Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'de PBS kanalına yaptığı açıklamalara Avrupa Birliği'nden tepki geldi. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Peter Stano, Erdoğan'ın "Avrupa Birliği 52 yıldır bizi devamlı oyalamıştır." sözleriyle ilgili olarak "AB'yi suçlamak yanlış" dedi.
Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olmayı hedefledikleri sözlerinin hatırlatılması üzerine "İster istemez farklı arayışlar içerisine girme durumunda olabiliriz. AB bizi yanına yaklaştırmayacak ve ondan sonra da 'Niçin şurayla görüştü, niçin burayla görüştü?' diyecek. Görüşürüm. Bu görüşmeleri yaparken de biz Avrupa Birliği'ne bu noktada hesap verecek değiliz" ifadelerini kullandı.
Euronews'e konuşan Peter Stano, şunları söyledi:
"Şangay İşbirliği Örgütü ile AB iki farklı organizasyondur ve AB adayı da olsalar ülkeler kimlerle görüşeceklerine kendileri karar verirler. Türkiye'nin hangi organizasyonla isterse onunla görüşme hakkını reddedecek değiliz."
'Görüşmeyin' veya 'neden görüştünüz?' gibi yaklaşımlarda bulunmadıklarını ve bulunmayacaklarını belirten Stano, Türkiye'nin bu ülkelerle yakınlaşmasına neden olacak adımların AB'den ziyade NATO'yu ilgilendirebilecek bir konu olduğunu kaydetti.
Stano, Erdoğan'ın yeni arayışlar için AB'yi sorumlu tutması konusunda ise "Bu anlamda AB'yi suçlamak ve sorumlu tutmak tamamen yanlış. AB her yıl 'ilerleme raporları' ile Türkiye'nin durumunu ve geri gidişini kanıtlarıyla ortaya koymuştur. Bu konuda AB hakkaniyetli davranmaktadır. İlerleme gösteren ve reformlarını gerçekleştiren ülkelere engel çıkarılmaz." değerlendirmesinde bulundu.
"Ankara'nın Rusya'ya seçenekler sunmayı bırakması gerekiyor"
Türkiye'nin müzakere süreci donmuş olsa bile AB'ye aday ülke olduğunu hatırlatan Stano, Rus yaptırımlarıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Türkiye AB'nin önemli bir komşusu. Ankara'nın, AB tarafından uygulanan kısıtlayıcı önlemleri atlatmak adına Rusya'ya seçenekler sunmayı bırakması gerekiyor. Ancak biz Rusya konusunda Türkiye dahil tüm ülkelerden dış politikalarını AB'nin siyasi kararları ve politikalarıyla uyumlu hale getirmelerini bekliyoruz. Bu sadece Türkiye'ye özel bir beklenti değil."