Abdülbaki ÇELEBİ
Son on yılda Halkların Demokratik Partisi’nin oyları her seçimde biraz daha azalmaktadır. Bu yazıda bunun nedenlerini acizane irdelemek istiyorum. Sosyal olaylarda birçok etken vardır. Bunları sınırlandırmak veya tadidi olarak saymak mümkün değildir. Ancak gördüğüm ana nedenleri dört başlık altında topladım.
- Etkisizlik.
HDP çok uzun süren siyasi bir mücadelenin ve geleneğinin en son partisidir.Bu siyasi geleneğe mensup partiler çok büyük badireler atlatmışlardır.Defalarca partileri kapatılmış, üyeleri öldürülmüş, sürgün edilmiş ve tutuklanmıştır.Ancak partiyöneticilerinde olduğugibi; bu partilerde yer alan insanlarda çok uzun süre devam eden bu mücadeleden dolayı çok büyük zarar görmektedirler. HDP siyasi bir partidir.Siyasi bir partiye destek veren insanlar yerel veya genel ülke yönetiminde yer almak,ekonomide pay almak isterler.Ancak HDP’ye destek verenler tam tersine ellerindekini bile kaybediyorlar.HDP’li kimliği bilinen insanların hiçbiri kamuda işe giremediği gibi kamuda hasbelkader görev alanlarda pasivizeedilmekte veya atılmaktadır. Mesela HDP’libir müteahhit hiçbir şekilde devlet ihalesi alamıyor, devlet imkanlarının hiçbirinden faydalanamıyor.Tesadüfen bir ihale alsa bile ona kan kusturuyorlar.
Peki HDP ne işe yarıyor? Halkımıza,halklara nasıl bir faydası var?Bir grup şanslı azınlığı meclise taşıdığı doğrudur. Bu insanlar(şanslıazınlık)Kürtlerin talepleri,hakları ve diğer toplumsal sorunlara çözüm getirmedikleri gibi bireysel olarak da vatandaşlara ve seçmenlerine hiçbir faydaları olmamaktadır.Halkı ile iç içe olan,milletvekilliğinden sonra halkının içine dönen halkı ileberaber yaşayan mücadele eden çok az eski vekil vardır.Peki bu milletvekillerinin kendilerine bir faydaları varmı? Sessiz duranlarve sistemle anlaşanlar hariç ekseriyet dönemlerini bitirmeden ya hapse giriyorlar ya da ailelerini,yerlerini ve yurtlarını bırakıp yurt dışına kaçıyorlar.Baştakiler, halkın nezdinde itibar kaybediyorlar,ikincilerde maddiyatlarını, özgürlüklerini kaybediyorlar.Bu durumda halkın ve seçmenin gözünde meclisi anlamsızlaştırıyor ve itibarsızlaştırıyor.Eskiden mecliste çok anlamlı tartışmalar yapılırdı.Bu tartışmalar televizyonlara taşınıyordu.Şimdi bunların önünün iktidar tarafından kesildiği bir realitedir ama istisnai olarak yapılan tartışmalar ve konuşmalar da halka yeni bir şey söylememektedir.HDP’nin kendi seçmenine ve diğer Türkiye kamuoyuna söyleyebileceğiyeni ve özgün şeylerin olmaması,halkı heyecanlandırmaması, söylenenler haklı da olsa artık gına getirmektedir.
- Demokratik yasal mücadeleye yönelme.
Yine HDP’nin PKK ile sosyolojik kesişimi konusunda gerçekte olanla kamuoyunda oluşan algı arasındaki fark ve bunun getirdiği çelişki,hem Kürt kamuoyunda hem Türkiye kamuoyunda bu konularla ilgili söylemlerin inandırıcılığını yitirmesi sonucunu getirmektedir.Günümüzde meclis yoluyla siyaset yani demokratik yasal mücadele ve illegal silahlı mücadele birbirine tamamen zıt,birbirini destekleyen değiltam tersine birbirinin rakibi,birbirlerine zarar veren ve zayıflatan unsurlar haline gelmiştir. İllegal olanlara seçmenler, Kürtler ve vatandaşlar olarak söyleyebileceğimiz çok bir şey yoktur,söylesek de bizi dinlemeyeceklerdir.Çünkü biz başka pencereden, onlar başka pencereden bakmaktadırlar.Olaylardan etkilenmeleri de bizden farklıdır.Realiteleride bizden tamamen ayrı ve farklıdır.Ancak HDP siyasi bir partidir,legaldir. Bizler de üyesiyiz veya en azından oy veriyoruz.Bu nedenle kendisine söyleyebileceğimiz sözler olabilmeli ve bu bizim en tabii hakkımızdır.HDP, özgün ve kendi dinamikleriyle hareket eden bir gerçekliği tercih etmelidir.Aksi takdirde gerçeklikle yasaların arasında sıkışık durdukça beklendiği atılımı yapamaz.Kürt halkı ve HDP seçmeni iyi ve kötüyü birbirinden ayırt edebilecek bir düzeye gelmiş bulunmaktadır, temyiz kudretine sahiptirler. Bu halk özgür ve sadece halka hesap verecek bir yönetim anlayışına sahip olmalıdır.
- Söylem, icraat ve aday belirleme şekli.
HDP’nin söylemleri, icraatları,adayları, yönetimi vs. belirlenirken kendi seçmen kitlesinin talepleri,beğenileri göz önüne alınmadan belirlenmektedir.Seçmenlerin %95 i HDP ye Kürt sorununun çözümü, özgürlük ve eşitlik mücadelesinde olan sağlam duruşlarından,uzun süre verilen mücadeleye duyulan saygıdan,hükümetin yaptığı zulümlerden kaynaklı oy verdiği halde HDP yöneticileri bunu değerlendirememektedirler.İstedikleri gibi davranabileceklerini, istediklerinisöyleyebileceklerini zannetmektedirler. Yani kısacası “Nasıl olursa olsun halk oy verir” ön kabulüyle halkı esas almama gibi bir tutumla karşı karşıya kalmaktayız.
Ayrıca söylem birliği olmadığı gibi her kafadan bir ses çıkmaktadır.HDP’nin sözcüleri ve yöneticileri hatta eş başkanlarının konuşmalarının partiyi bağlayıp bağlamadığı halk tarafından bilinmemektedir.10 yıl önce partiden ayrılmış ve partiyle hiçbir alakası olmayan biri kalkıp parti adına konuşabilmektedir. Mesela bunun en büyük örneği sayın Hasip Kaplan’ın eş genel başkanlıkla ilgili yaptığı talihsiz açıklamadır.Bu açıklamaya karşı genel merkez tarafından “bizi bağlamaz” gibi derhal tepki verilmesi gerekirken sessizlikle geçiştirilmesi partiye büyük zarar vermektedir.
Aday belirlerken objektif aday belirleme kriterlerinden hiçbiri esas alınmadığı gibi hangi kriterleri esas aldıklarıda belli değildir.Günümüzde ve diğer tüm siyasi partilerin adaylarda arananve asgari koşul olan “aday gösterildiği bölgede tanınıyor olması ve iyi biri olarak tanınıyor olması” gibi çok basit kriter bile göz ardı edilebilmektedir.Bu da çok büyük oranda aldığı oyları etkilemektedir.Bu dönem bir ilimizde 3 aday gösterildi.İlki tanınan ama kötü tanınan veya en azından bölge halkı tarafından hoşlanılmayan bir aday.Diğer ikisinin ise ilk defa adaylıkla, siyasetle kamuoyunda adları işitilmektedir. Olumlu veya olumsuz hiçbir durumları yok yani nötr.Partiye hiçbir katkıları, hiçbir ekstraları olmamıştır. Bu adaylarla seçime girildiğinde sonuç 2015 haziran ayında alınan oyların %40 gerisinde olmuştur. Yani adayların belirlenmesi gibi önemli bir konu parti tarafından o kadar düzensiz bir şekilde yürütülmektedir ki ne adayın halk tarafından istenilen asgari kriterleri karşılayıp karşılamadığı ne de çıkartılacak adayın o bölgeye uygun olup olmadığı dikkate dahi alınmamaktadır. Halbuki aday seçimi, hangi adayın nerede gösterileceği gibi konular hem halkla ilişki açısından hem de alınabilecek oy sayısı açısından çok önemlidir.
- Bileşenler
HDP’nin en büyük hatalarından biri de bileşenlerle yaptığı iş birliğidir.HDP’nin büyümesinin önündeki en büyük engel bileşenlerdir.HDP büyüyüp genişleyip grupları,şahsiyetlerikendi içinde(potasında)eriteceğine kendisini zayıflatıp desteklerle ayakta durmaya çalışmaktadır.Bileşenlerden hiçbiri (İstisnalar kaideyi bozmaz)HDP’ye katkı sunamamaktadırlar.Bileşenlerden vekil seçilenler seçimden hemen sonra kendi işlerine dönmekte ve bildikleri gibi yol almaktadırlar.HDP kapsayıcılığını artırıp bileşenlerden kurtularak artık kendi üyelerine,emektarlarına,öz evlatlarına önem vermeli ve seçimlerde de onlara yer vermelidir.Üyelik sistemine, partideki kıdem ve emeğe en büyük değer verilmelidir. Babasından, ailesinden kaynaklı aday yapma olayı çok feodal bir anlayıştan kaynaklanan gerici ve popülist bir anlayıştır.Kürt geleneğinde beylikte,ağalıkta ve şeyhlikte bu durum söz konusudur.Modern ve devrimci olan bir partinin bundan kopamamış olması çok garip ve çelişkili bir durumdur.
Tüm bunları söylerken iktidarın her türlü baskısına rağmen HDP içinde özveri ile mücadele veren yurtsever partililerin emeklerini saygı ile yad etmek gerekir.Ancak bu samimi fedakâr partililerin çabası,daha önce bu mücadelede canlarını verenlere duyulan hürmet, cezaevlerinde çürütülen öncülerin hatırası da HDP’nin oy kaybetmesine engel olamamaktadır.Bu nedenle HDP gibiTürkiye’de çok büyük işlevi olan, geniş bir kitleyi temsil eden, siyasi taleplerini meclise taşımaya çalışan bir partinin değişmesi,potansiyelinin farkında olması, önünün açılması(kendi önünü açması) tüm halklarınve ülkemizin yararına olacaktır.
Abdülbaki ÇELEBİ
Avukat
01/06/2023