Avrupa Komisyonu’nun Türkiye raporunda Türkiye’nin Hamas politikasının AB ile tamamen zıt olduğu vurgusu yapıldı. Raporda demokrasi ve insan hakları alanlarında ise gerileme gözlemlendiği belirtildi.
Avrupa Komisyonu’nun Avrupa Birliği (AB) ile katılım müzakereleri yürüten ya da üyeliğe aday ülkelere ilişkin 2023 raporları bugün yayımlandı.
Raporda, Türkiye’de demokrasi, insan hakları, temel hak ve özgürlükler, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı alanlarında ilerleme olmadığı ifade edilirken, dış politika konusunda Türkiye ile AB arasındaki görüş ayrılıklarına yer verilmesi dikkati çekti.
Türkiye raporunun dış politika bölümünde Ankara’nın “tek taraflı” dış politikasının “AB’nin dış ve güvenlik politikalarıyla çeliştiği” görüşü savunuluyor; Türkiye’nin AB dış ve güvenlik politikalarının sadece yüzde 10’u ile aynı çizgide olduğu kaydediliyor.
Bu kapsamda Türkiye’nin Hamas konusundaki tutumuna değinilerek, Ankara’nın Hamas’ı “terör örgütü olarak kınamak ve tanımlamaktan kaçındığı” ve İsrail’in Hamas’a verdiği cevabı şiddetle eleştirdiği belirtiliyor. Raporun bu bölümünde “7 Ekim 2023 tarihinde İsrail’i hedef alan saldırılar sonrası Türkiye’nin Hamas terörist grubuna destek retoriği AB’nin yaklaşımıyla kesinlikle uyuşmamaktadır” ifadeleri kullanılıyor. İki tarafta sivillerin yaşamını yitirmesini kınadığı belirtilen Ankara’nın İsrail ile Hamas arasında arabulucu olmayı önerdiği de not ediliyor. Hamas, AB’nin terör örgütleri listesinde yer alıyor.
Rusya faktörü
Rapor, Ankara’nın BM Genel Kurulu’nda Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını kınamakla birlikte, AB’nin Rusya’yı hedef alan yaptırımlarına katılmadığına da işaret ediyor. Türkiye’nin AB, ABD ve Birleşik Krallık menşeli kimi malların Rusya’ya ihracatına yönelik yasağı uygulamaya başladığı, ancak kimi hassas teknoloji ürünlerinin Türkiye üzerinden Rusya’ya taşınmaya devam ettiği mesajı veriliyor. Türkiye’nin başta enerji sektörü olmak üzere Rusya ile ticari ve ekonomik bağlarını yoğunlaştırdığına dikkat çekiliyor.
Suriye sorununa politik çözüm olmaksızın Rusya destekli Suriye rejimi ile yakınlaşmanın da AB politikalarıyla uyuşmadığı kaydediliyor.
Rapora göre Kıbrıs meselesi Türkiye-AB ilişkilerinin belli başlı sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Komisyon, Ankara’nın savunmaya başladığı “iki devletli çözüm” politikasının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına aykırı olduğunu söylüyor. Soruna kalıcı çözümün ancak BM çatısı altında ve BMGK kararları çerçevesinde mümkün olabileceğini tekrarlıyor. Yunanistan’la ilişkilerde ise Şubat 2023’ten bu yana yumuşama gözlemlendiği not ediliyor.
Demokraside geri vites
Raporun demokrasi, insan hakları, temel hak ve özgürlükler, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığına ilişkin bölümleri ise eksilerle dolu. Avrupa Komisyonu bu alanlarda geçen yıla oranla hiçbir ilerleme kaydedilmediğini, hatta gerileme gözlemlendiğini belirtiyor.
Bu yıl 14 ve 28 Mayıs’ta gerçekleşen seçimlerin “taraflı medya yayıncılığı altında” ve “eşit olmayan şartlarda” yapıldığını söylüyor.
Raporda, demokratik kurumların işleyişinde “ciddi eksikler” olduğu, kuvvetler ayrılığı sisteminin işlemediği, siyasi çoğulculuğun ise “muhalefet partileri ve kimi milletvekillerinin hedef alınması nedeniyle baltalandığı” not ediliyor. Türkiye’nin, bir Avrupa Konseyi üyesi ülke olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uymakla yükümlü olduğu hatırlatılıyor.
Yolsuzlukla mücadelede etkin bir mücadele politikası geliştiremediği belirtilen Türkiye’nin şeffaflık ve hesap verebilirlik konularında ciddi adımlar atması gerektiği görüşüne yer veriliyor. Örgütlü suçlarla mücadelede operasyonel başarıya rağmen AB kolluk kuvvetleriyle daha fazla iş birliği ve bilgi paylaşımı isteniyor. Kara paranın aklanması ve terörün finansmanıyla mücadelenin FATF ve Venedik Komisyonu tavsiyeleriyle uyumlu yapılması gerektiği kaydediliyor.
Göç diyaloğu
Türkiye’nin göç ve iltica politikalarında bir yıl öncesine oranla bazı ilerlemeler kaydettiği belirtilmekle birlikte, Türkiye ile AB arasında Mart 2016’da imzalan mutabakat gereği Yunan adalarından gelen düzensiz göçmenlerin geri alınması isteniyor. Bu yılın ilk yarısında Türkiye üzerinden AB’ye giriş yapan düzensiz göçmen sayısının 2022’nin ilk yarısına oranla daha az olduğu not ediliyor. Türkiye ile AB arasında göç konusunda bir sonraki üst düzey diyalog toplantısının 23 Kasım 2023 tarihinde gerçekleşeceği bildiriliyor.
Yeni bir Türkiye raporu geliyor
Raporun açıklanması sonrasında Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’nda sunum yapan Avrupa Komisyonu temsilcisi Oliver Varhelyi, Türkiye ile katılım müzakerelerinin “2018’den bu yana ilerlemediğini ve Türkiye’nin AB’den uzaklaşmaya devam ettiğini” savundu. Türkiye’nin son bir yılda bu gidişatı tersine çevirmediği sonucuna vardıklarını belirten Varhelyi, “demokrasi, hukuk devleti, temel haklar ve yargı bağımsızlığı alanlarında geriye gidildiğini” söyledi. Türkiye ile terörle mücadele, ekonomi, enerji, güvenlik, göç ve ulaşım gibi müşterek çıkar alanlarında iş birliğinin devam ettiğine dikkat çeken Macar temsilci, AB’nin Türkiye ile “karşılıklı çıkara dayalı ilişkiden yana olduğunu” da sözlerine ekledi. Varhelyi, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi perspektifinde öneriler içeren yeni bir raporun bu ay içinde Avrupa Komisyonu tarafından açıklanacağını duyurdu.
Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor ise Türkiye’nin hiçbir ilerleme kaydetmemiş olduğuna işaret ederek, AB ve Ankara tarafından ortaklaşa kabul edilecek yeni ilişki formülleri üzerinde çalışılmaya başlanması önerisini bir kez daha dile getirdi.