Bakanı'ydı. Göreve gelir gelmez, bu raporu masasında buldu.Üzerinde, "Devletin Doğu ve Güneydoğu'da Uygulayacağı Kalkınma Program Esasları" yazıyordu. “Karaoğlan” belgeseli çekilirken Ecevit’in evinde bu raporu Gazeteciler Can Dündar ve Rıdvan Akar elde etmiş ve kamuoyuna duyurmuştur.
Radikal çözüm önerileri içeren nopor ileride Kürtlere uygulanacak politikalar konusunda da ip uçları veriyordu.
Rapora göre Doğu ve Güneydoğu'da dış tahriklerin etkisiyle yurt bütünlüğü bozulmaktaydı. Devletin çelişkili politikaları da bu tehlikeyi arttırıyordu. DPT, acilen "Doğu ve Güneydoğu Bölgesi için özel Kalkınma Planları" hazırlanmasını öneriyordu.
Kürtlerin asimile edilmesini sağlamak.
Bölgenin, kendilerini Kürt sananlar lehine olan nüfus strüktürünü, Türklerin lehine çevirmek için, bölgelerindeki iktisadi şartların zorluğu karşısında başka taraflara hicrete mecbur kalan Karadeniz sahillerindeki fazla nüfusla, memleket dışından gelen Türkleri bu bölgeye yerleştirmek, bölgedeki kendilerini Kürt sananları bölge dışına hicrete teşvik ve bu hicreti finanse ederek, memleketin Türk çocuğu bulunan yerlerine iskân etmek.
Türkiye'de kendilerini Kürt sananlarla İran ve Irak'taki Kürtlerin irtibatını kesme bakımından bölgeyi, kendilerini Kürt sananların çoğunluğunu dağıtmak üzere, sistemli bir şekilde bölecek iskân sahalarına ayırmak.
Planlanan bölge okulları, köy okulları ve meslek okullarının faaliyete geçirilmesi, kız ve erkek misyoner yetiştirilmesi ve bunun için özel kurumlar kurulması.
Doğuya kendilerini Kürt sananlardan vali, kaymakam, hâkim, jandarma subayı, ordu subayı, assubay, öğretmen, memur gönderilmemesi.
Irk bakımından, Türk siyasi düzeninin kendi menfaatleri bakımından en elverişli, en emin ve en çok imkan sağlayan düzen olduğunu telkin eden bir inandırma faaliyetine girişilmesi.
Dünya entelektüel muhitine Türkiye'de bir Kürt meselesinin mevcut olmadığının anlatılması.
Bir üniversiteye bağlı derhal bir Türkoloji Enstitüsü kurularak, kendini Kürt sananların menşelerinin Türk olduğunun ispat olunarak yayınlanması... Doğunun Türk tarihinin yazılarak neşredilmesi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.