PSK:"15 Temmuz 'devlet bloku' güçlendirdi'
3 Eylül 2016 günü Diyarbekir’de toplanan Kürdistan Sosyalist Partisi Parti Meclisi gündemindeki konuları görüştü. Bölge, Kürdistan ve Türkiye’deki siyasal gelişmeleri değerlendirdi, örgütlenme çalışmalarında varılan aşamayı gözden geçirdi. Ömünüzdeki dönemde yapılacak çalışmalara ilişkin kararlar alan Parti Meclisi aşağıdaki bildiriyi kamuoyu ile paylaşmayı karar altına aldı.
15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’de yarattığı sarsıntı devam ediyor. Eski ittifakları dağıtan darbe girişimi, yeni siyasi bloklaşmalara yol açıyor. Düne kadar ordu ve bürokraside kemalistler ve ulusalcıların direncini kırmak için Gülen Cemaatı ile işbirliği yapan AK Parti, bu kez de “Cemaati devletten temizlemek, kökünü kurutmak” için kemalistler ve ulusalcılara yanaşıyor.
15 Temmuz darbe girişimi, AK Parti, CHP ve MHP’den oluşan “devlet bloku”nu daha da güçlendirdi. Bu bloku oluşturan siyasi partiler HDP’yi dışlayarak kısmi anayasa değişikliği konusunda Meclis’te işbirliği yapıyorlar. Son olarak Cerablus operasyonunda olduğu gibi, “ulusal güvenlik” konusunda aynı düşünüyorlar, birlikte davranıyorlar. Kürdlerin her türlü hak talebini ve bu talep için yaptığı etkinliklerin “terör” olarak nitelendirip yasaklandığı bir ortamda AK Parti hükümetinin arkasında olduklarını dile getiriyorlar.
15 Temmuz sonrası AK Parti’nin “devleti palalel yapıdan temizlemek” adı altında başlattığı tasfiye hareketi tam bir cadı avına dönmüş durumda. Hükümet bu bahaneyle kendisine karşı olan tüm sesleri susturmak istiyor. Torba yasa çıkartırken yaptığı gibi, tüm muhaliflerini “Cemaatcı torbası”na atıyor, onbinlerce memuru, öğretmeni, polisi, subayı, akademisyeni görevlerinden uzaklaştırıyor. Basın üzerindeki baskılarını artırıyor, gazetecileri sudan bahanelerle tutukluyor. Son olarak Diyarbekir’e gelen Başbakan, toplumun barış beklentilerini karşılamak için demokratikleşme doğrultusunda yapılacakları ilan etmek yerine, “bölücü terörü destekledikleri” bahanesiyle on bini aşkın öğretmenin açığa alınacağı, yeni karakollar yapılacağı müjdesini veriyor!...
Oysa darbe girişimi engellendikten sonra, kamuoyunda darbenin bir bütün olarak toplumun yaşamından çıkartılması için ortamın uygun hale geldiğine dair iyimser bir hava oluşmuştu. Birçok demokratik güç, AK Parti hükümetine “şerden hayır çıkartmak” amacıyla demokratik adımlar atması, reformlar gerçekleştirmesi çağrısında bulunmuştu.
Hükümet, siyaset kurumunun ordu üzerindeki etkinliğini artırmak amacıyla, orduda bazı değişiklikler yapmak dışında şu ana kadar göze görünür bir adım atmadı. Asıl olarak Kürdler ve demokratik muhalefeti hedef alan OHAL ilan etmenin yanısıra, “devlet bloku” oluşturup kemalist ve ulusalcı kesimleri şimdilik hizaya getirdi. Darbe girişimi esnasında ABD ve Batılı ülkelerin kararsız tavırları nedeniyle kamuoyunda bu kesimlere yönelik oluşan güvensizliği tahrik etti; geleneksel “Batı düşmanlığı” politikasını hortlattı.
Kürdistan Sosyalist Partisi Meclisi, AK Parti öncülüğünde oluşan, demokrasi ve özgürlük karşıtı “devlet bloku”na karşı, Kürdistani partilerle demokrasi ve değişimden yana olan güçlerin iş ve güç birliği yapmaları çağrısında bulunur.
Gündemin sıcak başlıklarından birisi de Türkiye’nin Cerablus’a girişidir.
Devlet yetkililerinin iddialarının aksine, Cerablus operasyonunun amacı, sadece IŞİD’e karşı değil, asıl olarak Kürdlerin “Fıratın batısında ilerleyişlerini” durdurmaktır. Zaten devlet yetkilileri sonradan yaptıkları açıklamalarda bu niyeti, Türk devletinin asıl amacının bir müddet önce dile getirdiği “tampon bölge” oluşturup Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olma isteğini gizlemiyorlar.
Türkiye’nin, Kürdlerin her türlü kazanımını tehdit olarak gören bu tavrı bölgede barış ve istikrarın sağlanmasına hizmet etmediği gibi, durumu daha da karmaşık hale getirecektir. Türk devleti artık karar vermelidir: Güney’de IŞİD, El Nusra ve benzeri radikal İslami örgütlerle mi komşu olmak istiyor, yoksa dünya var oldukça orada olacak olan Kürdlerle mi?
PSK Parti Meclisi, bir kez daha TC devleti yetkililerine “Cerablus Operasyonu”nu bir an önce sonlandırıp birliklerini geri çekmeye, Batı Kürdistanlı Kürdlerin kazanımlarını tehdit olarak görme politikasından vezgeçmeye ve onlarla işbirliği yapmaya çağırır. Ki, bunun Kuzey Kürdistan’daki sorunun çözümüne olumlu etkisi olacaktır.
Batı Kürdistan’daki ulusal demokratik mücadelenin başarısı için gerekli koşullardan birisi de yurtsever örgütlerin birliğidir.
PSK Parti Meclisi, PYD’yi yurtseverlerin birliğini engelleyen kendini dayatma politikasından vazgeçmeye, ENKS ile işbirliği yapmaya, Güney Kürdistan’da bulunan Roj Peşmergelerinin ülkelerine geçişine engel olmamaya çağırır.
Öte yandan, 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye ve Kuzey Kürdistanı etkisi altına alan şiddet ortamı giderek derinleşiyor. Öte yandan KCK ve hükümet yetkililerinin açıklamaları, çatışmaların devam edeceğini ve kısa dönemde bir ateşkesin gündeme gelmeyeceğini gösteriyor.
Hem PKK ve hem de devlet, uluslararası ve bölgesel şartlar nedeniyle bu savaşı uzun süre yürütemezler. Kaçınılmaz olarak görüşme masasına oturacaklardır.
PSK Parti Meclisi, daha fazla can kaybının yaşanmaması, ülkemizin daha fazla yakılıp yıkılmaması için, bir kez daha PKK-KCK’yi kayıtsız şartsız ateşkes ilan etmeye, AK Parti hükümetini operasyonlara ve Kuzey Kürdistan’ın militarize edilmesine son vermeye, Kürd sorununun diyalog yolu ile çözülmesinin yolunu açacak adımları atmaya çağırır.
Parti Meclisimiz ayrıca Güney ve Doğu Kürdistan’daki gelişmeleri de değerlendirdi.
Güney Kürdistan’da bir yandan referandum için hazırlıklar yapılırken, diğer yandan Kürdistanlı örgütler arasındaki ayrılıklar, Bağdat hükümeti ve komşu devletlerin müdahalesiyle giderek derinleşiyor, kazanımları tehdit eder hale geliyor.
PSK Parti Meclisi, Güney Kürdistanlı yurtsever güçlere, ulusal kazanımların korunup geliştirilmesi için sorunlarını görüşmeler yolu ile çözme, birlik ve beraberliklerini güçlendirme çağrısını yineler.
İran İslam Cumhuriyeti’nin, Kürd halkının taleplerine baskı ve şiddetle cevap verme politikası tüm hızıyla sürüyor. Kürdlerin ulusal demokratik haklarını gaspeden İslam Cumhuriyeti, hergün kurduğu darağaçlarında, uluslararası kamuoyunun gözü önünde onlarca Kürd gencini idam ediyor.
Doğu Kürdistan halkının haklı ve meşru mücadelesinin her zaman yanında olan ve destekleyen PSK Parti Meclisi, yaşanan idamlar nedeniyle İran İslam Cumhuriyeti’ni bir kez daha protesto eder ve uluslararası kamuoyunu idamlara karşı seslerini yükseltmeye çağırır.
06 Eylül 2016
PSK- Kürdistan Sosyalist Partisi