Bekir Ağırdır, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Öcalan ile ilgili açıklamalarıyla muhalefeti bölmek ve Kürtlere 'Bu konu benle çözülür' mesajı vermek istediğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Selahattin Demirtaş ile Abdullah Öcalan hakkındaki "Edirne'deki İmralı'dakine hesap verecek" açıklaması ve Öcalan ile haberleştiğine dair imasına dair tartışma sürüyor. KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Erdoğan'ın muhalefet blokunu sarsacak konunun Kürt meselesi olduğunu bildiğini ve bu nedenle bu yönde açıklamalarda bulunduğunu söyledi.
T24'te Murat Sabuncu'nun Sayıların Dili programında konuşan Ağırdır, Erdoğan'ın sözleriyle ilgili, "Demiş oluyor ki aslında, Öcalan ile her zaman konuşabilirim hatta konuşuyoruz. Bu ihtimali açık tutuyor. Dolayısıyla Kürt seçmene diyor ki, 'Ben Öcalan ile iki kez bir temas zemini yarattım ve iki kez de açılım süreci başlattım ama başarılı olamamasının sebebi bir muhalefetin bana destek vermemesi, iki PKK'nin o süreci bozması ve barışmak istememesi, terörde devam etmek istemesi', dolayısıyla biliyorum ki, söylüyorum derken aslında şu anda da Öcalan ile bir konuşma süreci var imajı vermiş oluyor" diye konuştu. Ağırdır şöyle devam etti:
'BİLİYOR Kİ KÜRT SEÇMEN OLMADAN YENİ BİR NİZAM KURMAK MÜMKÜN DEĞİL'
"O da biliyor ki, umarız muhalefettekiler de anlıyordur ki Kürt seçmen olmadan yeni bir nizam kurmak, toplumsal rızayı üretmek ve yüzde 50'den fazla siyasal güce oluşmak mümkün değil. Ortada bir gerçek var. Dolayısıyla HDP'yi aşarak Kürt seçmene doğrudan bir mesaj vermeye çalışıyor. Tabanı evet, bir yandan AKP'de bir gerileme var diyoruz ama yine de geride kalan seçmeni üzerinden kendi liderliği, kendi liderliğinin dönüştürücü kapasitesi hala yüksek. Çünkü Erdoğan bir yandan o cümleleri, camide konuşurken de başka yerlerde konuşurken de o seçmen kitlesine, yani hala arkasında duran seçmen kitlesine onların ağzından, onların duygularından konuşuyor. O konuşmaların içeriğine itiraz ediyor olsak da, kendi seçmeniyle aynı duygudan konuşuyor. O anlamıyla seçmeni üzerindeki samimiyeti, liderliği geçerli. Dolayısıyla evet barışmamız gerekiyor, Kürt seçmeninde barışarak çözmemiz lazım diyorsa, kendi seçeminini ikna edebilecei konusunda bir tereddütü yok.
'AKP SEÇMENİ SURİYELİLERE KARŞI DAHA SERT'
Bütün araştırmalarımız gösteriyor ki, CHP seçmeni kadar hatta bazı konularda ondan daha sert AKP seçmeni Suriyelilere karşı ama o itirazı hiç Erdoğan söylemiyor, o seçmenin de itirazı kamuoyunda görünür olmuyor. Hallbuki Altındağ'da, Esenler'de Suriyelileri yakanlar, dövenler CHP seçmenleri değil. Ama o kitleye inandırıcılığı Erdoğan'ın hala yüksek.
Dolayısıyla bu söylemden hala kendi kitlesine de, daha çok Kürt seçmene de muhalefetin olası hatalarını da biliyor. İYİ Parti'nin meseleye CHP'den farklı baktınığını, en azından taban olarak ya da kurumsal akıl olarak. Muhalefet blokunu sarsacağı ve sürekli bir basınç uygulayacağı konunun Kürt meselesi olduğunun da farkında. Dolayısıyla da politik bir hamle yapıyor. Yoksa ciddi bir seçimlerden önce bir açılım süreci veya başka bir ihtimal söz konusu bile değil bence. Ama bir politik hamle. İki yönü, hedefi var: Bir muhalefetteki çatlağı büyütmek ve gündemde sürekli muhalefetin farklılıklarının gündemde kalmasını sağlamaya çalışıak hem de Kürt seçmene de bu konu çözülecekse yine benimle çözülür mesajı vermeye çalışmak."