Ben Mart 1971 ve Eylül 1980 darbelerinin mağduru ve tanığıyım. Darbecilerin Kirli ve zalim yüzlerini gördüm. Kendilerinin ülkenin sahipleri görüp mağrur ve merhametsizdiler. Ama tümü de bencil, zalim, korkak ve kişiliksizdiler.
Darbelerin mağduru olarak benim kuşağım ve benden sonraki kuşağın 12 Eylül mağdurları olarak acaba EVREN'IN akıbeti SADDAM gibi olacak mı ? diye düşünürdüm..
KENAN EVREN 12 Eylül'e gelince; 11 –Eylül 1980 sabahı askeri ülkeyi darbe ile ele geçirdi. Parlamentoyu , siyasi partileri, sendikaları ve tüm demokratik kurumları fesih etti.
Bilinenler, 650 bin kişi gözaltına alındı ve 90 güne varan gözaltı sürelerinde ağır içkence gördük
1 milyon 683 bin kişi fişlendi, Açılan 210 bin davada 230 bin kişi Sıkıyönetim Mahkemeleri'nde yargılandı 7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi, 124 kişinin idam cezası Askeri Yargıtay tarafından onaylandı.1980-1985 yılları arasında, 22.912 kişiye 0-1 yıl arası ceza verildi, 10.784 kişiye 1-5 yıl arası ceza verildi, 6.186 kişiye 5-10 yıl arası ceza verildi, 2.396 kişiye 10-20 yıl arası ceza verildi, 939 kişiye 20 yıl üzeri ceza verildi, 630 kişiye müebbet cezası verildi, 420 kişiye idam cezası verildi.
30 bin kişi fişlenip işten atıldı. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkartıldı.
23 bin 677 dernek kapatıldı12-Eylül de, 217 kişi kuşkulu biçimde öldü. 14 kişi açlık grevinde öldü. 16 kişi kaçarken vuruldu. 95 kişi çatışmada öldü. 43 kişinin intihar ettiği bildirildi. 171 kişinin işkencelerde öldüğü belgelendi. 3 bin 854 öğretmen, 120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi. 400 gazeteciye 4 bin yıl ceza istendi. 3 bin 315 yıl hapis cezası verildi.
Bu dönemde yüzlerce insan ajanlaştırıldı.İnsanlar kendi halkına karşı maddi karşılığında satıldı ve kullanıldı. Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.13 büyük gazeteye 303 dava açıldı.
Bir TV söyleşi de; Evren 35 idamı imzalarken hiç ellerim titremedi" dediğinde,bir kısım Kahraman Türk gençlerin alkış tutmuştu. .
Gençlerin yüzde 95'i gazete okumaz.Okuyanlar da yanlış gazeteleri okur
İşte EVREN'E göre tüm bu yapılanların amacı, emir komuta zinciri içinde, demokrasiyi koruyup kollamakmış.!
40'a yakın idam kararı veren eski Sıkıyönetim Mahkemesi Hakimi Ali Fahir Kayacan, anılarını anlattı. 12 Eylül'den sonra idamın uygulanmaya başladığı gece iki infaza katıldığını zevkle anlatıyor. Kayacan, "Pişman değilim, ama unutamıyorum," diyordu.
Şimdi bu zat bunları neden anlatıyorlardı,.Hukukun olmadığı bir ortam da sanki yasalar uygulanıyormuş gibi davranan hukukçu mahkeme başkanı, hangi hukuksal temele dayanarak bu idam kararlarını verdi?
Bunu açıklaması lazımdı..12 Eylül askeri cuntası düzmece askeri mahkemelerle hükümler verdi. Bu hükümlerin hiçbiri geçerli değildi..
Irak'ın devrik Devlet Başkanı kan emici Saddam Hüseyin, yargılandığı 05 Ekim 2006 günüölüm cezasına çarptırıldı. Iraklı Başsavcı Cafer El Müsavi, Saddam'ın kurşuna dizilmeyeceğini, asılacağını açıkladı.
Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin, şafaktan önce asılarak idam edilmişti..
(30 Aralık 2006)
Ya bizim Apoletli Generallere hiç hesap soruldu mu? Güya Her demokratik seçim arifesinde tüm iktidarlar 12 Eylül Cunta generallerine hesap soracağız diye halktan oy alıp iktidara geldiler. Ne yazık ki cellatlara hesap sorulmadan ecelleri ile öldüler.
Ben Temmuz de Diyarbakır Üniversitesi Tıp Fakültesinde Ortopedi bölümünden Yar.Doç Dr Abdulkadir Polat ve Uzaman Dr. Salih Özgökçe'den 3 aylık sağlık raporu almıştım. 17 Şubat 1981 de Diyarbakır da arkadaşları görmek için geldiğimde çalıştığım daireye YSE (yol-Su-Elektrik) uğradığımda Bölge Müdürü odasında sivil polisler tarafından göz altına alındım.27 Gün Disko değimiz sorguda 45 günde gözaltında kaldıktan sonra bırakıldım.Yine 17 Şubat 1982 de arkadaşlarım rahmetli Ahmet KARLI ve SA bir kurye vasıtasıyla çağrıları üzerinde Adana'dan Diyarbakır'a gelirken rahmetli Ahmet Karlı'nın kız kardeşinin evin yönlendirildiğimde evde polis karakol kurulduğunu kapı zilini çaldığımda polisler tarafından yakalandım.
Burada tam 49 Gün DİSKO/Sorguda 6 ay 12 gün KİP/DDKD davasında Sorgu ile gözaltı arasında gidip geldim.Nihayet Eylül ayında ben ve bazı arkadaşlar serbest bırakıldık. Bir çok arkadaşlarız tutuklandı
Bir daha asla darbelerin olmaması umudu ile, en kötü sivil iktidarların Askeri darbelerden daha ehveni-Şer olduğu inancıyla 12 Eylül mağdurlarını ve Şehitlerini saygı ile anıyorum.
KİP/DDKD davasının bu bölümünü (BİR DDKO'LUNUN KÜRT YAŞAMI )kitabimde genişçe yer vermişim.