Selahattin Demirtaş'ın SEHER’i

Selahattin Demirtaş'ın SEHER’i

Perin Esmeroğlu

A+A-

Dipnot Yayınları, 2017, Ankara, 139 sayfa.

Kürt ve demokrat olduğu için, demokrasiyi savundugu için, şu anda dört duvar arasında eli bağlansa bile, dili yasaklansa bile yine de düşüncelerini kaleme alıp sevenlerine ulaştırabilen bir kürt, milletvekili, parti lideri, güzel konuşan bir hatip, bir baba. Ve o  dört duvar arasında hazırlamış olduğu, ”SEHER” adlı 12 öyküden oluşan bir kitap. Elimden düşürmeden okuyup bitirdiğim bir kitap.  Her öyküsünde zorluklara karşı verilen mücadeleyi anlatan bir kitap:

1.Cezaevinin havalandırma avlusu, iki milletvekilinin yaşamlarına devam etmek için nefes aldıkları avlu. Börtü böcek ve kuşların çabalarının yaşama sevinci verdiği dikdörtgen avlu.  Çatı kenarına yuva yapmış iki serçe, dişi olanı büyük sorumluluklar taşıyıp en ağır işleri yapan bir serçe ailesi.

2.Seher kendi halinde olan evlilik yaşı gelmiş hatta geçme korkusu yaşayan bir genç kız. Çalıştığı işyerindeki bir gence aşık olup evlilik hayalleriyle aldatılıp tecavüze uğrayan bir genç kız. Sorgusuz, yargısız namus uğruna kardeşi tarafından ailenin namusunu kurtarmak için öldürülen bir genç kız. Ailesine olan sevgi ve kadın olmanın sorumluluğunu son saniyesinde bile düşünen bir genç kız.

3.Temizlikçi Nazo, para kazanmak, geçimini sağlamak için uğraşan Nazo. Yanlış yerde, yanlış zamanda bulunduğu için kafasına darbe yiyen Nazo. Suçsuz olup suç işlemiş gibi ceza yiyen Nazo. Cezaevinden çıktığında artık temizlikçi bir Nazo değil de, bambaşka bir Nazo. Haksızlıklarla dolu bir yaşamla karşılaşıp güçlenen ve cesurlaşan, zorluklar karşısında dimdik duran Nazo.

4.Musti, Istanbul’da inşaat mühendisliğinı okuduğu ailesi tarafından sanılan bir genç. Çalıştığı işyerinden kovulan bir genç, parasız kalıp zorluklar içinde olan, ölümü bile düşünen ve sürekli başkalarından sevgi ve ilgi bekleme hayalleri kuran talihsiz Musti.

5. Cemal ve Hüseyin, 15 aydır aynı şantiyede çalışan iki arkadaş. Köyden ayrıldıklarında henüz yaşları 16 idi. Sigortasız ve büyük zorluklarla çalıştıkları  halde haklarını alamamanın acısıyla kıvranan iki genç. Ve gönlünü kaptırdığı Berfin’ini köyde bırakmanın hasretiyle yanan Hüseyin.

6.Cezaevi mektup komisyonuna yazılan mektuplar. Cezaevi dışındaki insanların beklediğini sanıp komisyona yazılan mektuplar. Emekçi bir annenin dikişmakinasının sesini piyanoyla birleştiren mektuplar. Babasının küfürlü konuşması edebiyatı çağrıştıran mektuplar. Diyarbakır’da yaşayıp  başarılı bir öğrenci ve pastırmanın ne olduğunu bilmediğini anlatan mektuplar.

7. Beş yaşındaki Mina. Suriye’den annesiyle özgürlüğe doğru yola çıkan küçük bir kız. Babasını Hama’da kaybetmiş küçük Mina. Ülkesinde deniz görmediği halde umuda yolculukta denizin dibinde annesinin kucağında gözlerini kapayan Mina.

8.Halep’ten Hatay’a. Ortadoğunun karmaşık yaşam biçimi. Bombaların geride bıraktığı cansız bedenler, harabeye dönmüş pazar yerleri. Halep’ten yaşamak adına kaçıp Hataya sığınan insanlar. Dedesi uzun yıllar önce Halep’ten gelip Hatay’a yerleşmiş, Hamdullah usta, becerisinin yanısıra zorda kalan insanlara yardım elini uzatan biri. Bahçesine çadır kurup onları barındıran usta. Evinin alt katında çocukluk aşkı teyzesi kızı Rukiye, eşi ve çocuklarıyla oturuyor. Canlı bir bomba Rukiye’nin ölümüne sebep olduktan sonra Hamdullah usta bu acıya dayanamayıp dolaptaki bütün ilaçları içerek hayatına son veren usta.

9.Ah Asuman! Bir otobüs yolculuğu esnasında Ankara’da okuyan bir hukuk öğrencisi, kaptanın yanına gelip ”neden öndeki kamyonu sollamıyor sunuz?”la başlayan sohbet. Otobüste uyuduğu için hiç bir şeyin farkında olmayan hukuk öğrencisi. Kaptan Fahri’nin anlattığı hikayeye inanan ve yıllar sonra çok başarılı olup Fahri kaptana yardım eden bir hukuk öğrencisi.

10. Yıl 1981, iki kardeşin öyküsü. Annelerinin isteği üzerine toptancıdan ucuz şeker almaya gönderilen iki kardeş, sonunda bakkal fiyatıyla aynı seviyeye getiren annesinin verdiği yoğurdu nine ve dedesinin evine götürüp orda yiyen ve bundan mutluluk dersi çıkaran iki kardeş, yaptıkları her şeyin bir izahı olduğunu kavrayan iki kardeş.

11.Isparta’da gül ticaretiyle uğraşan bir ailenin tek kızı. Mimarlık fakültesini kazanıp Istanbul’da okuyan bir genç kız. Annesini kaybettikten sonra babasıyla ilişkileri çok az olan başarılı bir genç kız. Evlendikten sonra işinde ve ekonomisinde zirveye ulaşan bir çift. Okudukları kitapla adeta büyülenen ve babası öldükten sonra yazarın babası olduğunu öğrenen bir genç kadın.

12.”Sonu muhteşem olacak”. Kocası hamileyken öldürülen bir kadın. Başarılı bir doktor olan oğlu, Amerikaya bir konferans için gitmeye hazırlanıyor. Yaşadıkları kentte konsey ve mahalle meclisleri vardır. Dicle kenarındaki bir kadim kentte anadili eğitimi, herkese yeteri kadar toprak verilmiş. Turizm ve hayvancılık kooperatifler yoluyla gelişmiş.  Ekonomik zorluklar, işsizlik neredeyse yok. Bu kentte olan başarı bütün dünyaya örnek olacaktı.

***

Yumuşak uslubuyla, elinde sazı, türküleriyle barış elçiliği yapıp kardeşliği savunan ve aynı çatı altında yaşayabilmeyi savunup milyonlarca insanı kendine hayran bırakan ve de halkının oylarıyla seçilen bir milletvekili Selahattin Demirtaş.

Bu kitabı okumadan önceki tahmin ve beklentilerim çok farklıydı. Cezaevinden gönderilmiş anılar ve yaşananlar, meğer öyle değilmiş. Türkçe yazılmış, Kürtlerin yaşam zorluklarını türkçe anlatan öykülerle karşılaştım.

Bazı öyküler bana yabancı ve şaşırtıcı gelse, veya kabullenmesi zor olsa bile, bunlar bizlerin gerçeklerini yansıtıyordu. Bu toplumda bu ülkenin şartlarında eğitim ve ekonominin zayıf olduğu, insan hayatının savaş anında ne kadar ucuz olduğunu hatta töreler yüzünden öz evladını öldürecek kadar canileşen insanlar. Başarılı olupta ailesinden kopup uzaklaşan, başarı ve zenginliği keybetme korkusu yüzünden başkalaşan insanlar. Hayallerle gerçekleri aynı anda yaşayan insanlar. Hele birde kadının toplumdaki yeri. Ağır yükün altında ezilse bile, zorluklar karşısında savaşan kadınlar.

Bazı öykülerde ise elele veripte çaba harcayıp dünyada eşsiz bir kent olmayı başarabileceğini anlatıyor yazar. Bu başarının yolunda yoksulluğu, işsizliği ortadan kaldırarak, demokratik yollarla elde edilebileceğini anlatıyor.

Dili çok güzel ve akıcı ve çabuk okunan bir kitap. Kısa öykülerle süslenmiş bir kadın adı ve resmiyle yayınlanan bir kitap. Zor olsa bile insanı başarabilme inancıyla etkileyen bir kitap.

Birde bu kitapta yaşanan aşklar yerine hüzünlü sonlar ve hep hayali aşklarla karşılaşıyor, ölesiye sevipte hiç bir zaman bunu belli etmeyen aşıklar. Güzel bir kitap.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.