Oya Baydar: Erdoğan'ın şapkasından Hizbullah çıktı
.
Oya Baydar / T24
6'lı Masa'nın altında PKK var, HDP var, vb. zırvalarını yayanların bağırlarında Konca Kuriş'in, Gaffar Okkan'ın ve binlerce masum insanın katili gerçek terör örgütü Hizbullah varmış meğer. Şapkadan çıkarılması, ortaklığın resmiyet kazanması iyi oldu. O korkunç dönemi hafızasından asla çıkarmamış olan bölge halkı, iktidarın gerçek yüzünü bir kez daha gördü.
İşler iyi gitmiyor, Cumhur İttifakı'nın kuyruğu sıkışmış durumda. Özellikle siyasî beka mücadelesi veren Tayyip Erdoğan ve bilumum AKP şebekesi, deprem felaketi sonrasında ülkeye hakim olan hava ve Millet İttifakı'nın ortak adayı Kılıçdaroğlu'nun anketlerin de doğruladığı yükselişi karşısında, seçimlerin kendileri açısından çantada keklik olmadığını anladılar.
Demokratik bir ülkede özgür seçimlerin siyasî-ideolojik taraflar arasında bir yarış olduğundan bihaber olan, kaybetmeyi hayat memat meselesi sayan, bir oy uğruna her şeyi satmaya hazır Erdoğan'ın, seçimlere gidilirken can havliyle şapkasından yeni tavşanlar çıkarması bekleniyordu, çıkardı da...
Konuyla ilgili bir yazımda, bundan sonra tavşan değil olsa olsa yılanlar çıkar o sihirbaz şapkasından demiştim, Hüda Par'ın İttifak'a dahil edilmesi şapkanın içinde bu türden epeyce mahlûkat bulunduğunu gösteriyor.
Saflığın, siyasette budalalık olduğunu geç öğrenmiş kötümser biri olarak bir yılan daha bekliyorum şimdi: Anayasa Mahkemesi'nin HDP'yi 11 Nisan'da milletvekili listelerinin YSK'ya tesliminden hemen sonra, yani seçimlere 5 kala kapatmasını, HDP'nin önde gelen yöneticilerine ve milletvekili adaylarına siyasî yasak koymasını… Hazine yardımına blokajın kaldırılması, HDP'nin talep ettiği son savunmanın 3 ay ertelenmesinin reddedilip AYM'deki duruşmanın 11 Nisan'a bırakılması kimilerince olumluya yoruluyorsa da, bunun bir tuzak olması ihtimali daha güçlü geliyor bana. Ama bu başka bir yazı konusu. Umarım HDP, siyasetin ve yargının seçimlerin meşruiyetini sorgulatacak böyle bir oyun kurabileceğini hesaba katıp önlemini almıştır.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Recep Tayyip Erdoğan
Kürt Hizbullahı'ndan Hüda Par'a evrimleşen bir yapı
Gençler hatırlamaz; 1990'lardan 2000'lere kadar, özellikle Güneydoğu'da yaşanan korku dolu karanlık günlerde bölgedeki vahşet ve terörün baş aktörü, kısaca Hizbullah diye bilinen Hizbullah-i Kürdî adlı terör örgütüydü. Örgütün, ilk yıllarda PKK'lilere yönelen devlet güdümlü kanlı şiddet eylemleri, giderek kendi içlerindeki ve çevredeki muhalifleri hedef almaya başladı.
Diyarbakır'ın halk tarafından sevilen, sayılan Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'a suikast, Müslüman feminist Konca Kuriş'i 35 gün süren işkencelerle öldürmek Hizbullah örgütünün kamuoyuna yansıyan, büyük tepki ve korku yaratan cinayetleriydi. Bu kadarla sınırlı değildi kuşkusuz; dönemin binlerce faili meçhulünün faili olduğu herkes tarafından bilinen örgütün alameti fârikası (ayırd edici işareti) enseye tek kurşun sıkma, domuz bağı gibi cinayet yöntemleriydi. 2000 yılında, örgüte yönelik operasyonlarda İstanbul'dan Konya'ya, oradan Batman'a, Nusaybin'e, Mardin'e, Diyarbakır'a, Hizbullah evlerinin bodrumlarında, kimilerinin üzerleri çimentolanmış kurbanların cesetleri bulunduğunda toplum sarsılmış, terörize olmuştu.
Diyarbakır Çevik Kuvvetler Merkezi'nde PKK'ye (Kürt hareketine) karşı paramiliter güç olarak siyasî-askerî açıdan eğitilip desteklendiği 1993 tarihli Meclis Araştırma Komisyonu Raporu'nda yer alıyor. Aydın Engin'in 1993'te Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan Batman Hizbullah Dosyası yazılarında, Hizbullah tahkikatını yürüten Gaffar Okkan'ın 2001'de katlinden sonra Mehmet Ali Birand'ın yayımlarında, dönemin kimi basın organlarında ve 2000 yılında örgüte yapılan operasyonlarda tutuklananların itiraflarında bu (derin) devlet- örgüt ilişkisi anlatılır.
2000 yılına varıldığında, vahşi cinayetleri gözlerden saklanamayacak hale gelmiş, görevini de tamamlamış olan Hizbullah'a karşı düzenlenen operasyonlarda örgütün lideri Hüseyin Velioğlu'nun öldürülmesinden sonra açılan davada, örgüt elebaşlarından çoğu tutuklanmış, mahkûm olmuş, Hizbullah, "terör örgütü" kabul edilmiştir. 10 yıl sonra 2011'de çıkarılan bir infaz yasasıyla tutuklulardan 23'ünün şartlı tahliye edildiğini ve tahliye olanların tümünün sırra kadem bastığını da ekleyelim.
2012 sonunda kurulan Hüda Par, Hizbullah'ın rahminden çıkmıştır. Bugünkü genel başkanı Zekeriya Yapıcı bu gerçeği reddetmemekte, çıktığı televizyon programlarında "Hizbullah terör örgütü değildir" demekte beis görmemektedir.
"PKK=HDP=Terör" ise Hüda Par'ın denklemi nedir?
Hemen söyleyeyim; ben "Hüda Par terör örgütüdür" demiyorum. Programına bakıldığında, laik Cumhuriyet'e karşı İslamî Kürt ayrılıkçılığını savunan bir Kürt partisidir. İdelojik açıdan bakıldığında, Ümit Özdağ'ın devletçi Türk faşizmini savunan Zafer Partisi vatana millete ne kadar zararlıysa -ve bana ne kadar uzaksa- Hüda Par da o kadar zararlı ve uzak. Ancak, demokrasilerde yasalara ve Anayasaya açıkça karşı olmamak şartıyla her iki partinin de yeri vardır. Benim midem her ikisini de kaldırmasa da…
Ben sadece, seçimleri kazanmak için şeytanla bile oy pazarlığına hazır Cumhur İttifakı'na, hele de Bahçeli'ye "Hizbullah=Hüda Par=Terör" denklemine ne diyeceklerini sormak istiyorum. Yıllardır çiğneye çiğneye çürüttükleri "PKK=HDP=Terör" sakızını toplumun ağzına tıkmaya çalışan, Kürt düşmanlığıyla toplumu bölen, ülkeyi kin ve nefret girdabına sürükleyenlerin ilkesizliklerini, tutarsızlıklarını, siyasî etik yoksunluklarını bir kez daha sergilemek istiyorum.
Mafya babalarını, derin çeteleri, katil infazcıları "dava arkadaşı" diyerek onurlandıran, kendi içlerindeki Ülkücü cinayetlerinde tetikçilere sahip çıkan, beyaz Toros'ları, Yeşil'leri, 90'ların faili meçhullerinin faillerini benimseyenlere "MHP terörle arasına mesafe koymalıdır" diye seslenmiştim bir yazıda. Şimdi de, Cumhur İttifakı terörle arasına mesafe koymalıdır, diyorum.
Yıllardır, 6'lı Masa'nın altında PKK var, HDP var, vb. zırvalarını yayanların bağırlarında Konca Kuriş'in, Gaffar Okkan'ın ve binlerce masum insanın katili gerçek terör örgütü Hizbullah varmış meğer. Şapkadan çıkarılması, ortaklığın resmiyet kazanması iyi oldu. O korkunç dönemi hafızasından asla çıkarmamış olan bölge halkı, iktidarın gerçek yüzünü bir kez daha gördü.
Erdoğan'la Bahçeli benden duymuş olmasınlar ama, Hüda Par'ın ittifak ortaklığı getirdiğinden fazlasını götürecektir. Tabii, seçim hileleri ve siyasî ahlaksızlığın boyutları beklediğimizin çok ötesine uzanmazsa…
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.