Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell, yeni jeopolitik gelişmeler ışığında Avrupa savunmasını hızlandıran ve "operasyonel bir Avrupa ordusu kurulmasını" öngören "Avrupa Stratejik Pusula" çalışmasını tamamladı. Bugün projeyi AB komiserlerine sunan Borrell, Pazartesi günü de AB Savunma ve Dışişleri bakanları ile projeyi tartışacak. Proje, Avrupa'nın gerekirse "yurt dışına ortak askeri harekat düzenlemesi için 5 bin kişilik operasyonel bir ordu" kurulmasını ve savunma bütçelerinin artırılmasını öngörüyor.
NATO'nun yeni stratejik gelişmelere ayak uydurabilmek ve ittifakı yenilemek için hazırladığı "Stratejik Konsept" çalışmasının ardından, Avrupa Birliği de, yeni savunma ilkeleri, hedefleri ve bunun için gerekli olan askeri ve lojistik alt yapıyı hazırlamak üzere bir süredir önce "Stratejik Pusula" projesine başlamıştı. Proje hakkında, Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell yönetiminde hazırlanan raporun 28 sayfalık taslak bölümü bugün medyaya sızdı.
Komiserlere sunulacak taslağın girişinde yeni jeopolitik dengeler karşısında "Avrupa'nın tehlikede" olduğu uyarısı yapılıyor ve yeni tehditler konusunda tespitler yer alıyor. Taslak metinde, "AB üyesi ülkelerin siber güvenlik, hava ve deniz kuvvetlerinde yüksek eğitimli askeri gücünü iki katına çıkarmasına rağmen, AB'nin eğitim ve yardım misyonlarının mütevazi kaldığı, üye devletlerin ABD'nin lojistik, komuta ve kontrol yeteneklerinden yoksun olduğu, bu koşullarda ABD'nin istihbarat toplama yeteneğiyle de boy ölçüşecek durumda olmadığı" vurgulanıyor.
Taslakta özellikle, Avrupa sınırlarındaki devletlerin yetersiz kaldığı durumlarda AB'nin "barış gücü göndermesi veya vatandaşları tahliye etmesi gibi ihtiyaçlara yanıt verebilecek bir güç oluşturulmasına yer veriliyor. Taslağın önsözünde, geçmişteki savunma projelerinin başarısızlıklarına atıfta bulunan Borrell, Stratejik Pusula'nın "sadece yeni bir AB belgesi olmadığını" vurgulayarak, "Bu seferki fark, jeopolitik bağlamın değişme hızında yatıyor. Değişim, savunma alanında eyleme geçmeyi daha acil hale getiriyor. Karşılaştığımız tüm tehditler yoğunlaşıyor ve üye devletlerin bireysel olarak başa çıkma kapasitesi yetersiz kalıyor" dedi.
AB'nin savunma belgesi niteliğindeki yeni "Stratejik Pusula" taslağında, Birliğin karşı karşıya olduğu tehditler ortaya konuyor; taslak, AB'nin önümüzdeki 5 ila 10 yıl için, güvenlik ve savunma alanında ortak bir stratejik vizyon çerçevesinde, "dayanıklılık, kapasite geliştirme ve ittifaklar geliştirmesini" kapsıyor.
Rusya ve Çin tehdidi
AB'nin diplomasi bölümü ve ulusal güvenlik kurumları tarafından yazılan yeni projenin ilk bölümünde, AB ve dünyadaki güvenlik riskleri tanımlanıyor, AB’nin karşı karşıya olduğu bölgesel tehditler sıralanıyor. Rusya ve Çin tehdidinin öne çıktığı taslak metinde, "Rusya'nın ortak bölgedeki ve diğer bölgelerdeki eylemleri, AB'nin dünya görüşü ve çıkarlarıyla çelişiyor. Ancak AB stratejisi, Rusya'yla, iklim gibi belirli konularda çalışmaya devam etmek yönündedir" deniliyor.
Belgede, Çin "Giderek artan bir şekilde bölgesel gerilimlere dahil olan bir müttefik, ekonomik ve sistemik bir rakip" olarak tanımlanıyor ve "Çin'in artan bu eğilimine rağmen, korsanlıkla mücadele, iklim ve güvenlik gibi ortak çıkar alanlarında işbirliğine devam edeceğiz" ifadesine yer veriliyor.
Taslakta, ulusal istihbarat teşkilatları AB'nin tehdit analizini "2025'ten itibaren en az 5 yılda bir veya gelişen stratejik ve güvenlik bağlamı gerektiriyorsa daha erken" gözden geçirmeye davet ediliyor.
Operasyonel Avrupa ordusu
Stratejik Pusula’daki en tartışmalı önerilerden biri, 2025 yılına kadar AB bünyesinde, hızlı operasyonel kapasitesi olan "kara, hava ve deniz güçlerinden oluşan 5 bin askerlik bir AB askeri gücü" oluşturulması önerisi. Taslağa göre, bu askeri gücün, "yaklaşan tehditlere yanıt vermek veya bir kriz durumuna, örneğin düşmanca bir ortamda bir kurtarma ve tahliye görevine veya bir istikrar operasyonuna hızlı bir şekilde yönlendirilmesi" ve 2023'ten itibaren düzenli olarak ortak tatbikatlar yapması öngörülüyor.
Operasyon kararını kim alacak?
Şimdiye kadar, kriz durumlarında, bu tür bir askeri operasyon için, tüm üye devletlerin "oybirliği" gerekiyordu. Yeni taslakta, kriz durumlarında acil karar alma zorunluluğuna atıfta bulunarak, daha hızlı bir operasyon kararı için "daha esnek karar verme yöntemleri" öneriliyor. Diğer bir deyişle ülkelerin operasyona katılması gönüllülük esasına dayanıyor ve "genişletilmiş bir ortak maliyete katkı yapan, hareket etme isteği ve kapasitesi olan AB devletleri tarafından yönetilen koalisyonların katılmasını" öngörüyor. Ancak bazı üye devletler, bu öneriye karşı, "oybirliğinin yol gösterici ilke olarak kalması gerektiğini" savunuyor.
"NATO ittifakı ana güvenlik garantisi"
Projenin tartışılan bir başka yanı da NATO dururken AB'nin yeni bir ordu kurmasından duyulan rahatsızlık. Polonya gibi bazı AB ülkeleri Rusya'ya karşı ABD ve NATO şemsiyesini kaybetme endişesiyle Avrupa ordusu projesine soğuk bakıyor. Taslak metinde bu endişelere yanıt verilerek, AB-NATO ilişkileri konusunda, yıl sonundan önce sunulacak ve gelecekteki işbirliği için bir pusula işlevi görecek yeni AB-NATO Ortak Deklarasyonu'na atıfta bulunuluyor. Ayrıca, kriz yönetimi operasyonları, askeri yeteneklerin geliştirilmesi, tatbikatlar, askeri hareketlilik ve ortaya çıkan yeni tehditlerde daha yakın işbirliği vaat edilerek, NATO ittifakı 'ana güvenlik garantisi' olarak tanımlanıyor.
Taslakta ayrıca AB'nin "İngiltere ile güvenlik ve savunma konusunda angajmana açık" olduğu ve Batı Balkanlar, Doğu ve Güney komşuları, Hint-Pasifik bölgesi ve Latin Amerika ile diyalogları güçlendirme taahhüdünde bulunduğu belirtiliyor.
Strateji Pusulası taslağında, özellikle, AB'nin Hint-Pasifik bölgesinden başlayarak potansiyel ilgi alanlarındaki deniz varlığını genişletmesini sağlaması öneriliyor; bölgedeki müttefikler Japonya, Güney Kore, Hindistan, Endonezya ve Vietnam ile daha sık devriye ve deniz tatbikatlarını içeren bir strateji öngörülüyor.
Stratejik araç ve yatırım ihtiyacı
Belge, hızlı müdahale ekipleri oluşturma ve siber saldırılara karşı caydırıcılığı sağlama taahhüdü dahil olmak üzere, çok sayıda tehditle başa çıkmak için savunma gücünü artırmak ve siber saldırılara karşı yaptırım uygulanmasını içeren bir dizi yeni öneri de getiriyor. Buna göre, AB, 2023'ün sonuna kadar uzay riskleri ve uzay programına yönelik tehditlerle başa çıkmak için bir strateji benimseyecek.
Ayrıca, üye devletlerden, önümüzdeki yıllarda ulusal savunma bütçelerini artırmaları, 2027'den bir sonraki AB bütçesinde Avrupa Savunma Fonu gibi AB ortak savunma girişimlerine mali taahhütlerini artırmak için çalışmaları gerektiği belirtiliyor.
Teklif ayrıca, 2022 yılına kadar Avrupa Savunma Ajansı (EDA) bünyesinde bir savunma inovasyon merkezinin oluşturulmasını da öngörüyor.
Mart ayında oylanacak
İngiltere'nin AB'den ayrılması, ABD eski Başkanı Donald Trump'ın "ABD artık sizin savunmanızı ödemek istemiyor" açıklaması ve ABD'nin Avrupa'ya rağmen Afganistan'dan hızla çıkma kararı AB hükümetlerini, savunmada AB'nin rolünün güçlendirilmesi için daha etkin rol almaya zorladı.
Borrell tarafından hazırlanan "Stratejik Pusula" projesi, AB komiserlerinin ardından, 15 Kasım'da toplanacak AB Savunma ve Dışişleri Bakanlarına sunulacak. Bu toplantıda ortaya çıkacak uzlaşma metni üye ülke hükümetlerine iletilecek. Projenin, Fransa'nın dönem başkanlığında Mart ayında yapılacak liderler zirvesinde onaylanarak yürürlüğe girmesi hedefleniyor.