Osmanlı mirasını paylaşan galip devletler Kürtler dışında hemen herkese bir devlet armağan ettiler, daha çok da Araplara… ‘
Osmanlı mirasını paylaşan galip devletler Kürtler dışında hemen herkese bir devlet armağan ettiler, daha çok da Araplara… ‘
Osmanlı mirasını paylaşan galip devletler Kürtler dışında hemen herkese bir devlet armağan ettiler, daha çok da Araplara… ‘
PAK İstanbul, “Sykes-Picot’nun 100. Yılında Kürtler ve Kürdistan” konulu bir konferans düzenledi.
Konferans, Cezayir Konferans Salonu’nda gerçekleşti.
Saat 14:00’te başlayıp 18:00’de sona eren konferansa, çok sayıda aydın, siyasetçi ve yurtsever Kürt katıldı.
Konferansta, Geney Kürdistan’dan Tarihçi Dr. Eli Teter, Sofya Üniversitesi öğretim görevlisi sosyolog Doç. Dr. Yaşar Abdulselamoğlu ve Av. Mehmet Celal Baykara konşmacı olarak yer aldılar.
PAK genel Başkan yardımcısı Mehmet Gül’ün moderatörlüğünde başlayan konferansın açış konuşmasını PAK Genel Başkan Yardımcısı Kasım Ergün yaptı.
Ergün konuşmasında, genel olarak Sykes-Picot’nun Kürdistan üzerindeki olumsuz rolüne dağindi ve ‘artık bir geçerliği kalmayan bu anlaşmanın yeni bir olumsuzlukla sonuçlanmaması için Kürtler, evvela ne istediklerini netleştirmeli ve sonra da bu amaçlarına ulaşmak için gereken birlikte hareketi sağlamalıdırlar’ dedi. K. Kürdistan’da cari yanlış siyaseti ve sonuçlarını da dile getiren Ergün, artık kaçınılmaz hale gelen Güney Kürdistan’ın bağımsızlık konusundaki iradesinin desteklenmesinin bütün Kürtlerin ortak ve tarihsel görevi olduğuna dikkat çekti. Güneybatı Kürdistan’daki olumlu gelişmelerin de desteklenmesi gerektiğini belirten Ergün, Kuzey’de bir an önce ateş-kes ilan edilmesini, barışçıl ve demokratik yol ve yöntemlerle ulusal mücadelenin yeniden itibarlı çizgisine oturtulması gerektiğini söyledi.
Konferansın ilk konuşmacısı olarak Sayın Mehmet Celal Baykara, Sykes-Picot’nun ne olup ne olmadığını, uluslararası hukuk ve meşruiyet çerçevesinde bir tanımını yaparak başladı konuşmasına. Gerek uluslararası hukuk ve gerekse meşruiyet bakımından Sykes-Picot’nun bir reguler anlaşma niteliğinde olmadığını belirten Baykara, ‘bu anlaşma, bir zamanlar Amerika Birleşik Devletlerinde faal olan mayfatik kesimler arasındaki anlaşmadan farksızdır” dedi. 1.Dünya Savaşı’nın galip devletleri olarak İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusyası’nın gözlerden uzak, kendi halklarından dahi gizlenerek yapılan bu anlaşmanın gerçek anlamda bir anlaşma olmayıp, kesinlikten uzak, belli bölgeleri belli devletlerin eğemenlik alanı olarak belirten fakat bağlayıcılığı da olmayan bir anlaşma olduğunu belirtti. Uluslararası anlaşmaların prosedürü hakkında bilgi veren Baykara, hukukilik ile meşruiyet sorununa da açıklık getirerek, “Sykes-Picot anlaşmasının zaten bir meşruiyeti yok fakat uluslararası hukuk bakımından da bir geçerliği yoktur. Ne var ki bu anlaşma, Kürtlerin 100 yıl boyunca çektiklerinin de başlangıcı olmuştur” diyerek sözlerini bitirdi.
Konferansın ikinci konuşmacısı Sayın Dr. Eli Teter, Kürt Dil Bayramını kutlayarak başladı konuşmasına. Sykes-Picot anlaşmasını tarihsel seyir içinde ele alan Teter, esas olarak Kürtleri hedef almamakla birilkte Kürtlerin büyük acılar çektiği bir anlaşma şekline büründüğünü dile getirdi. Teter, ‘Osmanlı mirasını paylaşan galip devletler Kürtler dışında hemen herkese bir devlet armağan ettiler, daha çok da Araplara… ‘ dedi. Bu anlaşmanın artık son bulduğunu belirten IŞİD gibi oluşumların, bu anlaşmanın sonuçlarını ortadan kaldırmak için değil, bir nebze nefes almaya başlayan Kürtlere karşı bir saldırının malzemesi haline getirdiklerini belirten Teter, bu tarihsel fırsatın bir kez daha Kürtlerin aleyhine dönmemesi için, bütün Kürtlerin ulusal talepler konusunda birlikte hareket etmesi gerektiğini belirtti ve bu konuda hiçbir siyasal kaygı duymadan bütünüyle ulusal talepler ekseninde siyaset yapan Sn. Mesup Barzani’nin tutumunun takdire şayan olduğunu belirtti. Kürtler arasındaki iletişime de değinen Teter, bir yandan Kürt dilinin kullanılması gerektiğine dikkat çekerken, diğer yandan, Kürt dilinin farklı diyalektlerini hatırlatarak, bu konuda hem sabır hem de bu farklılığın dikkate alınması gereketini hatırlatarak konuşmasını bitirdi.
Son konuşmacı Sn. Doç.Dr. Yaşar Abdulselamoğlu ise, konuşmasına, yakın bir zamana kadar Kuzey Kürdistan hareketinin ilgi alanında olmayan bu anlaşmayı konu edindiği ve gündeme getirdiği için PAK’a teşekkür ederek başladı.
Sykes-Picot anlaşmasının Kürdistan üzerindeki siyasal sonuçlarını ele alan Abdülselamoğlu, bu anlaşmanın, izliyen yıllarda Kürtler aleyhinde gerçekleşen bütün anlaşmalara temel oluşturduğunu belirtti. “İddia edildiğinin aksine o dönemde Kürtler, hemen her yerde mücadele halindeydiler” diyen Abdülselamoğlu, “ne yazık ki devlet kuramadılar. Bunun sebebi iddia edildiği gibi Avrupalı devletlerin, özellikle de ingiltere’nin, bağımsız bir Kürt devletine karşı olması değildir, tam tersine, bu ihtimali gündemde tuttular fakat gerek Ermeni meselesi, gerek islam sorunu ve gerekse Kürtler arasındaki aykırıklar, İngilizleri çaresiz bırakmıştır.” Dedi. Abdulselamoğlu, “Kürt devletinin kurulması için pek heveskar olmamakla birlikte Kürt devletinin kurulmasına da karşı olmayan İngilizlerin aksine Fransızlar, bağımsız bir Kürdistan fikrine karşı çıkmışlardır’dedi.
Sykes-Picot anlaşmasının Kürdistan’ı esas olarak Fransa ile Rusya’ya bıraktığını belirten Abdülselamoğlu, “İngilizlerin siyaseti şuydu: Bağımsız bir Kürdistan için özel çabaları yoktu, Kürdistan devletinin kurulmasına da karşı değildiler, Türklerin Kürdistan’dan çıkması için de savaşmayı gerekli görmediler, fakat tüm nedenlerle de Kürdistan’ı Türklere bıraktılar.”
Gerek Sykes, ve gerekse Nobel’in bu konu hakkındaki görüşlerinden örnekler veren Abdülselamoğlu, artık gündemde olmayan bu anlaşmanın yeniden gerçekleşmemesi için Kürtlerin kendi hakları konusunda ısrarcı olmaları ve bunun gereklerini yapmaları durumunda başarıya ulaşacaklarını belirtti.
Konferan, ikinci bölümde sorulan soruların yanıtlanmasının ardandan sona erdi.
15 Mayıs 2016, İstanbul, Rupela Nu
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.