OSMAN: YÛSUF ZÎYAEDDÎN PAŞA
.
Osman AYDIN
el-Hediyyetü’l-Ḥamîdiyye fi’l-luġati’l-Kürdiyye eserinin yazarı Yûsuf Zîyaeddîn, babası kadı olduğu için değişik kentlerde görev yapmış ve Kudüste görevliyken 1842 yılında Kudüs’te doğar. İsminde el Halidi tanımlaması olduğu için Türkiye Diyanet Vakfı’nın yayınladığı İslam Ansiklopedisi’nde soyunun Halid bin Velid’e dayandırılarak Arap yapılmak istenir. Oysa ki Nakşibendi tarikatının Halidî koluna bağlı olması nedeniyle isminde bu tanımlama vardır.
Babası Muhammed Ali Kürttür. Annesi Rum asıllı Anais’tir. Devamlı kadılık yapan bir aileye mensuptur.
Eğitim hayatı düzenli değildir ama iyi yetişmiştir.
İki yıl Malta’da Protestan Koleji’nde okur. Sonra İstanbul’daki Mekteb-i Tıbbiyye’ye bir yıl devam eder ve oradan 1863’te Robert Koleji’ne geçer. Bir buçuk yıl sonra babasının vefatı üzerine Kudüs’e döner.
Altı yıl Kudüs’ün Belediye Başkanlığı (Şehir emini) yapar. 1874 yılı başında Bâbıâli Tercüme Odası’nda çalışmak üzere İstanbul’a gider. Altı ay sonra Karadeniz’de bir Rus liman şehri olan Poti’ye konsolos olur.
1875’te Viyana’ya gider. Burada Doğu Dilleri Okulu’nda Arapça ve Türkçe hocalığı yapar.
Ağustos 1875’te bazı ailevî işleri için Kudüs’e döner ve tekrar Kudüs belediye başkanlığına seçilir.
1876’da açılan Osmanlı Meclis-i Mebusan’ına Kudüs mebusu olarak katılır. Meclis-i Meb‘ûsan’da görevli olduğu dönem Fener’deki Kudüs Rum Manastırı’nda ikamet ettiğine dikkat çeken Amerika’nın İstanbul konsolosu Eugen Schuyler onu siyaset ve din konusunda liberal bir kişi olarak tanıtır İlerici, bilimsel gelişimi ve hürriyeti destekleyen, Avrupai eğitim sisteminin kurulmasını, keyfîl yönetimin ortadan kaldırılmasını, dinî hoşgörünün yerleştirilmesi, Kānûn-ı Esâsî’nin getirdiği hak ve hürriyetlerin güvence altına alınması, alt yapı reformlarının gerçekleştirilmesini savunur. Özgür düşünceli ve reform yanlısı kişiliğiyle, meclisteki konuşmaları ve yazılarıyla II. Abdulhamid muhalifidir.
Meclis-i Mebusan’ın lağvedilmesi üzerine tekrar Kudüs Belediye Başkanlığı görevini üstlenir.
1879 sonbaharında mutasarrıf Rauf Paşa tarafından görevden alınınca Avusturya’ya gider.
1880’de Viyana Üniversitesi’nde Arap dili ve edebiyatı hocalığı yapar.
İstanbul’a döndükten sonra Yafa (1880), Gazze (1882), Cenîn ve Mutki (1890), Cebelihavran (Cebelidürûz, 1894) kaymakamlığı gibi idarî görevlerde bulunur.
Kürtçe, Arapça ve Türkçe, İngilizce, Fransızca, bilen Yûsuf Ziyâeddin Paşa, (sivil paşa) görüşlerini çekinmeden belirten dönemin entelektüellerindendir.
1906’da vefat eden Yûsuf Ziyâ’nın ölüm yeri tartışmalıdır. Kudüs’te ya da Bitlis’te öldüğü söylenmektedir.
el-Hediyyetü’l-Ḥamîdiyye fi’l-luġati’l-Kürdiyye isimli eserinin giriş veya önsözünde (mukaddimesinde) Kürt dilinin yapısı ve gramer özelliklerine dair görüşlerini belirtir.
Bu eser, ilk basılan Kürtçe Sözlük olarak kabul edilir. 5452 kelimeyi ihtiva eden alfabetik bir Kürtçe-Arapça sözlüktür. Bu eserini Mutki’de kaymakamlık yaptığı dönemde hazırlamıştır. Eserin sonunda antoloji niteliğinde Şeyh Ahmedê Xanî’nin Nûbahara Biçûkan adlı manzum sözlüğü yanı sıra açıklamalı olarak Kürtçe kaleme alınmış bazı dinî-edebî metinlerle halk arasında yaygın bazı sözlere ve dönemin tanınmış kişilerine ait takriz (övme/tanıtma) yazılarına da yer verilmiştir.
Rahmetle anıyorum.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.