Osman AYDIN: BİR SOYKIRIM DAHA TESCİL EDİLDİ

Osman AYDIN: BİR SOYKIRIM DAHA TESCİL EDİLDİ

.

A+A-

Osman AYDIN

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, “Almanya ve Namibya’nın 6 yıllık müzakerelerden sonra 1904-1908 yıllarında Korgeneral Lothar von Trotha'nın emriyle işlenen vahşetin, soykırım olarak tanımlanması üzerinde anlaştığını ve Namibya ile ortak tarihimizin en karanlık bölümüyle nasıl yüzleşeceğimiz konusunda anlaşmaya varmayı başardığımız için mutlu ve minnettarım. Almanya'nın tarihi ve ahlaki sorumluluğu ışığında Namibya'dan ve kurbanların torunlarından af dileyeceğiz ve jest olarak 30 yıl içinde kurbanların torunlarını desteklemek için de 1,1 milyar avroluk bir fon oluşturulacağını” belirtti.

Neresi bu Namibya?

Batı Afrika’da Atlas Okyanusu’na kıyısı olan Namibya, 1884/85 yıllarına kadar İngiliz hakimiyeti altında iken bu tarihten itibaren Walvis Körfezi hariç ülke tümüyle Almanya İmparatorluğu’nun himayesine bırakıldı.

1885 yılının Mayıs ayında bölgeye gelen ilk Alman toplulukları bölgede hakimiyet kurmak adına yerel kabilelerden olan Hererolar ile anlaşarak, onlardan kendilerini diğer düşman kabilelere karşı korumak vaadi ile kendilerine yardım etmelerini, Alman ticaret gemilerine sorun yaşatmamalarını ve Almanya'nın bilgisi ve onayı olmadan başka kişilere toprak satmamaları konusunda bir anlaşmaya vardılar.

Tipik böl-yönet ve yerli halkı birbirine düşmanlaştır politikası.

1904 ile 1908 yılları arasında yerel halkın topraklarına el konulması üzerine Almanya'nın kendileri üzerinde bir koruma oluşturmadığı gerekçesiyle, Herero Kabilesi lideri anlaşmayı iptal ederek Almanları bölgeden çıkarmak üzere ayaklanma başlattı.

Bu ayaklanma üzerine Almanya hükûmeti General Lothar von Trotha’yı isyanı bastırmak amacıyla geniş yetkilerle donatarak Namibya’ya yolladı. Tıpkı bizdeki Umumi Müfettiş gibi. Alman askerleri Herero halkını Kalahari Çölü’ne kadar çekilmeye zorladı. Almanların hesabı ve umudu, Hereroların burada susuzluk ve yorgunluktan ölmesiydi. Binlercesinin başına gelen de bu oldu.

Trotha, Herero halkına hitaben yazılan emirnamede “Hererolar derhal ülkeyi terk etmelidir. Eğer kendi rızalarıyla çıkmazlarsa, bunu top mermileri ile zorla yapacağım. Almanlara ait bölgede görülen bütün Hererolar, silahı ve hayvanı olsun ya da olmasın, derhal idam edilecektir. Ne kadınlara ne de çocuklara merhamet gösterilmeyecektir. Bu kişilerin Almanlara ait topraklardan çıkarılıp öldürülmeleri için gerekli emirleri vereceğim. Herero halkına son sözüm budur.”

Almanlar toplama kampları inşa etmeye başladılar. Amaç halkı enterne etmek değildi. Asıl amaç, Hereroların sayısını azaltmak. Aynı mantık ve aynı yöntemler, ertesi yıl isyana kalkışan Nama halkına da uygulandı. Önce teslim oldular, ardından toplama kamplarında katledildiler.

1904 -1905 yılları arasasındaki zaman diliminde Yaklaşık 65 bin Herero ve 10 bin Nama kabilesine mensup insan katledildi.

Bölge üzerindeki Alman hakimiyeti I. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar sürdü ve savaş sonrasında bölge tekrar İngiliz himayesi altına girdi. Bu himaye daha sonra Güney Afrika hakimiyetine dönüştü.

Namibya, 21 Mart 1990 tarihinde Güney Afrika Cumhuriyeti'nden ayrılarak bağımsızlığını ilan etti. Namibya halen Birleşmiş Milletler (BM), Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC), Afrika Birliği (AU) ve İngiliz Milletler Topluluğu'na üye bağımsız bir devlettir.

Gecikmiş de olsa işlenen bir suçun itirafı, doğru isimlendirilmesi ve özür dilenmesi siyasi tarih açısından önemlidir.

Bu erdemi göstermeyen devletlerin yaygarası şuna benziyor:

Koyun bir su arkının üzerinden atlarkan kuyruğu havalanır. Bunu gören keçi koyuna der ki:

- Sen atlarken mahrem yerin göründü, utanmıyor musun?

Evet bunu söyleyen de mahrem yeri hep dışarda olan keçi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.