103 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim 2015 katliamının altıncı yıldönümü. 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı’nda yapılmak istenen "Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi"ne IŞİD tarafından düzenlenen ve 103 insanın yaşamını yitirmesine yol açan canlı bomba saldırısının üzerinden altı yıl geçti. Ankara başta olmak üzere birçok kentte anmalar yapılıyor.
Hiçbir kamu görevlisi hakkında soruşturma dahi açılmayan katliamının ardından Avrupa Birliği'nin istihbarat birimi EUINTCEN'in AB içindeki en üst düzey karar mekanizmalarına gönderdiği 'çok gizli' kayıtlı istihbarat raporunda, "10 Ekim 2015 Ankara terör saldırısı, AKP'nin DAEŞ militanlarını bizzat görevlendirmesi sonucunda gerçekleşti..." ifadeleri kullanılmıştı.
Katliamın yıl dönümünde, katliamda vefat edenlerin yakınları, yaralananlar, katliamın gerçekleştiği Ankara Garı önüne yürümek için Ulus’ta buluştu. Ancak Ankara Garı’na giden tüm yolları barikatlarla kapatan polis alana geçişe izin verilmeyeceğini söyledi. Ellerinde liste olduğunu, liste dışında alana geçişin olmadığını belirten polis eyleme katılmak isteyenlere müdahale etti. Çok sayıda kişi ters kelepçe yapılarak ve darp edilerek gözaltına alındı.
Polis amirlerinin “Süpürün” talimatının ardından anmaya katılanlar çevik kuvvet eşliğinde Kızılay’dan uzaklaştırıldı.
“10 Ekim’i unutma, unutturma” sloganı atan bir kişi de yolda yürüdüğü sırada gözaltına alındı. Yürüyüşün fotoğraflarını çekmek isteyen gazetecileri engelleyen polis, gazetecileri darp etti. Polis yol boyunca herhangi bir slogan atıldığında, slogan atan kişilerin direkt gözaltına alınacağını söyledi.
Polisin biber gazı ve plastik mermi kullandığı saldırısının ardından, yalnızca yaşamını yitirenlerin ailelerinden ve kurum temsilcilerinden oluşan bir heyetin katliamın gerçekleştiği Ankara Garı önüne gitmesine izin verildi. Turkuaz kartı olmayan basın emekçileri içeri alınmadı.
Ankara Valiliği önceki gün pandemi tedbirlerini gerekçe göstererek kitlesel bir anmaya izin vermeyeceklerini açıklamıştı.
Saldırı ve engellemeler arasında Ankara Garı önünde toplanan heyet “10 Ekim Katliamını Unutturmayacağız” yazılı ve üzerinde yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının olduğu bir pankart açtı ve yaşamını yitirenlerin anısına siyah balonlar uçurdu.
Sakarya Caddesi’nde buluşan bir başka grup da katliamda yaşamını yitirenleri saygı duruşu ve sloganlarla andı.
Katliamda yaşamını yitiren 18 yaşındaki Ümit Seylan’ın amcası İhsan Seylan, geçen altı yılda değişmeyen tek şeyin acıları olduğunu söyledi. Ankara Katliamı’nın hesabının henüz sorulamadığını ve tüm sorumluların hesap verene kadar bu sürecin takipçisi olacaklarını ifade eden Seylan, “Çok uzun ve sancılı bir süreç yaşadık. Yaralarımız hâlâ taze. Anmalarımız yaraları taze tutuyor. Adliye koridorlarında aradığımız adaleti hiçbir zaman bulamadık. İhmali olanları bile yargılatamadık. Ama vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Altı yılda katliamdan etkilenen herkesin çeşitli yıpratıcı süreçlerden geçtiğini anlatan Seylan, şunları dile getirdi:
“Ailelerin dayanışması, 10 Ekim’in tozlu raflara kaldırılmasına engel oldu. Yaralarımızı hep diri tuttuk. Hâlâ tedavisi devam eden arkadaşlarımız var. Manevi olarak da yaralananlar var. Kaybettiklerinin mezarının başından ayrılmayan anne, baba, kardeşler var. Bundan sonraki tek mücadelemiz, bu kişiler için sorumluların hesap vermesi olacak. 10 Ekim, bizim kimliğimiz oldu. Kendimizi bu çatı altında var etmeye devam ediyoruz. 10 Ekim’in acısı ve değeri çok büyük. Cumhuriyet tarihinde daha büyüğü yok. Hâlâ bir araya gelmemizden rahatsız olanlar var. Onlar, olayın arkasında saklananlar, ihmallerinin açığa çıkmasını istemeyenlerdir.”
Katliamdan yaralı olarak kurtulan Mustafa Özdağ ise acılarının dinmediğini, gerçek sorumluların bir gün mutlaka yargılanacağını ve acılarının da bu şekilde azalacağını söyledi. Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Altı yıl geçti, acımız, öfkemiz ilk günkü gibi taze. Adalet mücadelemiz devam ediyor. Tüm faillerin yargılanması belki biraz daha yaralarımızı onaracak ancak bu adalet mücadelesinde de bir tiyatro yaşanıyor. O alanda canını, kanını veren bizleri seyirci yerine koydular. Bizi hesaba katmadılar. Ancak hakikatler er ya da geç ortaya çıkacak. Bizler bunun peşindeyiz. Er ya da geç tüm failler yargılanacak. Kendilerinden olmayan herkesi katletmeye çalışan insanlar bunun bedelini ödeyecekler.”