PAK GENEL BAŞKANI MUSTAFA ÖZÇELİK: “KÜRTLER OLARAK AYRI BİR TARAF OLALIM VE ÇÖZÜM SÜRECİNİ BİZ BAŞLATALIM”
.
27.12. 2020 günü ÇARPEL MEDYA Özel Programında Evindar Tekin ve Seyda Alpşen’in bir çok konudaki sorularını yanıtlayan PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, son günlerde tekrar gündeme gelen çözüm sürecine ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu.
Yeni bir çözüm sürecinin zorunluluk olduğunu ifade eden PAK(Kürdistan Özgürlük Partisi) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, “Mevcut iktidar ve muhalefet partilerinin çözüm sürecinin tekrar başlamasında samimi olmadıklarını, Kürtlerin millet olma ve kendilerini yönetme taleplerinin hala devam etmekte olduğunu, Kürtlerin bu talepler doğrultusunda bir araya gelmelerini ve Türkiye Devleti’ni çözüm için zorlamaları gerektiğini” söyledi.
Özçelik, “Yeni bir çözüm sürecinin başlaması mümkün mü?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Çözüm sürecine ilişkin kendi aramızda diyaloglarımız mevcut. Belli bir süre sonra bu diyalogları fiilen başlatmayı düşünüyoruz. Biz şunu söylüyoruz: Adına çözüm süreci deniliyor, geçmişte çözüm süreci adı altında, kapalı kapılar ardında neler yaşandığını kimse bilmiyor. Önceki süreçte savaşın durdurulması en büyük kazanımdı. Bu anlamda biz olumlu dedik. Ama neyin çözümü, nasıl çözüm bu konuda hiç kimse neyin döndüğünü bilmiyordu. Eğer yeni bir süreç başlatılacaksa öncelikle Kürtler bir taraf olmalıdırlar. Temel talepleri etrafında bir araya gelip bunun sürekliliğini sağlamalı, sürecin garantisi, güvencesi anlamında da Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve ABD'yi gözlemci olmaya davet etmelidirler. Silahların susturulması ekseninde, diğer konuları da görüşmek babında Güney Kürdistan Federe Devletini de sürece katarak bir aktör olarak kabul etmek gerekir.”
Özçelik konuşmasının devamında “Hiç kimse gelip bize çözüm sürecini getirmez. Bunun da yolu bütün Kürtler HDP’ye ve AKP’ye oy vermiş milyonlar da dahil, hep birlikte biz bu savaşı istemiyoruz, bu savaş bizi yok ediyor, geleceğimizi de yok ediyor demeli ve ilk olarak bu savaşı durdurmalıyız ve Türkiye Devleti’ne şunu söylemeliyiz: Yeter artık! Bu savaş son ver. Bizim varlığımızı kabul edeceksin. Dilimizi, anadilde eğitim hakkımızı, düşünce ve örgütlenme özgürlüğümüzü, kendimizi yönetme hakkımızı tanıyacaksın. İşte çözüm süreci buradan başlar. Yani Kürtler çözüm sürecini başlamalıdırlar.” dedi.
“ÖNCELİKLE VARLIĞIMIZ KABUL EDİLMELİ”
Türkiye Anayasası ve kanunlarında Kürtçe’nin hâlâ yasak olduğunu hatırlatan PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’de tartışılan en önemli konulardan biri Kürt sorunudur, Kürdistan sorunudur. Bu konu son günlerde tekrardan gündeme geldi. Tekrardan çözüm süreci olacak mı? Olmayacak mı? Üzerine tekrardan tartışmalar söz konusu. Bazı partiler bu konuda görüş beyan ediyor. Kürt sorunu var mı? Yok mu? Çözdük mü? Çözmedik mi? Bu tür tartışmalar var. Öncelikle bazı şeyleri hatırlatmakta yarar var diye düşüyorum. 1923’ten bu yana, 97 yıldır kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kürtlerin hak talebine en az 300-400 bin Kürt’ü katletmekle cevap verdi. Katliamlarla milyonlarca Kürt yerinden yurdundan edildi, zindanlara atıldı, işkence gördü ve sürgünlere yollandı. Buna rağmen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında hala Kürt yoktur, Kürtçe yoktur, Anayasaya göre ‘’herkes Türk’tür. Bize göre bu uluslararası bir cinayettir. Kürtlere statüyü, kolektif hakları bir kenara bırakalım, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında ve kanunlarında Kürtçe hâlâ yasak! Tüm dünyaya şunu haykırmalıyız: Bakınız, Türkiye Cumhuriyeti devleti dilimizi bile kabul etmiyor. 97 yıldır Kürtlerin tüm hak taleplerini bastıran Türkiye Devletidir.”
“PAK OLARAK ÇAĞRI YAPIYORUZ: SAMİMİ OLDUĞUNUZU BEYAN EDİN”
Mevcut iktidar ve muhalefet partilerinin Kürt sorununu çözme konusunda, Kürtlerin haklarını tanıma konusunda plan ve proje sahibi olmadıklarını dile getiren Özçelik şöyle devam etti: “Erdoğan ve müttefiki MHP bugün itibariyle Kürt sorunu yok diyorlar. MHP bildiğimiz gibi geleneksel ırkçı ve katliamcı bir siyaset izliyor. Bunların dışında CHP, İYİ Parti ve diğer partiler var. Yeni kurulan bazı partiler var. Dönem-dönem bu partiler çıkıp “Kürt sorunu var bunu biz çözeceğiz” diyorlar. Biz PAK olarak bu kötüdür, bu iyidir tartışmasını bir tarafa bırakıyoruz. Kürdistan Özgürlük Partisi, kendisini muhalefet partisi olarak ifade eden partilere şunu söylüyor: Siz Kürt sorunu vardır diyorsunuz, Kürt sorunu nedir? Kürt sorununu çözeceğiz diyorsunuz. Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Buyurun bize açıklayın! Soruyu biraz daha tersten soralım. Siz Kürtlerin(bugün bildiğimiz gibi Kuzey Kürdistan ve Türkiye de 25 milyonu aşkın Kürt var) hangi hak ve özgürlüklerini Anayasal ve yasal güvencelere kavuşturacaksınız?
“BU KADAR DEFORMASYONA GEREK YOK”
Konuşmasında savaşın durdurulması ve çözüm için atılacak samimi adımları her zaman olduğu gibi destekleyeceklerini dile getiren Özçelik: “Diğer yandan Kürtlerden 5-6 milyon oy alıp Demokratik Cumhuriyet, Demokratik Ulus, Ortak Vatan diyen bir HDP faktörü var. Türkiye Devleti tek millet diyor HDP ‘’biz Demokratik Ulus yaratacağız’’ diyor. ‘’Ortan Vatan’’ diyerek Kürdistan gerçekliği yok sayılıyor. ‘’Demokratik Cumhuriyet’’ ifadesi ise, ‘’Eşit vatandaşlık’’tan farklı bir anlam taşımıyor.. Bize göre bu kadar deformasyon gerçekten de kabul edilemez. Bu kadar deformasyonun toplumda yarattığı tahribat ortada. Bir yandan da şimdi Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve diğer partiler ve CHP kendilerini alternatif olarak sunuyorlar topluma. Biz çözeceğiz diyorlar. CHP 97 yıllık bir parti, bu güne kadar neyi çözdü ve ne çözümler sundu, sormak lazım kendisine. Tüm partilere soruyoruz: Siz Kürtlerin millet olarak varlığını yasal ve anayasal güvencelere kavuşturacak mısınız? Devam eden savaşa son verecek misiniz? Anadille eğitim hakkını, Kürtçenin resmi dil olmasını yasal, anayasal güvencelere kavuşturacak mısınız? Kürdistan ismini yasak olmaktan çıkaracak mısınız? Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şatı ve Çocuk Hakları Sözleşmesine Türkiye Devleti’nin koymuş olduğu şerhleri kaldıracak mısınız? Düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü Anayasal, yasal güvencelere kavuşturacak mısınız?” dedi.
“KÜRTLER OLARAK ÇÖZÜM SÜRECİNİ BİZ BAŞLATALIM”
Konuşmasında çözüm sürecinin bir zorunluluk olduğunu ifade eden Özçelik, “Biz öncelikle Kürt tarafı olarak, kendi aramızda temel milli demokratik ana öğelerde bir araya gelip taraf olalım. Kendimizi orada burada eritmeyelim. Onun bunun gölgesinde siyaset yapmayalım. Çözüm süreci de hemen bugün yarın atılacak bir adım değil. Ama bir zorunluluktur. Şu an bir taraftan ekonomik çöküntü, bir taraftan İktidar tarafından toplumun bu kadar “terörize’’ edilmesi, sana karşı olan her kesin “terorist” veya “hayin” olarak ifade dilmesi... Cezaya tabi tutulması, kovuşturmalar, binlerce on binlerce insanın hapislerde olması… Bu tarz bir siyaseti bu toplum zaten kaldıramaz. Kaldıramaz dediğimizde burada kim hemen öne çıkıyor? CHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi... Yani sorunu oraya kanalize edip, “onlar iktidara gelsin yaparlar” gibi bir alternatif öne sürülüyor. Açıkçası bunlar geçmişte çokça yaşandı. Elbette insanlar bazen kötünün iyisini seçiyor mecburiyetten. Tarihte bu çokça olmuştur. Ama biz sürekli bu filmi seyretmek zorunda değiliz. Biz Kürtler olarak eğer daha doğru bir zeminden bakabilirsek, KÜRTLER OLARAK AYRI BİR TARAF OLALIM VE ÇÖZÜM SÜRECİNİ BİZ BAŞLATALIM. Bizim çağrımız bu, çözüm sürecini biz başlatalım, geliştirelim. Biz diyeceğiz ki, bugüne kadar izlenen şekliyle bir çözümü istemiyoruz. Buna hayır diyoruz. Bunun ilk adımı olarak savaş duracak ve PKK silahları susturacak. PKK silahta ısrar ettikçe Güney Kürdistan ve Rojava üzerindeki belalar yüz kat artıyor. Kuzey Kürdistan ayağa kalkamıyor. Bu savaşın bir zemini ve faydası yok. Bu savaşı Kuzey Kürdistan’da sürdürme zemini yok ve zarar veriyor. Herkes bunu görüyor” dedi.
‘HEP BERABER SAVAŞA HAYIR DİYELİM”
AKP ve HDP’ye oy veren milyonlar dahil, savaşa hayır dememiz gerektiğini söyleyen PAK Genel Başkanı Özçelik: “Kuzey Kürdistan’daki savaşın zemini yok. Artı, savaş bütün siyasal, demokratik mücadelenin zeminlerini de ortadan kaldırıyor. Türkiye Devleti bunu bildiği için Kürtleri savaşa yöneltiyor. Öncelikle PKK’ye silahları susturması yönünden açık çağrı yapalım. Bize göre esas çözüm sürecini Kürtler başlatacak, başlatmalı. Kürtler, barışçıl ve demokratik yollarla Türkiye Cumhuriyeti’ni çözüme zorlamalıdırlar. Hiç kimse gelip bize çözüm sürecini getirmez. Bunun da yolu bütün Kürtler, bir araya gelip biz bu savaşı istemiyoruz, bu savaş bizi yok ediyor, geleceğimizi de yok ediyor diyelim ve ilk olarak bu savaşı durduralım. Ve Türkiye Devleti’ne şöyle seslenelim: Savaşla, öldürme, yıkımla bu sorunu çözemeyeceğiniz açıktır. Savaşa son verilmelidir. Millet olarak varlığımızı kabul etmelisiniz. Dilimizi, anadilde eğitim hakkımızı düşünce ve örgütlenme özgürlüğümüzü, tanımalısınız. Ülkemizin adı yasak olmaktan çıkarılmalı. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şatı ve Çocuk Hakları Sözleşmesine Türkiye Devleti’nin koymuş olduğu şerhleri kaldırmalısınız. Ve bütün bunlar Anayasal, yasal güvencelere kavuşturulmalıdır. İşte çözüm süreci buradan ve bu şekilde başlar. Yani Kürtler olarak, bu temel talepler etrafında bir araya gelerek, savaşa açık tutum alarak, çözüm sürecini bizzat bizim başlatmamız gerektiğine inanıyorum.” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.