Hüseyin Bektaş Kürt çocuklar SAZ
Almanya’da Kürt ve Alman doktorların desteğiyle 2011 yılında kurulan Çocuk Yardım Kurumu (Sazîya Alîkariya Zarokan - SAZ) şimdiye kadar yüzlerce Kürt çocuğuna maddi destek sağladı.
Kurumun amacı, yoksul ailelerin çocuklarına, eğitim görebilmeleri için ekonomik destek ve yardım sağlamak. Kurum aynı zamanda çocuklar için hamilik üstlenilmesini de geliştirmeyi amaçlıyor.
Bursun verilmesi için çocukların mali sıkıntısı olan bir aileden gelmesi, okulda başarılı olması, gelecekte kendilerini geliştirme ve yüksek öğretime yönelik planlarının olması ile Kürtçe konuşabilmeye ya da öğrenmeye hazır olması koşulları bulunuyor.
Kurumun amacını, çalışma koşullarını ve şu ana kadar yapılan çalışmaların planlamasını Çocuk Yardım Kurumu kurucularından Hannover Tıp Fakültesi’nde Genel Cerrahi Profesörü Hüseyin Bektaş ile konuştuk.
Çocuk Yardım Kurumu’nun kuruluş amacından söz edebilir misiniz?
Çocuk Yardım Kurumu’nu 2011 yılında kurmuştuk. O yıl “Mezopotamya Tıp Kongreleri” etkinlikleri kapsamında Kürdistan’a gitmiştik. O zaman yaptığımız geziler esnasında çocukların durumunu, ailelerin maddi durumunu ve yoksulluğu gördük. Kürt çocuklarına destek olmak için böyle bir kurumun doğru olacağını düşündük. Özellikle Almanya’da yaşayan Kürt doktorları olarak bir araya geldik ve kurumu oluşturduk. Politik bir amacı ya da gündemi yok. Şunu özellikle belirtmek isterim ki; kurumumuz hiçbir siyasi parti ya da dini kurumla ilişkili değil. Biz yalnızca insani yardım kurumuyuz.
Şimdiye kadar nasıl yardımlar yapıldı ve nereler öncelikliydi?
Yardımlarımızın çoğunu şu ana kadar Kuzey Kürdistan’da gerçekleştirmeye çalıştık. Kuzey Kürdistan’da maddi durumu kötü olan ailelerin çocuklarına her ay maddi destek sağlıyoruz. Yılda yaklaşık 10 çocuğu destekliyoruz. Bu çocukları da tanıdığımız güvendiğimiz arkadaşlarımız aracılığıyla belirliyoruz. Her ay kendilerine belli bir burs gönderiyoruz. Bunu yıllarca yaptık, ama son dönemlerde biraz zorlaştı.
Neden zorlaştı?
Şu an çocukların ve ailelerin durumunu takip etmemiz zorlaştı. Sürekli gidip gelemiyoruz. Ayrıca hiçbir projemiz politik içerikli ya da hedefli olmasa da insanlar projeleri desteklemekten korkuyor. Yani yalnızca Kürt çocuklarını desteklemek dahi, insanlarda bir korku yaratıyor. Bu nedenle projelerimiz aksamaya başladı. Ancak zorluklara rağmen çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Bildiğim kadarıyla projeleriniz sadece Kuzey’le sınırlı değil…
Evet. Genel olarak Güney Kürdistan’da daha çok proje yapıyoruz. Kürdistan Bölgesi’nin Duhok kentinde bir şubemiz ve temsilcimiz var. Kürdistan Bölgesi Hükümeti tarafından resmi olarak sivil toplum örgütü olarak kabul ediliyor ve destekleniyoruz. Almanya’da da öyle tanınıyoruz. Her yıl orada çeşitli projeler gerçekleştiriyoruz.
Ne gibi projeler?
Okulların tadilatını ve boyamasını yaptık. Sandalye, masa ve sıra satın aldık. Çocuk hastanelerinde pek çok çalışmalar yaptık. Duhok’taki çocuk hastanelerine aldığımız araçlar sayesinde yılda en az 100 bebeğin hayatının kurtarıldığı bilgisini alıyoruz. O zamana kadar bu imkan söz konusu değildi, aldığımız cihazlar sayesinde bu mümkün oldu. Ayrıca IŞİD’in katlettiği ailelerin çocuklarının kaldığı yetimhaneye 12 bilgisayar aldık. IŞİD’in saldırılarının ardından bir yıl boyunca Kobani’deki ve Suruç’a gelen Kobanili çocukların tamamının yemek masrafını üstlendik. Oradaki arkadaşlarımıza para gönderdik, onlar da çocuklar için mama satın aldı.
Bunların yanı sıra Kobanili çocukların giyecek masraflarını da bir yıl boyunca karşıladık. Güney Kürdistan’daki çeşitli kamplarda yaşayan çocukların kışlık elbise satın alabilmeleri için her yıl onlara para gönderiyoruz. Kobani’nin işgal edildiği son zamanlarda oradaki doktor arkadaşlarımız suyun çok kirli olduğunu bize aktarmıştı. Alacağımız cihazları Türkiye üzerinden Kobani’ye götürmek zorundaydık. Ne yazık ki Türkiye’deki resmi kurumlar bize ne olumlu ne de olumsuz bir geri dönüş sağlanmadı.
Bu arada hiçbir siyasi partiyle, hiçbir politik düşünceyle ilişkimiz yok. Kendi başımıza, sivil toplum örgütü olarak insan hakları alanında bir şeyler yapmak isteyen bir kurumuz.
Peki, kimler SAZ’a destek veriyor?
Küçük bir kurum olduğumuzu söylemek istiyorum. Kendi imkanlarımızla bir şeyler yapmak istiyoruz. Aramızda Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde doktor olan Kürtler var. Bunun yanı sıra Amerika’da 2 doktor arkadaşımız var. Kurumda Alman arkadaşlarımız da var. Örneğin Hannover’in eski belediye başkanı ve Almanya eski kültür bakanı da bizi destekleyenler arasında.
Aileler de ekonomik olarak sizi destekliyor mu?
Bizi destekleyen ailelerin çoğu burada. Eğer projeler gerçekleştirebilirsek Alman devletinden de destek alabileceğimizi düşünüyoruz. Burada, bunları hayata geçirmek çok zor, çünkü yaptığınız her şeyi teker teker belgelemeniz gerekmektedir.
Ayrıca aşağıdaki fotoğrafta yer alan o sarışın çocuk, Şengal’den gelmişti. Annesi IŞİD tarafından kaçırılmış, babasıysa öldürülmüştü. Ondan bir-iki yaş büyük kardeşiyle birlikte koşup yanıma gelmişti. Onların gittiği okulu kurum olarak tamir ettik, çocuklarsa şimdi okulda eğitim görüyor.
Son olarak, gelecek projeleriniz nedir?
Çalışmalarımız devam edecek, ama şu an için Güney Kürdistan’daki çocuk hastanelerinde yeni tip coronavirüsten etkilenen çocuklara yardım etmek için bir talebimiz oldu.
PORTRE / HÜSEYİN BEKTAŞ
Tıp alanındaki başarılarıyla dünya çapından adından söz ettirmeyi başaran Prof. Dr. Hüseyin Bektaş, 1961 yılında Bingöl’ün Karlıova ilçesinde dünyaya geldi.
1980’de Almanya’ya göç etti. Almancayı öğrendikten sonra 1983 yılında tıp fakültesinde öğrenime başladı ve 1990’da mezun oldu.
Hannover Tıp Fakültesi’nde Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda ihtisas için asistan doktor olarak çalışmaya başladı. Aynı fakültede yıllarca organ nakli konusunda deneysel ve bilimsel çalışmalar yaptı. Bu çalışmaları ise uluslararası birçok dergide yayımlandı.
Hannover Tıp Fakültesi’nden 2002 yılında doçent, 2006 yılında da profesör unvanı aldı. Beş yıldan beridir Bremen Devlet Hastanesi‘nde genel cerrahi bölümü başkanlığını yapıyor.
İnsan Bedeni Anatomisi (Anatomiya Bedena Mirovan) adlı bir de Kürtçe kitabı bulunuyor.
Kaynak: K24