2016 yılında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca idari kararla işinden atılan Hamit Pişkin'in Avrupa insan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı bireysel başvuru sonuçlandı. Mahkeme Pişkin'in adil yargılanma hakkı ile özel hayatın ve ailenin korunması haklarının ihlal edildiğine karar verdi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde Kanun Hükmünde Kararname'ye (KHK) dayanan idari kararla Ankara Kalkınma Ajansı'ndaki işinden atılan Hamit Pişkin'in başvurusu hakkında kararını açıkladı.
Mahkeme oybirliği ile Pişkin davasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde adil yargılanma hakkının güvenceye alındığı 6'ıncı maddenin ve özel hayatın ve aile hayatının korunmasını kapsayan 8'inci maddenin ihlal edildiğine karar verdi. Türkiye, Pişkin'e 4 bin euro tazminat ödeyecek.
Hukukçu Kerem Altıparmak kararla ilgili "AİHM'in Pişkin kararı tahmin ettiğimiz gibi ne şiş yansın ne kebap kıvamında bir karar. İhraç kararnamesini ceza hükmü olarak görmüyor. Yasal öngörülebilirlik açısından iltisak, irtibat kavramlarında sorun görmemiş. İhlal kararının devam eden sürece hiçbir ciddi etkisi olmayacak" yorumu yaptı.
Altıparmak karar öncesi "AİHM’in vereceği Pişkin/Türkiye kararı esastan vereceği ilk OHAL ihraç kararı. Bu iltisak, irtibat meselesine ne diyeceği gerçekten büyük merak konusu. Başvurucu KHK’li değil. Ankara Kalkınma Ajansından 667 KHK uyarınca idari kararla ihraç edilmiş. Başvuruda kanunsuz suç ve ceza olmaz (md.7) ilkesinin de ihlal edildiği ileri sürülüyor. Bakalım AİHM ihraç kuralını (iltisaklı, irtibatlı olma) bir ceza hükmü sayacak mı? Sayarsa bu kuralın geri yürütülmesini ihlal sayacak mı? Bunu yaparsa tüm OHAL ihraç rejimi çöker" demişti.
NE OLMUŞTU?
2010 yılında Ankara Kalkınma Ajansı'nda çalışmaya başlayan Hamit Pişkin, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL döneminde 667 sayılı KHK ile çalıştığı kurumdan ihraç edilmişti. İş mahkemesi, temyiz ve Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvurular reddedilen Pişkin, AİHM'ye bireysel başvuruda bulunmuştu. Pişkin hakkında 5 Eylül 2018 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından delil yetersizliği nedeniyle takipsizlik kararı verilmişti.