Vecdi Erbay
Sanatçı Nurcan Değirmenci, “Hey Robara” adlı maxi single ile dinleyicilerle buluştu. Değirmenci, klip çekimleri için ise Mardin ve Diyarbakır’daki mekanları tercih etti.
Nurcan Değirmenci’yi sahnede davul çalarken görmüşlüğüm de vardır ancak Değirmenci, müzik hayatına Arif Sağ Kültür Müzik Evi’nde aldığı saz eğitimiyle başladı. Daha sonra Mezopotamya Kültür Merkezi’nde (MKM) eğitim aldı. Esas hedefine, yani şarkı söylemeye de burada ulaştı.
İstiklal Caddesi üzerindeki MKM, 1990’lı yıllarda sanatçı ağırlayan ve yetiştiren bir kurum oldu. Birçok paneli, tiyatro oyununu, filmi ve konseri buradaki sahnede izledim. MKM, aynı zamanda çok sayıda sinemacı, tiyatrocu ve müzisyen çıkardı. Sanata heves eden Kürt gençlerinin uğrak yeriydi bu efsane mekan. Nurcan Değirmenci ile de bu sıralarda tanışmış olmalıyım.
MÜZİKLE GEÇEN YILLAR
Değirmenci, MKM bünyesinde çalışma yürüten bir grup arkadaşıyla, Kirmancî (Zazaca) lehçesinde müzik yapacakları Venge Sodiri adlı grubu kurdu. Grup, ilgiyle karşılanan 'Wayir' adlı albüme imza attı. 11 kadından oluşan Koma Asmin’in kurucuları arasında yer aldı. İlk Kürt kadın müzik grubu olarak kayıtlara geçen Koma Asmin, yurt içi ve yurt dışında çeşitli konser, festival ve projelerde yer aldı.
Zamanla gruplar dağıldı ancak Değirmenci, bireysel çalışmaların yanı sıra kolektif çalışmaların içinde yer almaya devam etti. Şahiya Stranan, Koma Aheng çalışmaları derken, 2010 yılında yine MKM’nin emektar sanatçıları içinde yer alan Serhat Kural, Zelal Gökçe, Meral Tekçi ile birlikte Baba Tahirê Uryan’ın rubailerini besteledikleri 'Dubeytî' albümünü çıkardılar.
Dille söylemek kolay, Değirmenci, MKM’de 27 yılı geride bıraktı. 'Hêvîya te me', 'Bêrî' gibi 27 yıllık müzik hayatındaki bireysel çalışmalara, 'Robara' maxi single ile devam etti. Klip çekimleri için geldiği Diyarbakır’da, Spotify ve YouTube'da yayımlanan şarkılarını anlatırken 27 yıl önceki heyecanı yaşıyordu. Değirmenci’nin yeni çalışmasında akustik ve rock versiyonuyla söz ve müziği Ciwan Haco’ya ait, Nazikê ile Goyan (Uludere) yöresinde söylenen, Seyda Goyanî'nin derlediği anonim eser olan 'Hey Robara' yer alıyor.
CİWAN HACO’DAN SONRA ‘NAZİKÊ’
Maxi single için seçtiği şarkıları sorduğum Değirmenci, bu şarkıların zaten sahne repertuarında yer aldığını söyledi. 'Nazikê' şarkısını Ciwan Haco’dan dinleyip sevmiştik. Bu şarkıyı Haco’dan sonra yorumlamak biraz cesaret ister gibi geliyor bana. Değirmenci, “Elbette Ciwan Haco’dan sonra şarkıyı seslendirmek cesaret isteyen bir şey ama aslında bunu cesaret olarak da tanımlamak istemiyorum. Çünkü sonuçta Ciwan Haco ile bir yarış içinde değiliz, onunla yarışmak haddim değil. Sadece şarkıyı çok sevdiğim ve benim tarzıma, sesime ve enerjime uyduğu için farklı bir yorumla seslendirmek istedim” diyor.
Maxi single'da iki versiyonu yer alan 'Nazikê' şarkısının aranjörü Alpaslan Türer. Değirmenci bunun nedenini şöyle anlatıyor: "Alpaslan ile Haziran ayında şarkılar üzerinde çalışmaya başladık. Alpaslan ilk önce 'Nazikê' için hard rock tarzında çalışmıştı. Çok beğendim ama şarkıyı söylerken ne hissettiğimi sorduğunda, şarkı akustik bir forma dönüştü. Birden nasıl dinleyip durulduysam artık. Bambaşka bir şey oldu. Evet, benim istediğim buydu ama aklım hard rock versiyonda da kalmıştı. Sonra, neden iki versiyonu da kaydetmeyelim ki dedik. Nitekim o şekilde yaptık."
Değirmenci, 'Robara' şarkısı için Ümit Uçar’la çalıştı. Değirmenci, şarkılar için ayrı kişilerle çalışmanın nedenini, şarkıların ruhunu en iyi şekilde ortaya çıkarmak için şeklinde dile getiriyor ve ekliyor: "İki şarkının formu birbirinden çok farklıydı. Kaynak kişisi Ehemedî Heyder olan ve derlemesini Seyda Goyanî’nin yaptığı 'Hey Robara', Şırnak Uludere’ye ait geleneksel bir ezgiydi ve bunu ancak o bölgenin kültürünü almış olan, duygusuna ve müzikalitesine güvendiğim Ümit yapabilirdi."
‘İKİ AYDA BİTİRECEKTİK AMA İŞİN RENGİ DEĞİŞTİ’
Yeni çalışması için mayıs ayında hazırlıklara başladığını belirten Değirmenci, çalışma süreci ile ilgili, "En geç iki ayda biter diye planlamıştık. Fakat içine girdiğinizde işin renginin hiç de gözüktüğü gibi olmadığını anlıyorsunuz. Fotoğraf, klip, kostüm, klip çekilecek mekanlar için prodüksiyon rakamlarıyla karşılaşıyorsunuz. Aranjeyi yapan arkadaşların ayrıca farklı işleri de olduğundan ve stüdyo aşaması hiçbir zaman tam anlamıyla planlandığı gibi yürümediği için şarkıları ekim ayında tamamlayabildik."
DOĞAL PLATO: DARA ANTİK KENTİ
Değirmenci, seslendirdiği şarkıların klip çekimlerini Mardin ve Diyarbakır’da gerçekleştirdi. Diyarbakır’da doğmuş olsa da klip çekimleri için Mardin ve Diyarbakır’ı neden tercih ettiğini ise şöyle anlattı: "İstanbul’da yaşıyorum ve şarkıların ruhuna uygun olmayacağı için burada çekmeyi hiç düşünmedim. 2007 yılında kazı çalışmalarının yeni başladığı Dara Antik Kenti'ne gittiğimde, geçmişin kalıntıları beni inanılmaz biçimde büyülemişti. Bol bol fotoğraf çekmiştim. 'Burada bir klip çekilse ne güzel olur', diye aklımdan geçirmiştim. Tabii araya hayat girdi, 15 yıl burada çok sayıda klip çekilmiştir diye düşündüm. Ama klip yönetmeni Kerem Pola, ‘Kürt sanatçılardan kimse burada klip çekmedi diye biliyorum’ dedi. ''Nazîkê’nin akustik versiyonunu Dara’da çekmeliyiz', dedim.”
‘BENİ BULAMAZSAN ÜZÜLME’
Dara’nın insanı zamandan koparan bir yer olduğunu söyleyen Değirmenci, dev su sarnıçlarının, zindanların, mağaraların yanı sıra mezar odalarının kendisini etkilediğini söyledi. Değirmenci, şu anda galeriye dönüştürülen mezar odalarında ekibe eşlik eden rehber Sinan’ın, 3 bin yıl önce burada yazılmış bir şiir okuduğunu söyledi: “Beni bulamazsan üzülme,/Eşyaları bulacaksın./Kestiğim taşları, açtığım yolları,/İşlediğim heykelleri bulacaksın./Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden,/Parmak izlerimiz değecek birbirine.”
Bu doğal platonun her bir köşesinin ayrı bir sahne olduğunu belirten Değirmenci, şarkının hard rock versiyonunu da Diyarbakır’da Sülüklü Han’a ait olan Alipaşa Mahallesi’nde restorasyonu tamamlanmış bir Diyarbakır konağında çektiklerini söyledi.
GELİYÊ GODERNÊ, HEY ROBARA’YA MEKAN OLDU
Geliyê Godernê Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde, gözden ırak olduğu için korunmuş doğal güzel alanlarından biri. Değirmenci, Hey Robara şarkısı klibi için Geliyê Godernê’yi tercih etti. Değirmenci, “Hey Robara şarkısı doğayı, nehri, ördekleri anlatan bir eser olduğu için öyle bir alanda çekmek istedik” diyor.
Geliyê Godernê’ye ulaşmak için arabayla belli bir yere kadar gittikten sonra yürümek gerekiyor. Çekimlerini Kerem Pola, kurgusunu Lezgin Çelebi’nin yaptığı klibin mekanını, Değirmenci şöyle tarif etti: “Uçurum kenarı, kaygan zeminde biraz zorlu bir yürüyüş oldu ama bildiğiniz saklı cennet tanımı burası için çok uygundu sanırım. Nehre akan bir şelale ve yeşilin her tonu mevcuttu burada. Şarkı mekanla bütünleşmiş oldu.”
KÜRTÇE MÜZİK HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL
Şarkılar, “Robara” adıyla maxi single olarak Spotify’da yayına girdi. İlk klip Değirmenci’nin Youtube kanalından yayınlandı. Diğer iki klibin yayınlanması için son rötuşların tamamlanması bekleniyor.
Kürtçe müzik yapan sanatçıların karşılaştığı baskılara değinmeden geçemeyecektik. Değirmenci, Kürt sanatçıların karşılaştığı zorluklar için ayrıca şunları da ekledi: “Kürtçe müzik yapan sanatçılar için bireysel çalışma yapmak çok zor. Ancak dijital platformlarda yaşam alanı bulabilmeleri de çok sıkıntılı. Kürtçe, dil olarak kategori bile edilmemiş. Kendi öz gücünle, eş dost desteğiyle bir yerlere ulaşmaya çalışıyorsun. Ne yazık ki Kürtçe müzik hala hak ettiği yerde değil.”