PKK ile Kürt sorununa çözüm amaçlı görüşmelerin kritik bir aşamada olmasından dolayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakan Fidan'ın istifasına tepki gösterdiği ankara kulislerini hareketlendirdi. Fidan'ın MİT Müsteşarı sıfatıyla son kez katıldığı 10 Şubat’taki Kürt çözüm süreci toplantısının hemen ardından basına duyurulmayan bir başka önemli toplantıda Başbakan Yardımcısı Yalçın akdoğan ve HDP heyeti biraraya geldi.
Radikal yazarı Murat Yetkin, basına duyurulmayan o görüşmeden çıkan sonuçları analiz etti.
15 ŞUBAT'TA NE OLACAK?
Yetkin, görüşmelerin bu kadar sıklaşmasının bir hareketlenmeye işaret ettiğini vurgulayarak önemli bir iddia ortaya attı; "PKK bu (olabiliyorsa ortak) açıklamanın Öcalan’ın 1999’da CIA ve MİT’in ortak operasyonuyla Kenya’da yakalandığı 15 Şubat günü yapılmasını istiyor."
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
HAKAN FİDAN'IN İSTİFASI KONUŞULDU
(...) Hem 4 Şubat’ta İmralı’da Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeden bu yana “tahkim edilmiş ateşkes” çağrısı yönünde yapılanlar, hem Fidan’ın istifası sonrası durum, hem de süreci hızlandırma konuşuldu.
HDP'LİLER GÜVENLİK PAKETİNİ VE ÖCALAN'IN HAPİSHANE KOŞULLARINI SORDU
HDP’liler Meclis’te bir hafta daha beklemeye alınan Güvenlik Paketi'ni, tabanı rahatlatmak adına hasta mahkûmların salıverilmesine dair gelişme olup olmadığını, Öcalan’ın hapishane koşullarını ve benzer konuları sordular.
Akdoğan da onlara az önceki toplantıda konuşulanları aktardı, artık ciddiyetlerini kanıtlamalarının zamanı geldiğini, barış istiyorlarsa bunun gereğini yapmalarını istedi.
BARZANİ VE ZANA'NIN MEKTUPLAŞMASI
PKK’nın lügatıyla “Güneyde” yani Irak’ta da ilginç gelişmeler vardı. Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Kobani’den çekilmek zorunda kalmasının ardından Kerkük’e yönelmesi oradaki gerilimi artırmıştı.
PKK’ya yıllardır Kandil’de zoraki ev sahipliği yapan Mesud Barzani’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile PKK liderliği arasında sürtüşmeler vardı. Barzani, PKK’lıları bölgedeki “yabancı unsurlar” diye tanımlıyordu.
PKK’nın “Dört parçada özerk Kürdistan” tezine karşı, daha basit ve pratik düşünen Barzani “Türkiye’yle barışırsanız, artık memleketinize dönersiniz” mi demek istiyordu.
Tam bu sırada Barzani’den “Bayram değil, seyran değil” türünden bir açıklama geldi. Barzani bir süredir Öcalan ile Leyla Zana aracılığıyla mektuplaştıklarını ilan etti.
ZANA BİR DAHAKİ TOPLANTIYA DAHİL OLACAK MI?
İşte 10 Şubat akşamı Akdoğan ile HDP’lilerle yaptığı (o duyurulmayan, ikinci) toplantıda bugünlerde yapılacak yeni bir İmralı ziyaretine Zana’nın da dâhil edilmesi konuşuldu.
Meteoroloji raporlarına bakıldı. İstanbul ve Marmara’daki kar yağışının dinip havanın açılacağı tahmin edilen Cuma günü (13 Şubat) şimdilik kararlaştırıldı.
Figen Yüksekdağ, Meclis’teki açıklamasını bir akşam önce Başbakanlık'taki konuşmalara göre yapıyordu.
Ve Yüksekdağ Meclis’te gazetecilerle konuştuğu sırada HDP heyeti yeni bir görüşme için yeniden Akdoğan’ın Başbakanlık'taki makamına girmek üzereydi.
GÖRÜŞMELER NİÇİN BU KADAR SIKLAŞTI?
Görüşmelerin bu kadar sıklaşması bir hareketlenmeye işaret ediyor.
Tabii sorunlar bitmiyor. PKK bu (olabiliyorsa ortak) açıklamanın Öcalan’ın 1999’da CIA ve MİT’in ortak operasyonuyla Kenya’da yakalandığı 15 Şubat günü yapılmasını istiyor.
Oysa hem hükümet, hem HDP kaynakları bu tür özel tarihlerin, sembollerin kamuoyunda ters etkilere yol açabileceği kaygısını taşıyor; böyle bir tarih gerilimi de var doğrusu.
Peki ya Güvenlik Paketi?
Erdoğan istedi, Davutoğlu söz verdi bir kere. Üstelik paketi geri çekmenin, sadece HDP değil, CHP ve MHP’nin de sert muhalefetine boyun eğmek gibi algılansın istemiyor hükümet.
Paket ya seçime kadar bir bahaneyle rafta tutulup kendiliğinden düşer, ya da çıkar çıkmasına ama, bugünkü haliyle çıkmaz.
Bu haliyle olacak iş değil zaten.