Deeplina Banerjee
Afganistan’da yönetimi yeniden ele geçiren Taliban, ülkedeki kadınların, kız çocukların ve cinsel azınlıkların hayatını tehdit ediyor.
Dünya, Afganistan'ın devlet başkanı Eşref Gani’nin 15 Ağustos günü ülkeden kaçışını şaşkınlık içinde izledi. Taliban ülkenin başkenti Kabil’i işgal etti ve uluslararası haber kanalları ve sosyal medya, yaklaşmakta olan Taliban rejiminden umutsuz biçimde kaçmaya çalışan Afganların sarsıcı fotoğraflarıyla dolup taşmaya başladı.
Afganistan’da yaşanan insani kriz, küresel bağlamda insan haklarına büyük bir darbe indirilmesi anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler, ülkenin sivil kayıplar ve aşırı şiddet olaylarında bir artışa tanık olacağını açıkladı. Afganların yüzde 80’inden fazlası sürmekte olan çatışmalar yüzünden ülke içinde yerlerinden edilmiş durumda ve kız çocuklar, kadınlar ve cinsel azınlıklar kitlesel şiddet karşısında savunmasız durumda.
Taliban barışçıl bir iktidar devri gerçekleştiğini öne sürse de hareket halindeki bir ABD Hava Kuvvetleri uçağının tekerleklerine çaresizce tutunan insanların videosu bunun tam tersini gözler önüne seriyor. Taliban, kendi emirliklerini kurma hazırlığı yaparken kadınların yaşamları tehlikeye giriyor.
TEHDİTLER
Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinin ardından kadın hakları ve özgürlükleri tehdit altında. Afgan sinemacı Sahraa Karimi yayınladığı bir açık mektupta, Taliban’ın devleti ele geçirdiği süreçte işlediği cinayetleri ve katliamları ayrıntılı biçimde anlatırken militanların çocuklarla evlendiklerini ve ‘yanlış’ kıyafetler giyen kadınları öldürdüklerini aktardı. Taliban’ın, kadınların eğitim görmesine karşı olduğu biliniyor. Yaşanan bir olayda, Taliban, Herat bölgesinde bulunan bir kız okuluna tehdit olarak kefen gönderdi. Ve Helmand eyaletinde, kız çocuklar için örgün eğitim sistemi bulunmuyor.
ŞİDDETTE ARTIŞ
Taliban’ın kontrol dışı yükselişi Afgan kadınları açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Taliban egemenliği altında, kadınlar burkalarının boyu yüzünden veya tırnaklarını boyadıkları için şiddete maruz kaldılar ve insanlar cinsel yönelimleri nedeniyle korkunç bir şekilde idam edildiler. Afganistan’da kurulan Taliban rejiminin ilk döneminde, kadınların yanlarında erkek bir akrabaları olmadan yolculuk etmelerine izin verilmedi ve aşırı bağımsız biri olarak algılanmaları durumunda cezalandırıldılar.
Afganistanlı kadınların büyük kısmı baskıcı bir geçmişe geri dönmekten korkuyor. Taliban, kadın haklarını şeriat yasalarına uygun ve onay gören sınırlar içerisinde koruyacağını beyan etti. Verilen güvenceye karşın, bir Afgan kadın gazeteci Euronews’la yaptığı söyleşide, çok sayıda kadın gazeteci ve aktivistin Taliban tarafından taşlanma tehlikesiyle karşı karşıya olması nedeniyle, Afgan kadınların güvenliği hususunda endişeli olduğunu dile getirdi Bir başka kadın gazeteci, The Guardian gazetesiyle yaptığı söyleşide, kadın gazetecilerin çalışmalarına ilişkin kanıtlardan birini yok etmeden önce umutsuz biçimde elçiliklerden yardım istediklerini aktardı. Birçok Afgan kadın, Taliban egemenliği altında kimliklerini yitirmekten korkuyor.
Bu sözlerin tercümesi kadınlar açısından epey farklı görünüyor. Kabil’de yaşayan bir Afgan kadın, bulunması halinde başına geleceklerden korktuğu için kimlik kartlarını ve diplomalarını gizleme eziyetini yaşadı. Bir başka söyleşide, Afganistanlı kadın bir hâkim, Taliban’ın kadın hâkimleri kâfir olarak gördüğünü aktardı. Kamuoyunca tanınan pek çok gazeteci ve kadın da Taliban güçlerinin zulmüne maruz kalma tehlikesi yaşıyor.
Eğer Taliban bir reform gerçekleştirecek olsaydı, katıksız köktendinciliklerinden ve kadınlara yönelik düşmanlıklarından vazgeçmeleri gerekecekti ve bunu yapmaları, kadınların görevleriyle ilgili yaklaşımları geleneksel kadın rolünden ibaret olduğu için, çok zor.
Cenevre Sözleşmesi’nin 27. maddesi, kadınların cinsel şiddetten korunması çağırısında bulunuyor. Şu anda, Afgan kadınları cinsel kölelik tehdidiyle karşı karşıya. Uluslararası basında yayınlanan haberlere göre, Taliban yetkilileri, Temmuz 2021’de yerel dini liderlerden 15 yaşındaki kız çocukları ve 45 yaşındaki dul kadınların militanlarla evlendirilmeleri için isimlerinin kendilerine bildirilmesini istedi. Taliban’ın şeriat yasalarını katı bir şekilde yorumluyor olması, cinsel azınlıkların kategorik biçimde hedef alınmasına ve öldürülmesine neden oluyor. Afgan yazar Nemat Sedat, ‘queer’ bireylerin insani haklarını yitirebilecekleri ve Taliban hâkimiyeti altında cinsel kimlikleri yüzünden ölüm cezasına çarptırılabilecekleri hususlarında uyarıda bulundu.
SON GELİŞMELER
Afganistan’da yaşanmakta olan krizin yeni bir gelişme olmadığını kabul etmek önemli. Afganistan, onlarca yıldan beridir süren kesintisiz savaş ve baskıcı militan rejim nedeniyle insani bir krizin ortasında sıkışıp kalmış bir halde. Uluslararası toplumun, Afganistanlı kadınları ve cinsel azınlıkları savaş suçlarından ve cinsel şiddetten koruması gerek. Tartışma, kadınların onurunu korumaktan, bedensel özerkliklerini korumalarına olanak sağlamaya doğru değişmeli zira olası zararlardan korunmak, en temel insan hakkıdır.
Afganistan’da cinsiyete dayalı şiddetin baskın çıkmamasını sağlamak gibi acil bir ihtiyaç söz konusu. Kanada’daki Uluslararası Feminist Yardım Politikası örgütü bu doğrultuda hayati bir rol oynayabilir. Feminist örgütlerin, Afganistanlı erkek, kadın ve cinsel azınlıkların şiddetten kaçmasına yardımcı olmak için mali kaynaklarını seferber etmeleri gerek. İnsani yardım kuruluşlarının, Afgan mültecilere güvenli barınma imkânı sağlanmasına yardımcı olmanın yanı sıra Afgan kadın örgütlerinden görüş almaları ve haklarını ve bedensel özerkliklerini koruyacak stratejiler hazırlamaları için onları bir araya getirmeleri gerek.
Bilim insanları, Kanada’nın geçmişte Afganistan’da üstlendiği rolü, sürdürülebilir bir kalkınmanın ve barışın teşkil edilmesine odaklanmaktan ziyade uluslararası toplumdaki imajını parlatmak için bir araç olarak kullanması nedeniyle eleştirdiler. Kanada’nın Taliban hükümetini meşrulaştırmayı kabul etmemesi ve ABD ve İngiltere’yle birlikte hareket etme vaadi, Afganların güvenliğini sağlama amacını güden dürüstçe bir yükümlülük içermeli.
POLİTİK ÖNERİLER
Araştırmalarında cinsiyet, insani yardım ve uluslararası kalkınma alanlarını inceleyen bir doktora öğrencisi olarak, Kanada ve Afganistan’a yardım sağlayan diğer ülkelere aşağıdaki politik eylemleri öneriyorum:
-Kadınların ve kız çocukların eğitim ve istihdam imkânlarına ulaşabilmeleri de dahil olmak üzere, Taliban yönetimi altında haklarının korunmasını sağlamak doğrultusunda yerel ortaklara destek ve işbirliği sağlayın.
-Kadınlara ve cinsel azınlıklara, yerinden edilmiş gruplara ve savunmasız etnik azınlıklara yardım sunan ve onların yer değiştirmelerine yardımcı olan örgütleri destekleyin.
-Cinsel şiddete maruz kalanlar için adaletin sağlanması doğrultusunda BM ve yerel kuruluşlarla işbirliğine gidin.
-Dışlanmış grupların üyelerine güvenlik ve kurumsal koruma sağlayın.
-Sivillere acil insani yardım sağlayın. İnsan hakları örgütlerinin yardım dağıtımına dahil olmaları için gereken fırsatları yaratın.
-Afganistanlı kadınların barışın yaratılması çabalarını müzakere etmeleri ve tasarlamaları için fırsatlar yaratın.
Uluslararası örgütlerin kesintisiz çabaları olmadan, Afganistan’ın toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşması neredeyse imkânsız hale gelir. Güçlü bir politik çerçevenin olmadığı bir durumda, tarihin yeniden ve yeniden tekerrür ettiğine tanıklık ederiz; yani, kadınların ve cinsel azınlıkların yaşamları pamuk ipliğine bağlı.
Yazının orijinali The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)