Ali Babacan’dan ‘Kürt Sorunu’ açıklaması

Yeni parti kurma çalışmalarına başlayan Ali Babacan, Kürt sorununun farklı tarihi boyutu olduğunu belirterek, “Kürt vatandaşlarımızın sorunu biraz daha farklı. Tarihi niteliği var. Bu ülkenin asli unsuru” diye konuştu.

Haber Merkezi- Özel bir televizyon kanalına konuşan Ali Babacan, kurucusu olduğu AK Parti'den neden istifa nedenlerini, yeni hareket hakkında bilinmeyenleri ve Türkiye meselelerine bakışı hakkında değerlendirmelerde bulundu.

“Baktık düzelme olmuyor ve ciddi bir ayrışma yaşadık”

Babacan, AK Parti'den istifa etmesi ile ilgili, “Türkiye'de demokrasinin iyi işlemediğinden şikayet ediyorduk. Hukukun üstünlüğü ilkesinin örselendiğinden bahsediyorduk. Zaman içerisinde uygulamalarla, çıkış değerleri arasında ciddi farklar oluşmaya başladı. Zaman içinde yavaş yavaş. 2011-2012'de başlayan ve 2013'de hızlanan. Uzun süre bunları düzeltmek için çaba harcadık. Bunlar evrensel ilkeler. Bunların zaman içerisinde örselenmesi hepimizi rahatsız etti düzeltmek için de çok çaba gösterdik. Baktık düzelme olmuyor ve ciddi bir ayrışma yaşadık” ifadelerini kullandı.

“Ülke karanlık bir tünele girdi”

“Ülkenin karanlık bir tünele girdi” diyen Ali Babacan, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinin partiden ayrılmasını istemediğini belirtti. Babacan daha önce atacakları bir ayrılık adımının mevcut düzeni olumsuz etkileyeceği korkusuyla bundan kaçındıklarını ifade etti.

Ülkenin içinde bulunduğu durumla ilgili kendini büyük bir vebal altında hissettiğini söyleyen Babacan, gelinen noktada partiden ayrılmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

Yeni bir hareket olarak önce insanı odağa alacaklarını ifade eden Ali Babacan, “Türkiye'nin çok ciddi bir insan hakları sorunu var, özgürlükler sorunu var, önce insan diyeceğiz, İnsanı merkeze alan bir hareket olacağız. Din, etnik köken, mezhep hiç önemli değil, bu ülkenin insanı mı ona bakacağız" dedi.

“Başkanlık sistemi sonrası ekonomik kriz çıktı”

Başkanlık sistemi konusunda kendisini geri çektiği ve yeni sisteme inanmadığı şeklindeki eleştiriler hakkında Babacan, “Başkanlık sistemi ile beraber ilk seçimlere gidildi. Daha sonra 31 Mart'ta yerel seçimler gelecekti. Bu sistem gerçekten Türkiye'yi yönetecek bir sistem mi diye bakmak istedik. Başkanlık sistemi baktık ki iki ay sonra Türkiye'nin en büyük ekonomik krizi ile anılmaya başlandı. Başkanlık sistemi ile ilgili söylenen pek çok argüman karşılıksız kaldı” değerlendirmesinde bulundu.

Son 4 yılın insanları dinlemek için iyi bir fırsat olduğunu belirten Ali Babacan, Türkiye ile ilgili iyi bir strateji belirleme konusunda çalıştığını açıkladı.

Abdullah Gül partide yer almayacak

“Abdullah Gül'ün parti içinde görev alma, Cumhurbaşkanı olmak gibi bir durumu yok mu?” sorusuna yanıt veren Babacan şöyle konuştu:

“Hayır. Ben kendisine söyledim. 'Bu işte olacaksınız başımızda siz olacaksınız' dedim. 'Hayır' dedi 'bu iş isiz yapacaksınız' dedi. Bizi partimiz farklı kesimlerin üzerinde ittifak kurulacağı bir çizgiyi oluşturmak amacında. Farklı siyasi görüşlerden gelen insanların uygulanabilecek ve gerçekçi olan yeni bir Türkiye tasarımı. Bu ana akım siyasi bir çalışma olacak.”

Babacan, Davutoğlu ile ilgili ise, “Ahmet Davutoğlu bize birleşme teklifinde bulundu. Kendi merkezli bir hareket başlattı. Biz daha sonra başladık biz daha farklı bir metot ile devam edeceğiz. Ben birleşmeyi zor görüyorum. Gerçekçi görmüyorum” dedi.

“Kürtler bu ülkede asli unsur”

Ali Babacan, Alevi ve Kürt sorunu hakkındaki görüşlerine ilişkin sorya ise şu yanıtı verdi:

“Herkes bu ülkenin eşit vatandaşı. Hiç kimsenin başkasına üstünlüğü yok. Öncelikle Alevi vatandaşlarımız kendilerini nasıl tanımlıyorsa devletin ona saygı duymalı. Devletin görevi onu dönüştürmeye çalışmak değil herkesin inandığı gibi yaşamasını garanti etmek. Kürt vatandaşlarımızın sorunu biraz daha farklı. Tarihi niteliği var. Bu ülkenin asli unsuru. Bu topraklarda beraber savaşarak, mücadeleyle korunmuş topraklar. Bunu unutmamamız lazım. Ortak bir Türkiye geleceği tasavvuru ile birliği ve bütünlüğü sağlayabiliriz. Temel haklar ve özgürlükler konusunda net ve açık tutum. Bu haksa pazarlık unsuru yapamazsınız.  Öbür türlü terör örgütü 'ben bu silahlı mücadeleyi vermesem siz bu hakları elde edemezsiniz' diyor. Terörle mücadele sadece silahlı mücadele değildir, siyasi ve diplomasi enstrümanı vardır. Terör örgütü bugün anakronizmdir. Bugünün şartlarda böyle bir varlık sebebi olmamalıdır. Uluslararası meşruiyetini yitirdiği anda, ki bir miktar meşruiyeti var. Amerika 'PKK tamam ama PYD/YPG yok' diyor. Rusya'da büroları var. Biz vatandaşımıza hak ettiği ne varsa bunu vermek almak kelimesini kullanmaktan hicap duyuyorum. Bunun yaşanmasını garanti altına almakla mükelleftir.”

Kaynak: Rûdaw

Siyaset Haberleri

Bakan Reşid: Vatandaşlardan nüfus sayımı için memleketlerine dönmelerini istiyoruz
Kürdistan Bölgesi ve Irak'ta nüfus sayımı süreci başladı: 2 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildi
İran ile Elon Musk 'arasında gizli görüşme'
Fransa, 40 yıldır cezaevinde tutulan FHKC üyesini serbest bırakıyor
Bakan Işıkhan: Belediyelere haciz işlemi başlatacağız