5 gün haber alınamayan Gökhan Güneş: ‘Biz görünmeyenleriz' diyenler tarafından kaçırıldım
İstanbul Başakşehir’de 20 Ocak’tan bu yana haber alınmayan elektrik işçisi Gökhan Güneş, beş günün ardından sabah saatlerinde evine döndü.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi'nde basın açıklaması yapan Güneş, “Çıplak darp edildim, tecavüz ile tehdit edildim” dedi.
Başına gelenlerin sosyalist kimlik taşıması ile alakalı olduğunu savunan Güneş, kendisinin kaçırıldığını söyleyerek yaşadıklarını şöyle anlattı:
"20 Ocak tarihinde işe gitmek için biraz geç saatlerde çıkmıştım. Ortalama saat 12.00 civarında otobüsten indim, durakta kaldırımda bekleyen 4 kişi vardı. Bir tanesi 'pardon bakar mısın' tarzında konuştu. Arkamı dönüp ona baktığımda, bir anda hepsi birlikte üzerime çullandı. Sayının o esnada arttığını gördüm. Bir tane araca bindirmeye çalıştılar. Daha sonra ben direndim. Direnci ortadan kaldırabilmek için elektroşok aletiyle elektrik verdiler. Kendime geldiğimde bir arabadaydım. İki kişi koluma girmiş. Kafamı aşağı eğmiş bir çuval geçirmişti. Başka bir arabaya bindirdiler. Bir yere götürdüler, neresi olduğunu bilmiyorum, hiçbir şekilde görmedim.''
''Sistematik işkence uygulandı, tecavüz ile tehdit edildim''
Kendisine sistematik olarak işkence uygulandığını söyleyen Güneş kaba dayak ve üzerinde iç çamaşırı kalacak şekilde çıplak aramaya maruz kaldığını ve tecavüz ile tehdit edildiğini söyledi.
"Elektrik verme, kaba dayak, ara ara soğuk suyla ıslatarak şiddet uygulama... Genelde bu uygulamalar gerek çıplak olarak gerek sadece iç çamaşırı olacak şekilde uygulandı. Bazı anlarda mezar dedikleri bir bölüm var, sadece ayakta durabildiğiniz elinizi kolunuzu kıpırdatamadığınız gözünüzün bağlı ve ellerin arkadan kelepçeli oldu bir bölüme hapsedildim. Tehditler, teklifler yapılıyor. Yanı sıra tecavüz tehditleri gerçekleşiyor.''
''Bu kişiler kendilerini 'Biz görünmeyenleriz' olarak tanıttı''
Aynı zamanda ajanlık teklifinin de yapıldığını aktaran Güneş, bu kişilerin kendilerini ‘biz görünmeyenleriz’ şeklinde tanıttıklarını belirtti.
"Birkaç kez 'bizim kim olduğumuzu biliyor musun' diye sordular. Benim onlara muhtemelen istihbaratçısınız söylemlerim üzerine evet ya da hayır demediler. Fakat bazı konuşmalarında ‘biz görünmeyenleriz’ şeklinde söylemleri oldu. Sabah saatleriymiş bir arabaya bindirildim, gözlerim bağlı. Dört kişi vardı muhtemelen. Arabaya bindirilmeden önce, zaten üzerimdeki kıyafetlerim kendime ait değildi. Sadece pantolonum bana aitti. İç çamaşırlarım, çorap, gömlek bana ait değildi, onlar verdiler. Çıkış yapmadan önce, boyun koltuk altları, vücut bölgemi temizlemeye dönük işlemler yaptılar kolonyayla. Üzerimi giydirdikten sonra parfüm falan sıktılar montuma. Bırakmadan önce, bana onların şef dediği kişi, ‘hiçbir şeyini almadım, sadece sim kartını alıyorum bilgin olsun’ dedi. Ne için olduğunu sordum. Cevap vermedi. Git ister aynı hattı çıkar, ister değiştir dedi. Daha sonra arabaya bindirildim. İnmeden önce kafam normal şartlarda bir peçeyle bağlı, üzerine bir bez geçirilmiş çuval tarzında onu çıkardılar. Gözümü açtıktan sonra fark ettim, bıraktılar. İleri yürü, önün açık sakın arkana bakma sadece ileri yürü dediler. Ben biraz mesafe gittikten sonra gözümü açtım. Sabah erkenmiş bilmiyordum akşam saati tahmin ediyordum bir güvenlik görevlisinden taksi çağırmasını rica ettim, taksiye bindim. Ailemin evine gelmişim."
İHD İstanbul Başkanı Gülseren Yoleri: Hüseyin Galip Küçüközyiğit'ten de 29 Aralık’tan bu yana haber alınamıyor
Basın açıklamasında konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ise 29 Aralık’tan bu yana haber alınamayan Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in durumuna dikkat çekti.
Gözaltında kaybedilmeye çalışılan herkes için aynı duyarlılıkla çalışmaya devam edilmeli dedi.