Batman Demokrasi Platformu, Batman Barosu'nda bulunan Avukat Tahir Elçi Konferans Salonu'nda “OHAL uygulamaları, KHK’lerin Anayasal sorunları ile OHAL’de sivil toplumun geleceği" konulu panel düzenledi. Moderatörlüğünü İHD Batman Şube Başkanı Mehmet Bağatır'ın yaptığı panele Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ile KHK ile ihraç edilen Hak ve Adalet Platformu Sözcüsü Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu konuşmacı olarak katıldı. 

"OHAL değil demokrasi istiyoruz" pankartının asıldığı panele, siyasi parti, sivil toplum örgütleri ve dernek temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda avukat izleyici olarak katıldı.

'En kötü süreç yaşanıyor'

Panelde ilk olarak konuşan Öztürk Türkdoğan, OHAL döneminde yaşanan hak ihlalleri bilançosu ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, insan hakları bağlamında en kötü sürecin yaşandığını söyledi. Bir çok ulus devletin değiştiğini ve dönüştüğünü ancak Türkiye’nin değişmediğini kaydeden Türkdoğan, bu değişime halkların açık olmasına rağmen değişmediğini aktardı. Bu süreçle birlikte çetelerin tekrar türediğini ifade eden Türkdoğan, bu uygulamaların bir gün kendilerine de döneceğini dile getirdi. 

OHAL ile birlikte cezaevlerinde doluluk oranının arttığını belirten Türkdoğan, gözaltı ve tutuklamaların da devam ettiğini söyledi. Türkdoğan, Kürt sorunu çözülmeden ülkedeki meselelerin çözülemeyeceğini dile getirdi. 

'Mesele iş değil onur meselesi'

Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu da, OHAL'in otomatiğe bağlandığını ve sürekli olarak KHK yayınlandığını belirtti. Ülkedeki keyfilik ve hukuksuzluk boyutunu değerlendiren Gergerlioğlu, İbrahim Kaboğlu'nu  ihracı üzerinden örnek gösterdi. Gergerlioğlu, televizyon programlarına katılmasının suç sayıldığını kaydederek,"Hukukun durumu budur" diye belirtti. Ülkenin asıl sorununun demokrasiden uzaklaşmak  olduğunu vurgulayan Gergerlioğlu, "Demokrasiye yakınlaştığınız zaman çözemeyeceğiniz bir sorun yoktur" dedi.

KHK'li olduğu için aylarca iş bulamadığını dile getiren Gergerlioğlu, "Mesele iş bulma meselesi değil mesele onur meselesidir. Ülkede kadın ve iş cinayetleri bu hukuksuzlukla birlikte arttı. Cezaevlerinin durumunu ise 'büyük bir felaket.' O kadar insanlık dışı uygulamalar ve keyfiyet artmış ki, ülkede o kadar korkutucu bir ortam var ki insanlar dertlerini bile anlatamıyor" ifadelerini kullandı. 

'Ateş bütün ülkeyi sardı'

Son olarak konuşan Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu ise, var olan tabloyu "Ateş bütün ülkeyi sardı" sözleriyle tanımladı. "Eşit yurttaşlığı herkes için savunmalıyız tıpkı hukuku herkes için savunduğumuz gibi" diyen Kaboğlu, yayınlanan kararnamelerin Anayasa hükmünde değil yok hükmünde kararnameler olduğunu ifade etti.

"Memleketimden insan manzaraları"nın "Memleketimden utanç manzaraları"na dönüştüğünü dile getiren Kaboğlu, ülkenin Anayasa, demokrasi ve hukuk döneminde olmadığını söyledi. Kaboğlu, ülkenin dibe çöktüğünü ancak her şeye rağmen salonda oturan bir çocuğu göstererek "Öyküler için buradayız" diye devam etti.

'Hak gücü bizim elimizde'

Gücün şimdilik iktidarın elinde olduğunu belirten Kaboğlu, ancak hak gücünün kendi ellerinde olduğunu ifade etti. "Biz güçlüyüz" diyen Kaboğlu, bilgi, dayanışma ve örgütlenmenin önemine değindi. Kaboğlu, uzmanlık, siyasi ve sivil toplum gibi ortak paydada çözümle bulunmanın da önemli olduğuna aktararak, "Siz Anayasal bilgilenme hakkınızı kullanın bizden daha güçlüsü olmaz" diye konuştu.

Soru cevap bölümü ile devam eden panelin ardından Kaboğlu, "15 Temmuz Anayasası" adlı kitabının imza etkinliğine katıldı. Kaboğlu, kitapları imzalayarak okuyucularla fotoğraf çektirdi.