Ali K Yıldırım
Hü, Huda'nın kısaltılmışıdır. Farsça'da HUDA(xuda) Allah anlamında kullanılır. KÜRTÇe'de ise XWADE olarak bilinir.
XWE kendi veya kendisi anlamındadır.
De annedir.
Demek XWEDE kendisi insanlığın annesidir.
DOLAYISI ile Tanrı'dan gelen insanoğlu Tanrı'ya ait bazı üstün yeteneklere sahip, mesela akıl gibi.
Asimilasyon'un bir parçası olarak XWADE yerine Arapça ALLAH ismini kullandığımızda yapılan çağrışım değişiyor. Yine bir yöneticiyi tabulaştırdığımızda insan aklının erişim alanına sınırlar koymuş oluyoruz. Türkiye'de M. Kemal'in tabulaştırılıp hatta put seviyesine çıkarılmasının ne politikacılara ve ne de insanlara faydası olmuştur. Her politikacının hedefi bir öncekini aşmak olmalı iken inşa eden Atatürk tabusu nedeni ile insanlar ileri bakmak yerine geriye bakmayı tercih ediyorlar. Bunun "En el Haq" diyip insanı objektif olmaktan subjekt olarak merkeze yerleştiren inanç ile ilişkisi yok. Bu bakımdan ciddi bir asimilasyonun yaşanmakta olduğunu belirtmem gerekiyor,
Özgür ortamda insanın yaratıcı yeteneğini kullanma potansiyeli yükselirken, baskı altındaki koşullarda bu yetenek körelir.
Tek partili, tek şefli günlerde toplum adına "düşünen" birileri var idi. Şimdi yine yarı açık kapı politikasından ŞEF'lik sürecine evriliyoruz.
Günümüzde ifadesini İŞİD ve EL Kaide gibi örgütlerde bulan koyu şeriatçılığın; resime, heykele, müziğe karşı olmasının bir nedeni de yaratıcı kabiliyete karşı olmalarındandır.
Kendisi Sünnü kökenli olan HALLAC-I MANSUR'UN, ENEL HAQ felsefesinin kaynağı yukarıdaki Tanrı anlayışıdır. Ondan önce zikredilmesi gerekli olan isim İBN-İ ARABİ'dir. Bu anlayışın İnsanı KUL görüp kötürümleştiren Arab'i inançla temel farklılığı var. Alevilik Ağırlıklı olarak KÜRD'ü ve Bizans muhalifi kültürel coğrafyanın ürünüdür.
TANRI değişik dönemlerde değişik sıfatlarla kendisini gösterir Alev'i anlayışına göre.
Dedem "Tevrat'ta Musayım, İncil'de İsa, Kuran'da Ali'yim" derken, Tanrı'nın bu inanca göre değişik dönemlerde değişik donlarda görünmesini anlatıyordu.
Bu inancın kökeni İran Kürdistan'ında Mehabat'a kadar uzanıyor. Nitekim İsa'nın doğum hikayesine 'bu ışığın' bir gün Batı'da başka bir yerde doğacağına inanan Zerdüşt'ü din adamları MAGİLER'in de hazır bulunduğu anlatılır.
ALİ'ye ŞAHE MERDAN denir. MERD Farsça'da Adam, yani tekil insan anlamındadır. MERDAN ise MERD'in çoğul hali olup insanlar anlamına geliyor. Yani Ali için "İnsanların Şahı" deniliyor.
İnsanların Şah'ı TANRI için kullanılan bir ifadedir. Kökeni İRANi coğrafyadaki TANRI KRAL'a uzanır.
Her dinin benzer veya farklı birçok doğması vardır. Görüldüğü gibi ALEVİLİĞİN doğmaları Arab'i İslam'ın doğmalarından birçok temel farklılık taşıyor. Sonraki dönemde Arab'i Dünya'nın sembolik isimlerini kabul edilmiş olsa bile bunlara yüklenen misyon farklı olup geçmiş kültürden besleniyor.
Hz Muhamed ve Ali ilişkisinde Peygamber hiyerarşide Ali'nin altındadır.
Kırklar Cem'i söylencesi Hz Muhamed'in Ali'nin dahil olduğu 40 kişilik cemaate Hz Muhamed'in kabulü üzerinedir. Burada vurgulanan en önemli şey eskiden var olagelen kültür ve teoloji'ye Hz Muhamed'in kabulü ile katkı sunmuş olmasıdır. İnanç ve kültür tarihsiz değildir, öncesi ve sonrası vardır.
Tanrı'nın insani formlar altında görünmesi onu korkulan bir sembol olmaktan çıkarıp, insana daha yakın hale getirip onu sevecen kılıyor. Ayrıca İnsan'ın TANRI soyundan olma inancı, insanı yüceltip onun özgürlük alanını genişletiyor. Burada insan sadece bir kul değil, bir çok Erdem'e sahip olan bir varlktır.