M. Hüseyin Taysun

M. Hüseyin Taysun

yazar
Yazarın Tüm Yazıları >

SEDAT PEKER OLAYI VE KÜRD SİYASETİNDEKİ ANLAMSIZ UMUTLANMALAR

A+A-

 

Uzun yıllar önce TC Derin Devleti tarafından hazırlanıp piyasaya sürülerek ülkedeki tüm kirli ve gayrimeşru işlerle görevlendirilen ve ayrıca devletin birçok imkanlarını kullanmasına müsaade edilen Sedat Peker,  büyük bir ekonomik ve vurucu güce ulaştıktan sonra bir takım çıkar çelişkileri nedeniyle kendisini yaratan çevreleri dinlemeyecek kadar ileri gidince ipi çekilerek tasfiye edilmiştir.


Derin Devlet’in askeri ve sivil güç çevreleriyle yakın ilişkide olan  Sedat Peker, Devlet Bahçeli’nin talimatlarıyla hapisten çıkarılan Alaattin Çakıcı ile yeri değiştirilip kullanılmış bir peçete gibi orta yere atılınca bu kuyruk acısıyla geçmişte kendisini kullanan çevrelere adeta düşman kesilerek bir takım iktidar mensupları, askeri ve sivil bürokratlarla olan ilişkilerini teker teker deşifre etmeye başlamıştır.


İlk önceleri balkanlarda birkaç ülkeyi ziyaret eden Sedat Peker kendisini oralarda güvende hissetmeyince bu sefer Fas’a, oradan da Birleşik Arap Emirlikleri’ne sığınarak önemli ifşaatlarda bulunan  videolar yayınlayarak geçmişte kendisini kullanan çevrelere yönelik ateş püsküren açıklamalar yapmaya başlamış ve Derin Devlet’in birçok kirli çamaşırlarını aşama aşama orta yere dökmüştür. Bu açıklamalarıyla dehşete düşen geçmişteki dostları kendilerine bağlı medya organları ve diğer güç odakları vasıtasıyla Sedat Peker’i karalama ve yalanlama telaşına düşürmüşlerdir. Ancak Sedat Peker  Türkiye ile ilgili tüm umutlarını kaybettiği için giderek hırçınlaşmış, elindeki mevcut bilgileri kullanarak Derin Devlet’in mensuplarıyla adeta bir pazarlığa girmiştir.


Elbette ki Derin Devlet tarafından kullanılan bu şahıs Türkiye’deki mevcut kirli ve karanlık ilişkilerinin ve bildiklerinin tamamını kendisinin ırkçı ve şoven düşünceleri nedeniyle tümüyle açıklamayacaktır; zaten yaptığı açıklamaların birçoğu Türkiye’deki demokrat, yurtsever ve namuslu insanlar tarafından bilinmektedir. Son 30-40 yıl zarfında on binlerce faili meçhul cinayetler, eroin kaçakçılığı bir takım demokrat ve yurtsever insanların işyerlerine çökme bahsi geçen bu şahıs ve benzerleri tarafından hayata geçirilerek devletin kirli yüzü kamufle edilmeye çalışılmıştır.


Bütün bu kirli ve karanlık ilişkilerin çok az bir kısmının deşifre edilmesi Derin Devlet’in bu çetevari ve kirli ilişkilerinden vazgeçeceği anlamına gelmez. Bu anlamda Kürd siyasi çevreleri başta olmak üzere demokrasi yanlısı güçlerin fazlaca umutlanmaları için hiçbir sebep yoktur. Çünkü Türkiye’deki derin yapılanmanın başında bulunan ekibin elinde binlerce kullanabileceği kirli ve eli kanlı ırkçı ve şoven duygularla donatılmış elemanları vardır. Onun için Haso Gider yerine Memo gelir ve bu devletin ihtiyaç duyduğu bu kervanda böylece yürür.


Ancak geldiğimiz bu aşamada ve son gelişmelerin ışığında elbette ki Kürd Yurtsevenlerinin ve Gerçek Türk Demokratlarının yapabilecekleri çok şey vardır. Onların başında Derin Devlet ilişkileri ortaya konulan kirli ve kanlı eylemler hem içeride yaşayan halklara hem de uluslararası alanlarda en etkili biçimde anlatılmalıdır. Ayrıca Türkiye’de halk, özgürlük, ve demokrasiden yana tüm güçlerin birlikte hareket ederek bahsi geçen kirli yapıları en örgütlü bir biçimde geri mevzilere atmasıdır. Geçmişte bu kirli işlerin başındakilerin söyledikleri gibi bu duvardan bir tuğla çekerseniz duvar hepimizin üzerine yıkılır. Bunun bilincinde olan karanlık odaklar Sedat Peker’in susturulması için mutlaka bir yol bulacaklardır. Burada önemli olan eli kirli çevrelerin rant hesapları uğruna birbirleriyle boğuşmalarına umut bağlamaya değil halkın özgür ve demokratik bir zeminde yaşayabilmesini sağlayacak projelerin yığınlara bıkmadan usanmadan anlatılmasıdır. Tekrardan söylüyoruz bu ırkçı ve şoven çetelerin çelişkilerine güvenmeden mücadeleyi inançlı bir biçimde sürdürmek asli görev olmalıdır.


Bu ülkede Mehmet Ağarlar, Korkut Ekenler Veli Küçükler Tansu Çillerler ve İbrahim Şahin gibilerin faaliyet yürütmesine olanak sağlayan sistem   gerçek anlamda sorgulanmadan ve faillerden hesap sorulmadan ne Türkiye’ye demokrasi gelir ne de Kürdler özgürleşebilirler. Son 40 yılda Derin Devlet marifetiyle onlarca çete oluşturmuş ve on binlerce Kürd ve demokrasi düşmanı elemanlar devşirildiği mutlaka bilinmelidir.

Saygılarımla…
M. Hüseyin Taysun
02.06.2021 İST

Önceki ve Sonraki Yazılar