Çetin Çeko
14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde sandıktan “milli birlik” için Kürt karşıtlığı baskın çıktı.
Cumhur ve Millet İttifakında Kürtlerin ulusal demokratik haklarının teslim edilmesini bırakın, konu hakkında söz söylenmesi ve meselenin tartışılması, “kimlik siyasetine karşıyız” denilerek, engellenmeye çalışıldı.
Bu yaklaşım gereği, Cumhur ittifakı “Kürt sopasını” HDP üzerinden, Millet İttifakı ise HUDAPAR, ittifak bileşenlerinden İYİ Parti de hem HUDAPAR hem de HDP üzerinden gösterdi. “Kürt sopası” ve anti Kürt söylem sandıkta karşılığını buldu.
Kürtlerin sistem içinde görünürlükleri, varlıkları ve etkileri, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizden, ifşa edilen rüşvet ve skandallardan daha öncelikli olduğu ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde %5,20 oy alan sağ ırkçı ve ATA ittifakının adayı Sinan Oğan, ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklemek için HDP’nin sistem dışı bırakılması, 4 milyon 700 bin oy ve 65 milletvekilinin görmezden gelinmesi şartını öne sürüyor.
Cumhurbaşkanlığı ikinci turunda Millet İttifakının, Sinan Oğan ile nasıl bir pazarlık yapacağı bu açıdan önemlidir. Parlamentoda tekrardan 3. ana muhalefet partisi konumunu koruyan HDP’nin (Yeşil Sol Parti-YSP), sistem dışına itilme çabalarına yönelik, Millet İttifakı bileşenlerinden CHP, Deva, Gelecek ve Saadet partilerinin yaklaşımını birlikte göreceğiz.
14 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kemalist kimliği, Kürt ve Alevi kimliğinin gerisinde kaldı. Etnik ve mezhepsel kimliğinden dolayı Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve MHP tarafından gizli ajandası olan ve Türklerin içine sokulmaya çalışılan Truva atı diye lanse edildi.
AKP, %7’lik bir oy kaybına rağmen, parlamentoda birinci parti konumunda ve MHP ile birlikte çoğunluğu oluşturacak. Cumhurbaşkanlığını Erdoğan’ın alması durumunda, Kürdistan’ın diğer parçalarında Kürtlerin kazanımlarına saldırı ve ortadan kaldırma girişimleri artarak devam edecek. Türkiye’de siyasi iklim sertleşecek ve muhalifler üzerinde baskılar daha da artacak.
Kürdistan illerinde ise HDP (Yeşil Sol Parti), genelde birinci parti oldu. Fakat 2018 seçimlerine oranla oyları %3 oranında azaldı. Bu gerileme, devlet baskısı ve HDP siyasetinden kaynaklıdır.
HDP’nin, “Türkiyelilik” siyaseti bağlamında, bir kısım Türk sol hareketiyle yaptığı seçim işbirliği, Türk soluna verdiği efor ve yaklaşım, Kürdistanlı siyasi güçlerle aynı derecede gerçekleşmedi. Bu yüzden Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı daha kapsayıcı, geniş ve etkili olamadı.
Seçim listelerinde Kürtler tarafından haz edilmeyen Türk sol adayların Kürdistan illerinden aday gösterilmeleri; sevilen, temsil yeteneği olan yurtsever adayların azınlıkta olmaları veya listelerde seçilemeyecek sıralara yerleştirilmeleri başından itibaren eleştirildi.
Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP), Emek ve Özgürlük Bloku içinde bazı seçim bölgelerinde kendi adıyla seçime girmesi, HDP’nin (YSP) fazladan birkaç milletvekili daha çıkarmasını engelledi.
Ayrıyeten, devletin HDP üzerindeki baskısı, parti kadrolarının hapiste veya yurtdışına çıkmak zorunda bırakılmaları, açılan kapatma davası ve seçim gününe kadar yapılan gözaltı operasyonları, HDP’nin (YSP) seçim çalışmalarını olumsuz etkiledi.
HDP’nin Yeşil Sol Parti listelerinden seçime girmek zorunda kalması da alınan seçim sonucuna tesir eden olumsuz etmenlerden biridir.
Öte yandan resmi olmayan sonuçlara göre, Kürt partisi kimliğiyle seçimlere katılan Hak ve Özgürlükler Partisi (HAKPAR), yaklaşık 40 bin civarında oy aldı. HAKPAR’ın seçimlere katılması ve Kürtlere ve Kürdistan’a federal çözüm talebini öne çıkarması önemliydi.
Kuzey Kürdistan’da Kürtler ağırlıklı HDP dışında, 50 küsür yıllık geleneğe ve mirasa sahip HAKPAR ve diğer Kürdistanlı partilerin, neden kitleselleşemedikleri sorusu bu vesileyle bir kez daha gündeme geliyor!
14 Mayıs seçimleri, “milli birlik ve beka” adına milliyetçi oyları konsolide etmek için HDP ve HÜDAPAR üzerinden Kürtleri iç düşman ilan etmek oldu. Fakat tüm olumsuzluklara rağmen, seçim haritasında Kürdistan illerinde birbirine bitişik mor rengin çıkması, umudu canlı tutmaya yetiyor.