POLİTİKA/SİYASET
"Eger bir aptala laf anlatmaya kalkarsan, dışarıdan bakanlar iki aptalın sohbet ettiğini sanarlar." Gandhi
Erdal Kurt yazdı
Yunanca bir sözcük olan politika türkçede siyasetin karşılığıdır, belli bir toplumda çatışma halinde olan düşüncelerin uzlaştırılması faaliyetidir. Bu uzlaştırma faaliyeti ise yönetim erkinin elde bulunması ile gerçekleşir. Siyâset tarihine bakıldığında insanın ortaya çıkışı ile birlikte siyaset; yönetim sanatı da sahnede yerini almış ve binlerce yıl yöneten ve yönetilen arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi ile yönetsel gücün elde tutulması davranışlarına yön vermiştir.
Biz kürtler hemen hemen yaşamın bize karşı uyguladığı bütün baskı ve haksızlıklardan dolayı halk olarak kendimizi çok genç yaşlarda politika ve siyasetin içinde bulmuşuzdur.
Ve bu doğrultuda beli ayrışmalar ve ayrı düşünce ve tarzlarda bir sürü eğilimler de ister istemez karşımıza çıkmış ve halende çıkmaktadır.
Şimdi yukarda yazdıklarıma doğal olarak ’zaten herkes bunu biliyor’, diye düşünebilirsinizç
Ama politika ve siyasette çok önemli bir terimi unutmamak lazım, ki o da demokrasidir. Demokrasilerde kişi istediğini düşünür ve görüşlerini sözlü veya yazılı açıkça ifade edebilme hakkına sahiptir. Ve aynı zamanda demokratik bir toplumda "eleştiri ve özeleştiri" mekanizması da güzel bir şekilde çalışır.
Peki bu kavramlar ne anlama geliyor?
Eleştiri; ’’Diğer şeylerin yanı sıra sanat kültürel olayların yanı sıra insanların özelliklerini, başarılarını veya eylemlerini değerlendirme, inceleme, sorgulama ve incelemeyi içeren geniş bir kavramdır. Kelime genellikle olumsuz anlamda da kullanılır, eleştiri ayrıca olumlu ve tarafsız olabilir.’’
Öz eleştiri ise "Genellikle benlik saygısını arttırmada önemli bir engeldir. Bu kişiler için özeleştiri az ya da çok bir yaşam tarzı olabilir. Kendilerini azarlar, daha iyisini yapmaları gerektiğini ve kendilerine kibar davranmadıklarını kendilerine söylerler. En küçük zayıflığı ve en küçük hatayı aramaktadır"
Evet bu iki kavrama baktığımızda bu kavramların kendine özgü güzeliği ve de kendine özgü kural ve kayidesi vardır ve bu kavramları nerede, ne zaman ve ne için kullanılacağını iyi tespit etmek lazım. Siyaset ve politikada cok farklı görüşlerin olması ve bu farklı görüşleri benimsemiş bir sürü politikacı ve siyasetçi vardır ve varolmustur ve varolmaya da devam ediyor, bunu kimse demokrasi olduğu süreca engelleyemez ve farklı görüşlerin ortaya çıkması da insan tabiatına göre çok normaldir.
Bizler kendi politik ve siyasi düşüncelerimiz doğrultusunda çok normal olarak bizden farklı düşünen politikacıları veya siyasetçileri beğenir veya beğenmiyebiliriz, onları eleştirme hakkına da sahibiz ve bu demokratik toplumlarda bir gerekliliktir. Ama bu o anlama da gelmemelidir ki o hakkı kendi çıkarlarımız doğrultusunda kullanalım.
Bu iktidar veya yönetimde söz sahibi olduğumuzda da geçerlidir. Siyasette, yönetim demokrasiden uzaklaştığında veya iktidar o hakkı yanlış kullandığında, toplum hakksızlığa uğrar, iktidar veya yönetim despotizme, diktatörlüğe doğru gider. Toplum ayrışmaya ve örgütler de klikleşmeye doğru gider.
Burada söylemek istedigim, yönetici olarak veya iktidar olarak, beğenmedigimiz fikirler ve davranışlar olabilir ve olması da cok doğaldır. Bunları eleştirmekte her bireyin en dogal hakkıdır, o yüzden bir insanı, ister politikacı olsun ister sıradan biri olsun, eleştirdiğimizde, eleştiri uslubuna dikkat etmek lazım, aksi halde kendimize, örgütümüze ve toplumumuza büyük zararlar verebiliriz.
"İnsanlara küfretmek, insanların şahsiyetini rencide edici kelimeler kullanmak, insanların cinsiyetine karşı kötü laflar etmek ." elestiri olmaz, aksine bu insanlara karşı bir hakaret olarak algılanır, böyle bir dili kullananların ne politikadan ve nede siyaset bir şey anladıklarını zannetmiyorum
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.