Sahi Neler Oluyor
.
Hasan Doğan
Son bir kaç hafta içerisinde Dünya şaşûfaş oldu. ABD'nin Suriye'den çekilme kararı sonrası herkes eteğindeki taşlari dökmeye başladı. Daha dogrusu mecbur kaldı. Peki ABD gercekten cekilecek mi, yoksa baska seyler mi söz konusu? Eğer soruna çok boyutlu bakılır ise ABD'nin çekilmekten ziyade çekilir isem neler olur buyrun görün demek istediği anlasilir. ABD Suriye'den bırakalım çekilmeyi sorunu kendince çözmeye odaklanmış. Peki nasıl? ABD açısından Suriye'de bir çok denklem vardı. İlki Iran'ın izole edilmesi ve Şia Hilali denen şeyi önlemek. Ikincisi Israil'in güvenliğini temin etmek. Üçüncüsü Suriye'yi bir daha güç olmayacak hale getirmek. Bütün bunları yapabilmesi icin Rusya ve İran'ı bir bicimde ekarte etmesi gerekiyordu. Bunun icin ilk elden bölgede sağlam bir liman ve savasçi müttefike ihtiyac duyuyordu. Bu liman ve müttefik Kurdler ve Batı Kurdistan olurken, Türkiye ile limoni olan ilişkiler, daha da derinleşecekti. Nitekim böyle de oldu. Bu durum ABD için bir öngörüsüzlük olmaktan çok yapılan hesaplar dahilinde olması kuvvetle ihtimal.
ABD sağlam liman ve savasçılarıyla alması gereken şeyi fazlasıyla aldı. Yani kendini çevirecek bir güç yarattı. Rakka ve Deyrazor'a dek uzanan hat zengin petrol ve doğalgaz yatakları kadar zengin tarim arazileri olması bir desadüf değildi. Yani ABD çekilir ise arkasında ne bir enkaz ne de getirisi olmayan bir alan bırakmayacak kadar ise angaje olmuş denebilir. İşin ayrı bir boyutu ise her anlamda papaz olduğu Türkiye ile işleri rayına koyması gerekiyordu. Bugün yapılanlar budur denebilir. ABD'nin Turkiye'yi Rusya'ya bırakacagina inanmak fazlasıyla saflık olacağı gibi Türkiye'nin de Rusya ile yürümesine inanmak bir o kadar saflık olur. ABD hamle üstüne hamle yaparken bölgedeki butun aktörlere ölümü gösterip sıtmaya razı olmalarını istiyor. Bu konuda basarılı oldugunu da söylemek, pek ala mümkündür. ABD önce PKK liderlerinin kafasına ödüller koyarak bir hamle yaptı. Bir gönül çelme de denebilir. Ardından çekilme resti ile ikinci hamle geldi. Üçüncü hamle olarak Kurdlerin katledilmesine seyirci kalmayız deyip garantiler isteyeceklerini söylerken çekilme ve sonrasında kendileriyle tam bir koordinasyon garantisi istemeyi de unutmadılar. Bunlar tüccar Tramp'tan beklenen şeyler degil. Ama ne hikmetse bir şeyler bayağı hızlı yol alıyor!
Şimdi ne olacak? ABD öncelikle Turkiye ile Batı Kurdistan konusunda uzlaşacak. Bu uzlaşmada PYD'nin devre dışı kalma olasılığı kuvvetle ihtimaldir. Yine YPG içerisinde belli tasfiyelere gidilebilir. ENKS'nin bölgeye dönüşünün önü açılabilir. Turkiye'nin Efrin'den çekilmesi sağlanabilir. S400, Patriot, F35. Turkiye-İran aşkı ve Rusya ilişkileri gibi bir çok şey değişebilir. Batı Kurdistan ve butun kuzey Suriye'de bir secim sureciyle alverlerin tamamlanması ile taçlandırılabilir. Bunlar olmazsa ne ABD bölgeden çekilir ne de savaş sona erer. Aksine Körfez ve Suudi Arabistan El Nusra'ya her türlü yardımı yaparak ÖSO uzerinden Turkiye ile bir vekalet savaşını tırmandırarak devam ettirirler. Rusya için bu çözüm yabana atılacak gibi durmuyor. Türkiye'yi Batı Kurdistan'a saldırması icin sürekli adeta tahrik eder derece çabalayan Rusya'nın ABD'nin çekilme kararı sonrası tavrı ipuçları veriyor. Rusya'nın uzun dönem ne İran ne de Turkiye'yi taşıma gibi bir durumu yok. Kendi sorunlarını çözmesi ivedilik arz ediyor. Suriye'de alacağının fazlasını zaten almış durumdadır. Aksi halde uzun bir vadeye yayılacak bir savaşın sürmesi ne Rusya ne de müttefiklerinin ekonomilerin kaldırabileceği bir şey degil. Tabi bu arada Iran unutulmamalıdır. Suriye'de söz konusu bir uzlaşma sağlanması durumunda Iran'ın Suriye'den çekilmekten baska bir şansı olmayacaktır. Suriye'den eli boş dönecek Iran'ın at koşturmak isteyeceği yer doğal olarak Irak ve Güney Kurdistan olacaktır. Eğer medyaya duşen Kerkük'teki Keyvan 1. askeri üssünü ABD'nin istediği haberi doğruysa Güney bir çok şeye hazırlıklı olmak durumdadır. KDP ve YNK arasındaki sorunlar ciddi anlamda endişe verici durumdadır. Bu konuda Sayın Mesud Barzani ve Sayın Kosret Resul'e büyük görevler düşüyor. Kurdistani bölgelerin yeniden kazanılması ve mevcut sorunların acilen çözülmesi icin ellerinden geleni degil gelmeyeni de yapmalıdırlar. Yine Kerkük uzerinden o bildigimiz "güçler dengesi" rezaletinin yasanmamasi gerekir. Uc kez teslim edilmiş bir Kerkuk'ün acısına son vermek KDP ve YNK için, bir güç ve para iliskisinden çok NAMUS BORCUDUR.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.