Reuters büyükelçi krizini çözmek için yürütülen görüşmeleri yazdı
.
Reuters'a konuşan bir kaynak, büyükelçi krizinin arka planında yaşananları anlattı. Buna göre çözüm, ABD'li diplomatlar, İbrahim Kalın ve Mevlüt Çavuşoğlu'nun katıldığı görüşmelerde bulundu.
İş insanı Osman Kavala'nın AİHM kararları uyarınca serbest bırakılması çağrısı yapan 10 büyükelçiyle ilgili krizin dün yatışma yoluna girmesinin perde arkasında yaşananlar sızmaya devam ediyor. Reuters ajansına bilgi veren diplomatik bir kaynak, krizin Viyana Sözleşmesi'nin 'içişlerine karışmama' garantisi veren 41'inci maddesine atıfla aşılması formülünün nasıl bulunduğunu anlattı.
Buna göre, gerilimi yatıştırma planına dair görüşmeleri ABD'li diplomatların yanı sıra aralarında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da bulunduğu Türk yetkililer yürüttü; temaslarda Erdoğan'ın 'hoşuna gidecek' bir adım arandı.
Turkey and West climb down from brink of biggest diplomatic crisis https://t.co/CDmfiPJ5Cy pic.twitter.com/nEaR4S36sO
— Reuters World (@ReutersWorld) October 25, 2021
'TÜRKİYE HÜKÜMETİ GARANTİ VERMEDİ'
Reuters'ın gelişmelere ilişkin haberinin ilgili bölümünde şu ifadeler kullanıldı: "Diplomatik bir kaynak, gerilimi azaltmaya yönelik bir plan üzerine görüşmelerin, ABD misyonu ile aralarında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da bulunduğu Türk yetkililerin öncülüğünde yapıldığını söyledi. Kaynağa göre elçiler, hangi adımın Erdoğan'ın 'hoşuna gideceği' konusunda Türk yetkililerin rehberliğini isterken, Viyana Sözleşmesi'nin ilkelerini vurgulamayı amaçladı. Kaynak, Türkiye hükümeti güvence vermese bile elçilerin, Twitter'dan yapacakları açıklamaların gerilimi hafifleteceğine dair temkinli bir umut taşıdığını söyledi."
KRİZ NASIL AŞILDI?
Söz konusu kriz, hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunmayan ve AİHM kararlarına rağmen serbest bırakılmayan Osman Kavala'nın tutukluluğunun dördüncü yılında, 18 Ekim günü ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda’nın imzaladığı ortak açıklamayla patlak vermişti. Açıklamada, Kavala'nın uluslararası hukuk çerçevesinde serbest bırakılması çağrısı yapılıyor, "Daha önce verilen beraat kararının ardından farklı davaların birleştirilmesi ve yeni davaların açılması yoluyla davasında süregelen gecikmeler, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve Türk yargı sisteminin şeffaflığına gölge düşürüyor" deniliyordu.
Açıklamaya karşı çıkan Ankara 10 ülkenin büyükelçilerini Dışişleri Bakanlığı’na çağırıp uyardı. Ancak Erdoğan 21 Ekim'de “Bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz” dedi, 23 Ekim cumartesi günü de 'istenmeyen adam' talimatı geldi. Bu talimat Dışişleri Bakanlığı tarafından yerine getirilmezken, dün 10 ülkeden 'içişlerine karışılmadığının' teyidi geldi. Kısa süre sonra da Erdoğan'ın bu açıklamaları 'olumlu' karşıladığı belirtildi. Ancak ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, dün gece bu gelişmelerin ardından yaptığı açıklamada 18 Ekim'deki Kavala bildirisinin Viyana Sözleşmesi'ni zaten ihlal etmediğini vurgulayarak 'geri adım atmadıklarını' ima etti; bir yandan Türkiye'yle diyalog çağrısı yaparken, bir yandan da insan hakları ve hukukun üstünlüğünün garanti edilmesi çağrısında bulundu. (DUVAR
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.