Sedat Peker: Milletvekili istedi, Hürriyet gazetesi baskınını ben yaptırdım
.
Sedat Peker, 8 Eylül 2015'deki taşlı, sopalı Hürriyet gazetesi baskınını, bir milletvekilinin talebiyle kendisini yaptırdığını söyledi, "Milletvekilinin telefon sinyallerine bakabilirsiniz" dedi.
Sedat Peker, bu sabah yayınladığı yeni videoda, 2015 yılında Hürriyet gazetesine yönelik baskının başında, isim vermeden o dönem AK Parti Milletvekili olan Abdurrahim Boynukalın'ın bulunduğuna işaret ederek, "'Bizim gençlik kollarından bir takım arkadaşlar gidecek, ama onlar profesyonel değil, sen böyle arkada' dedi milletvekili, tamam dedim, ben gönderdim. Savcılar alın size ağır delil, ikrar; Milletvekili rica etti, ben de yaptırdım. Baskından önce gelen milletvekilinin telefon sinyallerine de bakabilirsiniz. Eeee, Aydın Doğan yaşlı adam, bir yandan ölüm korkusu sardı, bir yandan devam eden mahkemeler, ben ölürüm çocuklarıma dert kalmasın diye düşündü, ondan sonra hoopp... (Hürriyet gazetesinin Demirören'e satışı...) Senin (Demirören) oturduğun koltukta benim emeğim var" dedi. Ahmet Hakan'a saldırı olayında da Boynukalın'a işaret etti...
Bazı kişilerin mesajlar yazarak, kendisine 'akıl' verdiğini belirten Sedat Peker, "Bu benim hikâyem. 1,5 senedir sıkıntıları ben yaşadım, o yüzden dolayı bana akıl vermeyin. O yüzden parça parça koparacağım, canları yakacağım" dedi.
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker 'Zaferin Büyüklüğü Mücadelenin Zorluğuyla Ölçülür' başlığıyla 6. videoyu yayınlayarak, yeni açıklamalar yaptı. Peker'in masasında ise bu kez Yılmaz Özdil'in 'Son Cüret' isimli kitabı vardı.
'BİZE TUZAK KURDULAR'
Peker, kendisi hakkındaki gelişmeleri fitilini ise iki gelişmenin tetiklediğini öne sürerek, şunları söyledi:
"Fitilin ilk ateşlenmesi Michael Rubin adında Amerikalı bir yazarın, yazdığı yazıyla oldu. 'Sedat Peker etki alanını bu şekilde geliştirmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrasında, Tayyip Erdoğan'a ihanet etmez' dedi. 'PanTürkizm görüşüne sahip bu kişi bu şekilde güçlenmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrası oraya simge birinin seçilmesini sağlar. Arka perdeden de ülkeyi o yönetir' dedi. Buna inanan ruh hastaları oldu, işin kötü yanı bizim arkadaşlarımız da gururlandılar, 'Artık seni dünyada insanlar daha iyi anlayacak, konumunu anlayacaklar' dediler. Dedim ki, bu tuzak, bize tuzak kurdular. Tayyip Erdoğan sonrasına kimin planları varsa bizi mahvedecekler dedim. Bu yazıyı çeşitli yerlerde yayınladı, sonra birden yayınlanması kesildi, durduruldu. Herkesin okuması engellendi.
ELAZIĞ'DA MİTİNG KONUSU İKİNCİ KIRILMA NOKTASI OLDU
İkinci kırılma noktası; Elazığ'da şehit aileleri beni davet etti, miting yapacağız. Kasımpaşa'da binlerce kişinin katıldığı iftardayız, Mehmet Ağar bey beni aradı, hangi Mehmet, derin Memet... Bugün farkındaysanız yoklama (bazı isimleri anması) yapmadım, çünkü derin Memet ve arkadaşlarının ameliyat olduğunu öğrendim. O yüzden ameliyat olduğu için iyileşene kadar makara yapmayacağım. Müsaade ederseniz bir yoklama yapmak istiyorum. Süslü Sülüman ve saz arkadaşları orda mısınız? Bir de konuk bir oyuncu alacağız, Demirören var, Yıldırım Demirören. Ancak ona da bir isim vereceğim çünkü o isme layık değil. Öyle bir isim böyle bir adam... Adana'da pamuğa pambık derler, bundan sonra buna pambık Ören diye sesleneceğim, anlayın ki bu... Pelikancılar hep kaytarıyorsunuz, farkındayım, sizin peşinizi bırakmam, bakın neler yaptınız... Ancak bu aralar süslü Sülüman ve arkadaşlarına taktığım için onlardan devam edeceğim.
Kasımpaşa Taksim'de çok bir iftar daveti var. Mehmet Ağar beni aradı, dedi ki derin Memet, 'Elazığ mitingini iptal eder misin?' Dedim ki ben oraya şehit aileleri çağırdı, nasıl iptal edeyim... Dedi ki aynı gün CHP'nin de mitingi var orda, devletten bilgi geldi, karışıklık çıkacak. Dedim ki şehit aileleri devlet başkanından bile önce gelir, gitmem lazım, seni sonra arayayım... Sonra bir daha aradı kendisi, ben oraya gitmezsem rezil olurum dedim. Orada en az 30 bin kişilik miting yaparım dedim. Ağar ama 'provoke çıkacak, çatışma falan...' Konu netleşmeden telefonu kapattık. Sonra bir baktım Elazığ gazetelerinde, 'Sedat Peker mitingi iptal etti' haberleri çıktı. Bunun üzerine, arkadaşlara hazırlanan, Elazığ'a mitinge gidiyoruz dedim. Sonra şu anda hükümetin içinde bakanlık yapan bir beyefendi, o zaman özel kalem müdürü, kendisi benim bir yakınımla görüşüyor, 'Oraya gitmesin, karışıklık çıkacak' dedi. Yine olmaz dedim. Sonra valilikten karar çıkardılar, 'güvenlik' gerekçesiyle miting iptal oldu. İkinci kırılma noktası bu oldu. Herhalde boyun eğmediğim için bizi kullanışsız gördüler. Dedim Memet, yanlış varsa söyle.
PİS İŞLERİ KİM BİLECEK?
Çakma gazetecileri unuttuğumu sanmasınlar. Bunlar diyorlar ki 'Suç örgütünün liderine inanılır mı?' Cami hocasının dediğine mi inanacaksın, bu işler pis iş, pis işleri kim bilir pislikler (Süleyman Soylu'nun kendisine pislik demesine atfen) bilir... Dünyadaki en büyük skandallar cami hocalarının ya da bir kilise papazının anlattıklarından mı ortaya çıktı? Benim söylediklerimi etkisiz hale getirmek için üretebildikleri en büyük hikaye bu...
SUÇ ÖRGÜTÜ OLMADAN BÜYÜK SKANDALLAR ORTAYA ÇIKAR MI, CAMİ HOCASI MI ANLATACAK?
Bana suç örgütü diyen herkes utanacak, o suç örgütünü de anlatacağım ama ben 40 yaşından küçüklere anlatacağım, büyükler gelirse onlar misafir. Suç örgütü olmadan dünyada büyük skandallar ortaya çıkar mı ya da devletin içinden bir adam olmadan, cami hocası mı anlatacak skandal olacak bu işleri... Çakma gazeteciler siz ne verirlerse onu diyorsunuz, siz hediye, prim peşindesiniz, şerefiniz maaşınız kadar.
Ben cezaevindeyken Fethullahçılar annemin cenazesine katılmama izin vermedi, herkese tanınan hakkı bana tanımadılar, üstelik bilirler; herkes babasının oğludur, ben annemin oğluyum...
CUMHURBAŞKANI'NA GİDEN İŞADAMLARI ÜÇ ARAMADAN GEÇİYOR, BİLDİĞİN HIRSIZ MUAMELESİ...
Bizim böyle çok şanlı, basında tanıdığımız büyük işadamları var ya, sayın cumhurbaşkanımızın yanına gidince güvenlik amacıyla üç tane aramadan geçiyor. Ordaki görevli kardeşlerim anlattı; Poliste hırsızlara yapılan muamele vardır, 'saatini çıkar, şununu çıkar bununu çıkar' diye, bunlara saatini çıkar, oyunu çıkar, buyunu çıkar, bildiğin hırsız muamelesi yapıyorlar. Gerçi polis biliyor, bunlar da hırsız, bir ihale kapayım diye, ve öyle gurursuzlar ki... Bir tek Turgay Ciner, o demiş 'Noluyor arkadaşlar, nedir bu demiş...' Ben bunlara yalı çetesi diyorum, onlar para için her şeyini, onurunu gururunu satan adamlar, o kadar paranız var, hırsız muamelesi yapılıyor size yine gidiyorsunuz... Bir çıkar demez mi, Cumhurbaşkanına 'bize kapıda böyle böyle yapıyorlar' diye. Tabi 300 milyon dolar, 500 milyon dolar, 1 milyar dolar ihale, ondan sonra onu çıkar üstünden, bunu çıkar... Onlar işadamı ben organize suç örgütü lideri ondan sonra... Soydunuz devleti tarihin her döneminde.
HÜRRİYET GAZETESİNİ, MİLLETVEKİLİ İSTEDİ BEN BASTIRDIM, ONDAN SONRA SATILDI
Gazeteciler diyor ya, 'organize suç örgütünün dediğinden bişey mi olur?' Tamam, ben yaptırdığımı anlatacağım, ispatlarıyla anlatacağım, delilleriyle. Hürriyet gazetesindekilerden, pambık Demirören ekibi dinliyor musunuz? Şatafatlı gazeteciler, ünvanlı gazeteciler, sizin gazetenizi ben bastırdım. Bak suç ikrarı yapıyorum. Hürriyet'i bastırmadan önce gelen milletvekilinin telefon sinyallerine de bakın, ismini söylemeyeyim ayıp olur, bakabilirsiniz. 'Bizim gençlik kollarından bir takım arkadaşlar gidecek, ama onlar profesyonel değil, sen böyle arkada' dedi milletvekili, tamam dedim, ben gönderdim. Savcılar alın size ağır delil, ikrar; Milletvekili rica etti, ben de yaptırdım. Milletvekili rica etti böyle böyle diye...
Eeee, Aydın Doğan yaşlı adam, bir yandan ölüm korkusu sardı, bir yandan devam eden mahkemeler, ben ölürüm çocuklarıma dert kalmasın, ondan sonra hoopp (Hürriyet gazetesinin Demirören'e satışı...) Senin (Demirören) oturduğun koltukta benim emeğim var, ben pisliğim siz temiz ha. Pambık Demirören, seni elime aldım, adım adım takip edeceğim, Azerbaycan'da falan her yerde...
ULUSLARARASI SUÇ ÖRGÜTERİ AHTAPOT GİBİ TÜRKİYE'Yİ SARMIŞLAR
Bir gün Tayyip Abi (Erdoğan) görecek, uluslararası ölçekte suç örgütleri var, ahtapot gibi, Türkiye'yi, çevre ülkeleri sarmışlar. Tüm dünyanın bir çok ülkesine çöreklenmişler. Çevresini saran bunları budayacağına inanıyorum.
AHMET HAKAN SALDIRI...
Size bir delil daha söyleyeyim; AK Parti'nin gençlik kolları Abdurrahim Boynukalın, milletvekili, spor bakanı yardımcısıydı, şimdi hangi görevde bilmiyorum. O bir kaç gazeteciyle röportaj yapıyor, yanında da AK Parti'nin kelle isimleri, gazeteci soruyor 'İşte sizin adınız da geçiyor (Hürriyet baskını)...' Yok diyor, gazeteci dövdürme olayıyla, Hürriyet binasının basılması olayını Sedat Peker'in yaptırdığı anlaşılınca ben rahatladım' diyor. Adam da bunun yazmış mı, açın bundan büyük delil olur mu sayın savcılar?
BELKİ ARABANI SÜREN ŞOFÖR KARDEŞ, BELKİ SANA YEMEK GETİREN KARDEŞİMİZ...
Sülü sen öyle plancısın, öyle plancısın, ama Allah yardım etti pisliklerin ortaya çıktı. Bizi yenemezsin. Bir de diyorlar FETÖ'den bilgi alıyor diye, FETÖ kim... Biz milyonlarca kişiyiz, belki senin arabanı süren şoför kardeş, belki sana yemek getiren, belki bahçıvan, gittiğin yerdeki... Biz herkesten kalabalığız, vatan fedaileri, arasında gözle görülmeyen bağlar vardır...
YOLLADIĞINIZ ARACILARLA BENİ KANDIRAMAYACAKSINIZ
Bu sefer yolladığınız aracılarla beni kandıramayacaksınız. Çünkü ölümler insanlara bilgi bırakır. Hazreti Ali Efendimize yaptığınız gibi mızrakların ucuna Kuran yaprakları koyup en hassas yerinden vuramayacaksınız. Zaman kazanmak için o yolları yemem ben. Tezgahçı Sülü...Ehl-i Beyt'e kurulan tezgahın aynısını kuruyordun, yakalandın...
613 KİŞİYE DİNLEME KARARI ALMIŞLAR
Şimdi 613 kişiye dinleme kararı almışlar, bir organizasyon içindeler. Ancak hem kendisi hem yardımcısı, danışmanı hep FETÖ kelimesini geçiriyor, yapmayın. Devletin namusunu yaraladınız ama devletin aklını yaralarsanız mahvoluruz. İnsanların kafasındaki FETÖ sorgulamalarını yüzde 50'ye 50'ye getirdiler, şaibeli bunlar, hile var diye, yapma büyük hata. Bana Sedat Peker terör örgütü soruşturması açın, cezadan korkmam. FETÖ derseniz, bu sefer insanlar bu yargılamalar sahte diyecek, aptallık yapmayın.
NEREDE BU UYUŞTURUCU?
Sülü, 1,5 sene önce dünyanın en büyük uyuşturucu operasyonu diye operasyon yaptınız ya, herkesi inandırdınız buna. Dünyanın en büyük uyuşturucu operasyonunda yarım kilo uyuşturucu olmaz mı, nerede bu uyuşturucu...
O OPERASYONUNUN SANIĞININ ARABASINDA, SOYLU'NUN OĞLUNUN İHTİSASLI PLAKASI VARDI
Allah aşkına dinleyin sayın savcılar delilleriyle anlatacağım. O operasyonda Nevzat Kaya var, Yeniköy Motors'un sahibi... Operasyondan 10 gün öncesine kadar kendi bindiği arabada Süleyman Soylu'nun oğlunun ihtisaslı plakası var. Yani Emniyet'ten, ordan burdan geçer çünkü İçişleri Bakanı'nın ailesine ait görünüyor plaka, durdurulmaz, ayrıcalıklı benim gibi. Ben de o zaman ayrıcalıklıydım, şimdi küstüm, ayrıcalıklarımı aldılar elimden..
OĞLU ENGİN, '5 MİLYON DOLAR VERİRSEN SENİ BU DOSYADAN ÇIKARIRIZ' DİYOR
Operasyondan 10 gün önce gidiyor, Engin (Soylu) oğlun, 'böyle böyle büyük bir operasyon olacak, bu ihtisası iptal etmemiz lazım.' Tamam. Tarihine bakın operasyondan kaç gün önce? O Yeniköy Motors’un sahibi Nevzat Kaya’nın kullandığı araç plakasının ihtisası iptal edildi. 10 gün önce. İki; telefon irtibatları Engin’le ne zaman kesildi? 10 gün önce. Engin buna diyor ki, '5 milyon dolar verirsen seni bu dosyanın içinden çıkarabiliriz'. O da diyor 'kardeşim ben onlara iki araba sattım niye para vereyim?' diyor. Anlamıyor. Tamam diyor. Operasyon oluyor bunu da alıyorlar. Bu cezaevinde, sonra karısı Engin’i arıyor. Ailece görüşüyorlar. Tabii bunlar dostlarına yapar en güzel özellikleri...
OĞLUN VE SAZ HEYETİN MİLLETİN KESİYORLAR PARASINI
O olayda kaç yüz kişi gözaltına alındı, hiçbirinin Ankara'yla ilişkisi yok. Sen Ankara'dan nasıl bu operasyonu yapıyorsun? 1,5 sene geçti niye dava açılmıyor? Oğlun Engin ve senin saz heyetin, sanıkların her birinin var 50'şer 100'er milyon dolar parası. Hepsine gidiyorlar, senin için çok tehlikeli ama üçüncü mahkemede hallederiz.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.