Ali Fikri IŞIK

Ali Fikri IŞIK

Yazarın Tüm Yazıları >

Rezil Zorbalar !

A+A-

 

Buradan bakınca “yeni” bir Türkiye görmüyorum; tam tersine Ankara'nın orta yerinde Ankaragücü protokol tribününde hunharca dövülen Amedspor yöneticilerini görüyorum. Buradan bakınca “demokratikleşmeye” çalışan bir Türkiye görmüyorum; tam tersine milliyetçilik zehiri ile zıvanadan çıkmış, barbarca saldıran sefil zombiler görüyorum. Buradan bakınca “kardeşliğin” samimiyetiyle birbirini kollayan bir Türkiye görmüyorum; tam tersine sahte bir kardeşlik söylemi ile her Kürd'ün linç edilmesi gereken birincil bir düşman olarak gören ve acımasızca bu düşmanına saldıran ırkçı bir güruh görüyorum.

Sportif yarışma ile siyasi mücadeleyi birbirine karıştıran hastalıklı bu zihniyet, anlaşılan o ki bütün Kürtlere karşı topyekün bir savaş başlatmış. Ankara'nın göbeğinde sözüm ona misafir takım diye ağırladığın spor klübünün yöneticilerini kelimenin tam anlamıyla linç etmek sıradan, tesadüfi ve münferiden olamaz. Bu eylem için Ankara'nın ve özellikle de Ankaragücü diye adlandırılan yapının tetikçi olarak seçilmesi, aslında verilmek istenen açık bir mesajdır. Eğer birilerini başkentin göbeğinde, herkesin gözü önünde linç ediyorsanız bu mesajın sembolik değeri çok büyük ve çok ağır olur.

Bütün insanlığımla Amedspor yöneticilerine geçmiş olsun diyorum. Bu saldırının acısını sadece yüreğimde hissetmedim, aynı zamanda bu saldırıyla birlikte ruhumun da yara aldığını söylemeliyim. Elbette bu zorbaların konumuna düşerek şiddeti bir çözüm olarak hiç kimseye önermeyeceğim. Biz her zaman olduğu gibi bugün de insanlığımızı koruyarak insan kalmayı başarabilmeliyiz. Bu çirkin saldırının failleri bize insan olduklarını kanıtlayıncaya kadar onlarla uzlaşmayı, barışmayı aklımızdan dahi geçirmemeliyiz. Aramıza insanlığımızla aşılması zor duvarlar örmeliyiz.

Aslında bu yürek burkucu hadise yaşanmadan önce Amedspor ve TFF ilişkileri üstüne sert bir yazı yazmayı düşünüyordum. Hiçkimseye haksızlık yapmamak için yazıyı kaleme almadan önce Amedspor ikinci başkanı Sayın Nurullah Edemen ile görüştüm. Özellikle Deniz Naki'nin uğradığı o büyük haksızlığa karşı Amedspor'un gerek yerel hukuk gerekse de uluslararası hukuk nezdinde ne tür girişimlerde bulunduklarını sordum. Aldığım yanıtlar bana doyurucu ve ikna edici  gelmediyse de play-off'a kalmaya odaklanan takımın konstantrayonunu bozmamak için sözkonusu sert yazıyı erteledim.

Amedspor yöneticilerinin linç edilme eylemi dahil bugüne kadar Amedspor'a yapılanlar (haksız para cezaları, seyircisiz bırakılma cezaları, oyuncularının haksız yere maçlardan men edilmesi, özellikle de Deniz Naki'ye verilen vicdansız ve hukuksuz 12 maçlık ceza ve son olarak yine hiçbir hukuksal kılıfla izah edilmesi mümkün olmayan “ideolojik propoganda” gerekçesiyle 3 puanı silme cezası) hiç kuşkusuz Amedspor'un önünü kesme çabalarından başka bir anlam taşımıyor. Amedspor'un isminden hareketle, kültürel olarak kendi Kürt kültürüyle özdeşleşme süreci kaotik futbolun büyük egemenlik sistemini son derece rahatsız etmiş görünüyor. Amedspor oyuncu grubu ve teknik heyeti dillere destan bir başarı öyküsünün altına damgalarını vurdu. Bu başarı asla küçümsenemez ve asla görmemezlikten gelinemez. Nitekim kendini Türkiye futbolunun efendisi sanan TFF herkesten önce yeşil sahada ortaya konulan bu güzel oyundan rahatsızlık duydu ve harekete geçti.

TFF'nin Amedspor'a artık gizlenmesi mümkün olmayan düşmanca duygular ile ilişki kurduğu açık ve net. İşte tam bu noktada Amedspor, TFF ile ilişkilerini yeniden yorumlayıp, bu ilişkilere başka düzeyde nitelikler kazandırmak zorunda. Amedspor TFF ile ilişkilerine sadece profesyonel ilişki gözüyle bakmak zorunda. TFF'nin dayattığı yönetmelikler ahlak ve etik açısından artık hükümsüzdür. Ahlaktan ve etik değerlerden vazgeçen TFF'ye karşı, TFF organlarının dışında çözümler aramak kesinlikle meşru ve hukukidir. Amedspor etik çerçevesi içinde imzaladığı o sözleşmelerden hukuken sorumlu değildir. Bundan böyle (geçmiş de dahil olmak üzere) TFF'nin bütün karar ve yaptırımları derhal mahkemelere taşınmalıdır. FIFA, UEFA ve benzer kurumlara taşımak için en küçük tereddüt geçirilmemelidir. Etik ve ahlaki sportif sözleşmelerle kendini sınırlamayan, kendini bunlara bağlı hissetmeyen TFF'ye karşı uzlaşmacı ve işbirlikçi tutumlar artık bir kuruşluk değer taşımıyor.

Eğer Amedspor, geçmiş dönemlerde Diyarbakırspor yönetiminin TFF nezdinde sürdürdüğü işbirlikçi, uzlaşmacı, kendini TFF'nin insafına bırakan bir ilişki sistematiği sürdürürse, akıbeti Diyarbakırspor'un akıbetinden hiç farklı olmayacaktır.

Amedspor yöneticilerine tekrar büyük geçmiş olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.