Savaş Suriye'yi, Ankara'yla yeni başlangıca teşvik edebilir
.
Suriye'de taşların yerinden oynaması Ankara-Şam hattında normalleşmeyle mümkün. Bu yakınlaşma, Kürtlerin öncülüğündeki özerk yapıların dağıtılması konusunda ortaklaşmayı içerebilir.
Ukrayna’dan gelen dehşet görüntüler savaş karşıtı olmanın en temel gerekçelerinden birini oluşturuyor. Savaş suçları ya da insanlığa karşı suçların olmadığı bir savaş bulunmaz. Temiz savaş diye bir şey yoktur. Bu Amerikalılar ve İngilizlerin yürüttüğü savaşlar için de geçerli. Bizleri her türlü maniplasyonun döndüğü acımasız bir propaganda savaşının parçası olmaya zorluyorlar. Savaşı başlatan ve işgal eden taraf yaşanan ölümler ve yıkımın birinci dereceden sorumlusudur. Hiçbir şey bu savaşı meşrulaştıramaz.
Bir taraf sadece askeri hedeflerin vurulduğu iddiasına inanmamızı bekliyor. Diğer taraf Azov Taburları gibi berbat sicile sahip neo-Nazi paramiliter güçlerin işlediği suçları da Rusya’nın hesabına yazıyor.
Yakın bir geçmişte Suriye’de Cisr el Şuğur katliamı ve Hula katliamı ya da kimyasal saldırılar dahil pek çok dehşet olayda bunların oluş biçimi ve failler konusunda yerel aktörler, uluslararası egemen siyaset ve medyanın maniplasyonlarıyla fena halde aldatıldık.
Gerçek söylenenin tam tersi çıkabiliyor. Ukrayna’da da gelen iddialar karşısında uyanık olmak durumundayız. Dehşetin etkisiyle kimse soru soramıyor. Tarafsız araştırma ve soruşturma olmadan peşin verilmiş hükümler propaganda savaşının birer parçasıdır.
Ukrayna savaşının Avrupa iç siyasetine etkisi bundan sonra dikkatle izlenmesi gereken bir durum. Macaristan’da Viktor Orban’ın zaferi savaştan bağımsız olarak da garantiydi fakat muhalefet lideriyle arasının açmasında Ukrayna savaşının 2-3 puanlık bir katkı sunduğu yönünde bir değerlendirme var.
Macaristan lideri son düzlükte NATO askerlerine kapıyı açıp Rusya’ya yaklaşımını Brüksel’le daha uyumlu hale getirse de muhalefetin ortak adayının Macaristan’ın Ukrayna’ya silah göndermesi gerektiğine dair sözleri havayı iktidar lehine bozdu. Ukrayna savaşına bağlı olarak Avrupa’da fiyat artışları, şirketlerin zora düşmesi ve işsizliğin artması seçimlerde seçmen tercihlerini etkileyebilir.
Bunun olası etkilerini Fransa’da aşırı sağın adayı Le Pen’in sermayenin adamı Macron’u zorlamaya başladığı seçimlerde gözlemleyeceğiz. Savaşın olumsuz etkileri Avrupa’da AB ve NATO zeminini örseleyecek şekilde yerellik ve stratejik özerklik eğilimlerini artırabilir.
TÜRKİYE SALDIRILARINI ARTIRDI
Rusya’nın Suriye’ye ayıracak enerjisinin kalmaması dengeleri etkileyebilir. Türkiye’nin son zamanlarda özellikle Kürtlerin bulunduğu bölgelere yönelik saldırıları artırdığı görülüyor. Son olayda Süryani Askeri Meclisi’nin bir komutanının bulunduğu araç vuruldu.
Irak tarafında Pençe-Kartal uzantılı yeni bir askeri operasyon baharın gelişine bağlı olarak sıra dışı değil. Ama Suriye tarafındaki hareketlilik sahadaki iki temel aktör olarak Rusya ve ABD’nin Ukrayna’ya odaklanmasının yol açtığı boşluktan kaynaklanıyor olabilir. Bu hareketliliğe paralel olarak Ankara’nın Şam’la mesajlaştığına dair haberler geliyor.
Sahadaki tıkanıklığı değiştirecek ya da taşları yerinden oynatacak yegâne gelişme Ankara-Şam hattında öngörülen normalleşmeyle mümkün. Tabi bu yakınlaşma, Kürtlerin öncülüğündeki özerk yapıların dağıtılması konusunda ortaklaşmayı içerebilir.
Yine olası normalleşme, Türkiye’nin İdlib, Afrin ve diğer tüm bölgelerden çekilmesi şartına bağlanacaktır. Bu alandaki gelişme İran-Suriye ilişkilerine de bağlı. İran Rusya’dan kaynaklanacak boşluğu dondurmaya çalışabilir. Fakat nükleer anlaşma sağlanırsa İran da Suriye’de geri vitese takmak durumunda kalabilir. İran’ın gerilemesi, Rusya’nın uzak kalması Şam’ı Ankara ile yeni başlangıç yapma konusunda teşvik edebilir.
(Ergun Babahan ve Fehim Taştekin)
Artı Gerçek
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.