Ankara ile Washington hattındaki sorunların ve ihtilafların sonu gelmek bilmiyor.
Türkiye’nin Kuzey Suriye (Rojava Kürdistanı) operasyonları, Rusya’dan satın alınan S-400 hava savunma sistemleri nedeniyle daha da gerilen ve Washington’un Ankara’yı bir dizi yaptırımla cezalandırdığı süreçte, ABD’nin odaklandığı ve peşine düştüğü bir başka husus ise, IŞİD’li cihatçıların para akışını ve transferini Türkiye üzerinden gerçekleştirdiğini ortaya koyan isim ve bağlantıları.
Voice of America’da Namo Abdulla imzasıyla yayımlanan 5 Ağustos tarihli, “ABD’nin IŞİD’in finansörüne yönelik başlattığı yasal işlemler, cihatçıların para transferinin Türkiye üzerinden sürdüğünü gösterdi’ başlıklı haberde, IŞİD’e para transferinde aracı rol oynadığı belirtilen Türkiye merkezli Rawi Ağı’na dikkat çekildi.
ABD’nin Rawi Ağı’nı takibe alması yeni bir durum değil. 2019 yılının temmuz ayında da, ABD Hazine Bakanlığı Dış Varlıklar Kontrol Dairesi Başkanlığı (U.S. Department of the Treasury’s Office of Foreign Assets Control -OFAC), Rawi Ağı’nın İŞİD’e para trafiğinin önemli bir bölümünü Türkiye üzerinden gerçekleştirdiğini açıklamıştı.
Hazine Bakanlığı, IŞİD’nin Türkiye’de döviz bürolarının bulunduğunu belirtmiş ve İŞİD’in para trafiğini yöneten Irak merkezli Rawi ailesine ait ‘Rawi Network’ün Türkiye’de Samsun, Şanlıurfa ve İstanbul’da döviz büroları olduğu tespitinde bulunmuştu. Rawi Ağı’nı yöneten ailenin Türkiye, Belçika, Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren altı üyesi kara para aklamak ve para transferinde IŞİD’in finansmanında oynadığı rol nedeniyle ABD tarafından yaptırım listesine alındı.
Geçen yılki bu gelişmenin ardından, ABD Hazine Bakanlığı son olarak, salı günü itibariyle Rawi Ağı’nın ve ailenin kilit isimlerinden olan Adnan Muhammed Emin el Rawi’yi yaptırım listesine aldı ve Emin el Rawi’yi, ‘Türkiye’de IŞİD’e para transferinden sorumlu isim’ olarak nitelendirdi.
Haberin devamında, Türkiye merkezli Rawi Ağı, ailenin IŞİD bağlantısı ve ABD Hazine Bakanlığı’nın konuyu yakından takip etmesiyle ilgili şu detaylar dikkat çekti:
“Geçen hafta, ABD Hazine Bakanlığı’nın adı kötüye çıkan Türkiye merkezli Rawi Ağı’nın, Suriye’de IŞİD’e gerçekleştirilen para transferini kolaylaştığı yönündeki tespitinin ardından, cihatçıların Türkiye’yi Suriye’deki eylemlerini finanse etmekte kullanmaya devam ettiği kaygıları yeniden gündeme geldi.
Iraklı bir aile tarafından kurulan Rawi Ağı, ABD hükümetinin on yıllardır radarında. 1990’lı yıllarda, bu ağ Irak’ta Saddam Hüseyin rejimine kayıtdışı para transfer ederek yardım etmekle suçlanıyordu. Böylece, yaptırımları deliyor, resmi bankacılık sisteminin arkasından dolanarak petrol alış ve satışı yapıyordu.
Rawi ailesi, 2019 Kasım’ında, ABD Hazine Bakanlığı’nın Türkiye, Irak ve Belçika’da faaliyet gösteren altı üyesini yaptırım listesine almasıyla bir kez daha gündeme geldi. Döviz büroları aracılığıyla para takası ve transferi yapan şirketler, IŞİD’in Irak ve Suriye’deki sempatizanlarını finanse eden bir mekanizmanın unsurları olarak kullanıldı.
Hazine Bakanlığı’na göre, yaptırım listesine alınan Adnan Muhammed Emin el Rawi, IŞİD’in Türkiye’deki para transferinden sorumlu kişi olarak tanımladı. Hazine Bakanlığı, Rawi’nin, IŞİD’i maddeten desteklediğini, sponsorluğunu yaptığını ve örgüte finansal, teknolojik, materyal destek sağladığını belirtti ve bir önceki finans emiri Fawaz el Rawi’nin koalisyon tarafından 2017’de düzenlenen hava saldırısında öldürüldüğünü hatırlattı.
Rawi ailesi, pek çok ülke ve hükümeti tarafından yakından bilinirken, uzmanlar bu ağın IŞİD Karşıtı Koalisyon’un bir üyesi olan Türkiye’de faaliyet göstermeye devam ettiğini sorguluyor.
Türkiye uzmanı Aykan Erdemir, ‘Rawi Ağı’nı ve benzerlerini hedef alan kararlar, çeşitli cihatçı grupların Türkiye’nin aşırı müsamahakar ortamını nasıl suistimal ettiğini yansıtıyor’ yorumunu yaptı."