Haber Merkezi - Suriye ordusunun 27 Şubat’ta İdlib’de TSK’ya yönelik hava saldırısında 34 askerin hayatını kaybetmesinin ardından Türkiye ülkesindeki mültecilerin Avrupa’ya geçişi için tek taraflı açık kapı politikası uygulamaya başladı. Kapının tek taraflı açılmasının ardından mültecilerin Yunanistan sınırındaki bekleyişi sürerken Yunanistan geçişlere izin vermeyeceğini duyurdu. Türkiye’nin yapılan mülteci anlaşmasına uyması çağrısında bulunan Avrupa Birliği ise “İdlib'de yerlerinden olanlar konusunda Avrupa ek yardım sağlamaya hazır” açıklamasında bulundu.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’nin Suriye’de insani koşulların iyileştirilmesi için 170 milyon euro yardım yapacağını açıkladı. Borell, Ankara’da düzenlediği basın toplantısında, "Suriye'de zor durumdaki insanlara yardım etmek amacıyla 170 milyon euro tutarında ilave insani yardım yapacağımızı ilan ediyoruz. " dedi. AB temsilcisi, miktar içinden 60 milyon euro’nun Suriye’nin kuzeydoğusundaki insani kriz için harcanacağını ifade etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel arasında gerçekleşen görüşme sonrası, Birlik adına yapılan açıklamada, "İdlib'de yerlerinden olanlar konusunda Avrupa'nın ek yardım sağlamaya hazır olunduğu" kaydedildi.
Açıklamada, "gerekli" olduğu belirtilen görüşmenin "açık sözlü" bir ortamda geçtiği ifade edildi. Suriye'de kalıcı bir ateşkes ve siyasi çözümün ivedilikle sağlanması gerektiği de belirtildi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise görüşmelere ilişkin yaptığı açıklamada, AB ile imzalanan geri kabul anlaşmasının "temel hükümlerinin uygulanmasını istediklerini" kaydetti. Kalın, "Türkiye yükümlülüklerini yerine getirdi. Ancak Türkiye'nin de kapasitesinin bir sınırı var. Bu akına neden olan siyasi kargaşa sürdükçe Türkiye'nin bu yükü tek başına kaldırması mümkün değil" dedi.
Öte yandan Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara'da görüştüğü Josep Borrell'e "düzensiz göçmen" kriziyle ilgili Türkiye'nin tutumunu aktardığını ve AB'nin sorumluluk almasını istediğini bildirdi.