Abdulhakim Günaydın / Independent Türkçe
İlahiyatçılar, anadil eğitimine karşı çıkmanın doğru olmadığı görüşünde. Kılıçarslan, "Hiç bir Müslüman başka bir Müslüman'ın anadilde eğitimini engelleyemez, karşı çıkamaz ve karşı çıkması caiz değildir" dedi
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Kürt sorunu veya Kürt meselesi tanımlamasına kesinlikle katılmadığını belirterek "Anadilde eğitim talebi mazur görülemez" demişti.
Dervişoğlu'nun bu çıkışına bir süredir tartışılıyor. Önce siyasilerin tepki verdiği bu tartışmanın yankıları devam ediyor.
TIKLAYINIZ: Mustafa Özçelik: Kürtçe'ye 'bilinmeyen dil' demek bir vahamettir
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Mardin'de "Anadil ana sütü gibi helaldir" değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş'un açıklamalarını, Dervişoğlu'na cevap şeklinde değerlendirenler de olmadı değil.
Türkiye'de neredeyse tüm siyasi partilerin anadilde eğitim meselesine bakışı aşağı yukarı belli.
Çünkü birçok parti bu konudaki görüşünü kamuoyuna açıkladı.
Peki, yüzde 90'ının Müslüman olduğu ifade edilen Türkiye'de ilahiyatçıların anadil meselesine bakışı nasıl?
İslam, anadilde eğitim konusuna nasıl yaklaşıyor?
Tartışmaya katılan ilahiyatçılar, konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"Anadil eğitimine karşı çıkmak caiz değil"
Alimler ve Medreseler Birliği Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, en iyi ve doğru eğitimin anadil eğitimi olduğu görüşünde.
Enver Kılıçarslan / Fotoğraf: Twitter
"İstisnasız her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara açık açık anlatsın; bundan sonra Allah dilediğini sapkınlık içerisinde bırakır, dilediğini de doğru yola iletir. O, güçlüdür, hikmet sahibidir" İbrahim suresinin 4'üncü ayetini anımsatan Kılıçarslan, "Bu ayeti kerimeye binaen İslam'da en iyi ve doğru eğitim anadilde eğitimdir. Çünkü herkes kendi dilinde meseleleri daha iyi anlar ve daha iyi kavrayabilir. Hiçbir Müslüman başka bir Müslüman'ın anadilde eğitimini engelleyemez, karşı çıkamaz ve karşı çıkması caiz değildir" dedi.
"Bu konuda tartışmaya bile gerek yok"
Süleymaniye Vakfı Din ve Fıtrat Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır da konunun tartışılmasının dahi doğru olmadığı görüşünde.
İnsanın dilini ve ırkını seçemeyeceğini kaydeden Prof. Dr. Bayındır, "Anadile karşı çıkmanın mantığı yok, kimse dilini kendi seçemiyor ki" ifadesini kullandı.
Kur'an- Kerim'in Hucurat suresinin 13. ayetini hatırlatan Bayındır, "Dil ve ırkların farklı olması Allah'ın tercihidir. Dolayısıyla Allah'ın bu tercihine kimse karşı çıkamaz. İnsanların bu konuda herhangi bir tercihleri yoktur" diye konuştu.
Abdulaziz Bayındır / Fotoğraf: Twitter
"Kimse kimseden üstün değildir"
Bir kısım insanların dillerinin farklı olmasının kendilerine farklı davranılması için gerekçe gösterilemeyeceğini aktaran Bayındır, şunları kaydetti:
"Allah birbirimizi tanıyalım diye söz konusu farklılığı ortaya koymuştur. Sadece birer kimlik oluşması içindir, başka bir şey için değildir. Kimse kimseden üstün değildir. Kim Allah'ın emirlerine karşı gelmez ve emirlerine uyarsa en üstün odur."
"İslam'a göre sadece Allah ve Resulullah'ın hükmü müzakere edilemez"
Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul ise sosyal medya hesabından yayınladığı videoda "Anadilde eğitim talebi mazur görülemez" değerlendirmesine sert tepki gösterdi.
Kendisinin dil diye bir derdinin olmadığını söyleyen Kuytul, "Neymiş anadilde eğitim talebi müzakere edilemezmiş. Hep böyle konuşma alışmışlar. Memleket sadece onların memleketi mi? diye sordu.
İslam'a göre neyin teklif edilemeyeceğine açıklık getiren Kuytul, "Sadece Allah'ın emrine aykırı bir şey teklif edilemez, çünkü insanlar Allah'tan iyi bilemez. Bunun dışında her şey teklif edilebilir. Kur'an-ı Kerim'e göre bu konuşulabilir mi? konuşulabilir. Kur'an ‘hayır böyle bir konuşulamaz' diyor mu? hayır demiyor" değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti'nin Milliyetçi Hareket Partisi'nden (MHP) zerre farkı olmadığını, ikisinin de Türkçü, laik ve Kemalist olduğunu savunan Kuytul, "Bu meselelerde müttefikler. Müzakere edilemezmiş. Neden müzakere edilmesin? Kendini Müslüman olarak tanımlayan biri bu lafı söyleyemez. İslam'a göre sadece Allah ve Resulullah'ın hükmü müzakere edilemez" ifadelerini kullandı.
Alparslan Kuytul / Fotoğraf: Twitter
"Kur'an hakem olsun"
"Ey Türkçü, laik ve Kemalistler, siz Allah'ın hükmünü müzakere bile etmeden, referanduma bile sunmadan kaldırmadınız mı? sorusunu yönelten Kuytul, "Şimdi nasıl oluyor da kendi koyduğunuz bir kanun müzakere edilemez diyorsunuz? Allah'ın hükmünü müzakere bile etmeden kaldırma hakkınız var ama sizi koyduğunuz bir esasın müzakere edilmesine bile tahammülünüz yok. Yıllar evvel bu işin çözümünün Kur'an olduğunu söyledim. Kur'an hakem olsun, silahlar sussun, kardeşlik olsun dedim. Bunun başka çaresi yoktur. Büyük devlet olmak istiyorsanız Osmanlı gibi olun. İnsanların dili ile uğraşmayın" şeklinde konuştu.
Osmanlı'nın kimsenin diline karışmadığını, Kürtlerin kendi dilini serbeste konuşup yazabildiğini hatırlatan Kuytul, sözlerini şöyle tamamladı:
"Osmanlı bunlarla uğraşmadığı için Osmanlı oldu. Bu Türkçü kafa memleketin büyümesinde engeldir. Bu kafayla memleket büyümez. Müzakere edilemezmiş, sen kimsin böyle konuşuyorsun. Bunların kafası öyle bir kafa ki sanki tüm memleket onların, bir tek onların konuşma hakkı var ve onların dediği olacak? Bu ülkede milyonlarca Kürt, Arap, Laz, Çerkez ve Boşnak'ına varana kadar birçok millet var. Şu müzakere edilemez, biz böyle karar verdik, bu böyle olacak, şöyle olmayacak, böyle konuşan vatan hainidir, böyle konuşan teröristtir demekle, bu kafayla bugüne kadar nereye vardınız?"